Donanma Eski Komutanı Emekli Oramiral Veysel Kösele Açıklaması

15 Temmuz FETÖ Donanma davasında Donanma Eski Komutanı Emekli Oramiral Veysel Kösele, "Darbe girişimi olurken, komutanlar emir komuta zincirinden çıkmışken, olağanüstü bir durum yaşanırken, Başbakan,Cumhurbaşkanı halkı darbecilere karşı çıkmaya davet ederken, darbeyi bertaraf etmek için sabahı mı bekleseydim. Darbeye karşı çıktım ve gerekenleri yaptım. Bunda da başarılı olduğumu düşünüyorum" dedi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı’ndaki faaliyetlerin incelendiği 86 sanığın davası Kocaeli Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde devam ediyor. Duruşmada Başbakanlık avukatları Halit Çokan, Emre Arık da yer aldı. Ayrıca duruşmayı izleyici olarak İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, AK Parti Kocaeli Milletvekilleri Sami Çakır, Cemil Yaman ve belediye meclis üyeleri ile sanık yakınları yer aldı. Duruşmada müşteki olarak ifade veren Veysel Kösele İzmir 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS aracılığı ile bağlandı. Kösele 15 Temmuz gecesi TCG Yavuz gemisine çıkışından ve darbe girişimini durdurmak için yaptıklarından bahsetti.

"Tuğamiral Yalçın Payal’ı tekrar aradım ve gemilerin geri dönmesi konusunda tekrar ikaz etim"

Donanma Eski Komutanı Emekli Oramiral Veysel Kösele ifadesinde, “Televizyonda köprülerin kapatıldığını gördüm ve 21.45’te 1.Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar aradı. Telefonda bana birliklerde bir tuhaflık olduğunu şu anda bulunduğu evden güvenlik sebebiyle çıktığını ve Fenerbahçe Ordu Evi’nin de tutulmaya başladığını ve oradan çıkmamı söyledi.

Komutandan bunları öğrenince oteli sivil olarak terk etmeye karar verdim. Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ve Kocaeli İl Emniyet Müdürü Levent Yarımbel beni aradı ve Kocaeli’deki gemilerin seyir aldığını söyledi.

Tümgeneral Ahmet İskender Yıldırım’ı aradım gemilerin seyir aldığını ve hepsinin geri dönmesini emrettim. Bana Gölcük’te olmadığını söyledi.

Ardından Tuğamiral Gökhan Polat’ı aradım ve hiçbir şekilde seyre kalkmamalarını ve benim vereceğim emirleri beklemesini söyledim. Tuğamiral Tezcan Kızılelma’yı aradım ve benim iznim olmadan uçuş yapılmamasını söyledim. 1. Odu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ı aradım ve İstanbul’daki birlikleri ikaz ettiğimi söyledim bu sırada ordu evinin bahçesine iki tane helikopterin konuşlandığını öğrendim. Tümgeneral Ahmet İskender Yıldırım’ı aradım ve gemilerin sabotaj ihbarı ile seyir aldığını öğrendim. Tuğamiral Yalçın Payal’ı tekrar aradım ve gemilerin geri dönmesi konusunda tekrar ikaz ettim. Yüksel Çetin’i aradım durum hakkında bilgi istedim bana senelik izinde olduğunu söyledi.

Albay Uğur Çelikten beni aradı ve Gölcük Merkez Komutanlığı hakkında bilgi verdi. Gölcük Ana eski Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren’in bir şeyler yaptığını anlayamadığını söyledi.

00.16’da Harekat Komutanı Mustafa Bardakçı’yla konuştum ve benden emir almadan hiçbir şey yapılmamasını söyledim. 00.30’da Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ve Tuğamiral Yalçın Payal’ın Tuğamiral Hayrettin İmren tarafından gözaltına alındığını öğrendim” dedi.



“Bir an önce ordu evinden ayrılıp emir ve komutayı ele almalıydım”

“Ordu evini terk ettim ve İstanbul Yelken Kulübü’nden gemilerden birine geçip emir ve komutayı ele almalıydım” diyen Kösele, “Gemilerde bulunan muhabere kanalıyla tüm seyirdeki gemilere emir verebilecektim. Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ve Tuğamiral Yalçın Payal’ın askeri tutukluluk aracı ile İstanbul’a gittiğini öğrendim ve Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nu aradım, durumu anlattım müdahale etmelerini istedim. İstanbul Yelken Kulübü’nden bir lastik bot ile ayrıldım. Oramiral Bülent Bostanoğlu’nu aradım ona bir gemiye gideceğimi ve deniz kuvvetleri olarak bu kalkışmayı desteklemeyeceğimizi açıklamasını söyledim ve televizyona çıkıyorsanız çıkın yoksa ben çıkacağım dedim. Bunun üzerine bana yapacağını söyledi.

Daha sonra öğrendim verdiğimiz desteklemiyoruz mesajı televizyonda alt yazı olarak geçmiş” ifadelerini kullandı.

“Bizi silahla derdest etmeye çalıştılar”

Çıkacağı gemi olarak TCG Yavuz’u seçtiğini belirten fakat gemiye çıktığında isminin anons edilmediğini ve gemi personeline geldiğinin duyurulmadığını söyleyen Kösele, “02.35 sıralarında gemiye ben ve iki astsubay korumam ile gemiye Yassıada yakınlarında TCG Yavuz adlı gemiye çıktık. Gemiye çıktığımda beni Tuğamiral Levent Kerim Uça ve gemi komutanı Deniz Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk karşıladı. Emir ve komutanın bende olduğunu telsiz kanalından tüm gemilere bildirilmesini istedim. 02.39’da Kocaeli İl Emniyet Müdürü’nü aradım ve karşılıklı bilgi alışverişinde bulundum. Kamarama geçtikten sonra hazırlattığım mesajı imzalayarak tüm gemilere üsse dönmeleri emrini verdim. Fakat mesajın diğer gemilere gönderilmediğini öğrendim. Sonra dışarıda bir arbede yaşandığını anladım, bir iki el silah sesleri geldi. Arbede benim koruma astsubaylarım ve komutanlar arasında geçtiğini anladım. Astsubayım ‘beni öldürmeden geçemezsiniz’ dedi.

İçeriye girdik ve kamarada kendimizi güvenliğe aldık. Saat 03.49 sıralarında Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nu arayarak gemide ve emniyette olduğumu söyledim. Gemi komutanı beni tehdit etmeye geliyordu. Gemi komutanının yapmış olduğu bu davranış benim gemideki muhabere sistemiyle diğer gemilere ulaşmama engel oldu. Gemide verilen emirlerden gemilerin dış dünyaya kapatılmasının amaçlandığı görülüyor. Gemide sadece cep telefonlarımızı kullanabiliyorduk. Gemi Komutanı Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk’ün benim cep telefonumdan talimat ve emir verdiğimi fark etmesi üzerine bunu engellemek için gemiyi Marmara açıklarına aldı” dedi.

Kamarasında olduğu sürede cep telefonu ile iletişime geçebildiğini söyleyen Kösele, 3-4 defa gemi komutanı Sezai Özgür Öztürk ile dahili telefondan konuştuklarını söyledi.

Kösele, gemi komutanı Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk’e yaptığı işin yanlış olduğunu, komutanına inanmıyorsa televizyonu açıp olanları görmesini söylediğini ifadesine ekledi. Kösele, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sezai Öztürk yaptığı işin yanlış olduğunu anladı. Benden özür diledi ve emrime girmeye hazır olduğunu söyledi.

Kendisine emrime tekrar giremeyeceğini söyledim ve ona son emrim olan gemiyi Gölcük’e götürmesini söyledim. Bu sırada iletişim hatları açılmış ve iletişim sağlanmıştı. Ulaştığım tüm gemilere Gölcük’e dönmesini söyledim. Gemi Gölcük’e intikal ettiğinde askeri savcı gelene kadar kamaramda bekledim. Bu sırada Mustafa Bardakçı’yı arayarak savcının hazır beklemesi emrini verdim. Gemi limana geldiğinde gemiden çıktım."

15 Temmuz gecesi top mermisi ateşleyen Salih Reis ile ilgili de ifadesinde bilgi veren Kösele, “Arif Çırtlık ifadesinde ‘Harp mermisi kullanmadım, eğitim mermisi kullandım. Etkileri farklıdır’ demiş. Doğrudur. Bu atışların darbe kararlılığını göstermek ve psikolojik baskı amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Kullanılan mermi eğitim mermisidir ama düştüğü yere bağlı olarak zarar verebilir. Ateşlendiği normal mermi ile aynı görüntüyü verir ve bu insanların üzerinde psikolojik baskı yaratır. Bu o gece alçak uçuş yapan uçakların gürültüsünün yarattığı psikolojik baskıyla aynıdır” ifadelerini kullandı.

“TCG Yavuz Komutanı Sezai Özgür Öztürk’ten bana ve personelime kurşun sıkma teşebbüsünde bulunduğu için şikayetçiyim”

“TCG Yavuz Komutanı Sezai Özgür Öztürk’ten bana ve personelime kurşun sıkma teşebbüsünde bulunduğu için şikayetçiyim” diyen Kösele, “O gece birçok telefon görüşmesinde bulundum. Bana ulaşılamamasının tek nedeni yaptığım görüşmeler sırasında meşgul olmamdır. Doğru takip edildiği taktirde isteyen herkes ile konuşabilirdim. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık dahil birçok isim bana ulaşmıştır. Darbe girişimi olurken, komutanlar emir komuta zincirinden çıkmışken, olağanüstü bir durum yaşanırken, Başbakan, Cumhurbaşkanı halkı darbecilere karşı çıkmaya davet ederken, darbeyi bertaraf etmek için sabahı mı bekleseydim. Darbeye karşı çıktım ve gerekenleri yaptım. Bunda da başarılı olduğumu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA