Gazeteciler En Çok Bu Hastalıklardan Muzdarip

Uzmanlar, yoğun iş temposunun yanı sıra, çoğunlukla ciddi stres yüküyle de mücadele etmek zorunda kalan gazetecilerin, yeme sorunları, midebağırsak, kalpdamar, nörolojik ortopedik hastalıklar ve bel ve boyun problemleriyle daha sık karşılaştığını bildiriyor İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü 2. Bölge Kamu Hastaneleri Başkanı Prof. Dr. Özdil: 'Sık seyahat etmek, stabil bir yaşam sürememek, kaygı hissi ve stres direkt olarak bağırsakları etkiliyor. Bunun en tipik örneği, stres kaynaklı bağırsak düzensizliği diyebileceğimiz irritabl bağırsak sendromudur. Dünyada da özellikle Batı ülkelerinde ve ülkemizde toplumun yaklaşık yüzde 15'ini etkiliyor. Bu rakam, gazetecilik gibi riskli meslek gruplarında yüzde 50'lere ulaşıyor' Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Sağlam: 'Gazeteci, muhabir pozisyonundaki kişilerde çanta, kamera taşıma gibi nedenlerle gelişebilecek sorunlara maruz kalmamak için bu malzemeleri tek taraflı taşımak yerine sırta dengeli yaymak gerekmektedir' Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Naderi: 'Gazetecilerin ofiste çalışan kısmı bize sık sık bel ve boyun ağrılarıyla gelmektedir. Bu sorunların çoğu bel ya da boyun fıtığı değildir. Temelinde aslında kasların çalışmamasına bağlı gelişen sorunlardır'

HATİCE ŞENSES - Uzmanlar, yoğun iş temposunun yanı sıra, çoğunlukla ciddi stres yüküyle de mücadele etmek zorunda kalan gazetecilerin, yeme sorunları, mide-bağırsak, kalp-damar, nörolojik ortopedik hastalıklar ve bel ve boyun problemleriyle daha sık karşılaştığını bildiriyor.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü 2. Bölge Kamu Hastaneleri Başkanı Prof. Dr. Kamil Özdil, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Necdet Sağlam ile Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Sait Naderi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında, gazetecilerin sık karşılaştığı sağlık sorunlarına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Prof. Dr. Özdil, gastrointestinal sistemin tamamen sinir sistemiyle bağlantılı olduğunu belirterek, "Sık seyahat etmek, stabil bir yaşam sürememek, kaygı hissi ve stres direkt olarak bağırsakları etkiliyor. Bunun en tipik örneği, stres kaynaklı bağırsak düzensizliği diyebileceğimiz İrritabl Bağırsak Sendromu'dur. Bu durum, dünyada da özellikle Batı ülkelerinde ve ülkemizde toplumun yaklaşık yüzde 15'ini etkiliyor. Bu çok ciddi bir rakam. Ancak bu rakam, gazetecilik gibi riskli meslek gruplarında yüzde 50'lere ulaşıyor. Bu da bir şekilde yaşam konforunu etkileyen bir hastalık" diye konuştu.

Sorunun organik nedeninin tam olarak tanımlanamamış olduğunu belirten Özdil, gazetecilerde görülen mide-bağırsak sorunlarına ilişkin şu bilgiyi verdi:

"Bunun dışında gazetecilerde hazımsızlık sorunları görülebiliyor. Sindirimin etkilediği her şey vücudumuzu da etkiliyor. Bu problem, gazetecilik mesleğinde olduğu gibi yoğunluk, aşırı yer değişikliği, sürekli seyahat gibi tetikleyici unsurlarla belirgin hale geliyor. Buradaki temel yaklaşım bunun kanser gibi bir hastalık olmadığını bilmek, yaşam şeklinin, beslenme alışkanlıklarının mümkün olduğunca düzenlenmesidir. Ayrıca stres, peptik hastalıkları da tetikliyor. Reflüye katkıda bulunabiliyor. Bu nedenle gerçekten ciddi bir konfor bozukluğuna yol açabiliyor. Asit salgısının artmasıyla olan mide-bağırsak sorunlarının çözümünde diyetin çok büyük önemi var. Çay, kahve, asidik içeceklerin mutlaka azaltılması lazım. Sıvı alımının artırılması ve yemeklerin yavaş ve uzun çiğnemelerle tüketilmesi gerekmekte. Yatmaya yakın yemek yenilmemesi önemli. Bir de karbonhidrat içeriği yüksek olan besinlerden kaçınılması gerekmektedir. Bağırsaklarda yoğun şekerli beslenme aşırı bakteriyel gelişime destek veriyor. Öte yandan gazetecilik gibi meslek gruplarında çalışan kişilerin yılda bir kez tarama programlarını dikkate almasını öneriyoruz."

- "Aşırı ve ani yüklenme sakatlıkla sonuçlanır"

Doç. Dr. Necdet Sağlam da gazeteci denilince akla iki sınıf geldiğini, birinci grubun daha çok sahada kamera, fotoğraf makinası gibi araçlarla çalışan muhabirler olduğunu söyledi.

İkinci grubun ise ofis içerisinde bilgisayar başında çalışan kişilerden oluştuğunu dile getiren Sağlam, şöyle devam etti:

"Aşırı ve ani yüklenme sakatlıkla sonuçlanır. Bu, sporcular için söylenir, spordaki bu söz gazeteciler için de geçerli olabilir. Çünkü aniden koşulması gereken bir durum olduğunda kişinin eğer altyapısı yoksa ciddi sakatlanmalar görülebilir. Bu durum stres kırığından akut kas kramplarına kadar gidebilir. Bu yüklenme tendinitle de sonuçlanabilir. Ani şekilde bir çanta kaldırmakla, omuzda tendinit, dirsekte tenisçi dirseği diyebileceğimiz bazı sorunlar görülebilir. Baş parmağın ödemine bağlı bazı tendinitler görülebilir. Akut yırtıklar da olabilir. Ayrıca tüm bunların yanında yorgunluk ağrıları görülebilir. Gazeteci, muhabir pozisyonundaki kişilerde çanta, kamera taşıma gibi nedenlerle gelişebilecek sorunlara maruz kalmamak için bu malzemeleri tek taraflı taşımak yerine sırta dengeli yaymak gerekmektedir. Malzemenin uzun süre aynı bölgede kalması çantanın olduğu bölgede kemiksel bası, diğer tarafta da onu dengeleyecek bir kas kasılması gelişir. Bu durum uzun süre boyunca devam ettiğinde o kaslarda yorgunluk başlar ve kronik kas ağrısı gelişir. Bunlar sırt, bel, boyun ağrısı şeklinde olabiliyor. Ağırlığı kaslara değil, kemiklere taşıtmamız lazım. Bir de aşırı kullanmanın getirdiği sakatlık ve kronik ağrılar var. El, kol, parmakların aşırı kullanılması sonucu çeşitli problemler ortaya çıkıyor."

Sağlam, dinlenememenin miyofasiyal ağrı ve gerilim tipi baş ağrılarının en önemli sebebi olduğuna işaret etti.

Gazetecilerin, doğru ve dengeli beslenmelerinin yanı sıra, spor yapmalarının da önemli olduğunu belirten Sağlam, ofiste çalışan gazetecilerin de uzun saatler oturmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

- "Gazetecilik sürprizlere açık bir meslek"

Prof. Dr. Sait Naderi de gazeteciliğin, yaşam ve çalışma koşullarına bakıldığında zamana karşı yarışılan ve her zaman, her yerde sürprizlere açık bir meslek grubu olduğunu söyledi.

Gazetecilerin bir kısmının belki daha planlı bir yaşam sürdürebileceğini aktaran Naderi, "Ancak haberci dediğimiz bir kısım var ki görevlerini daha zorlu şartlar altında yürütüyorlar." dedi.

Naderi, her iki grupta da aslında beyin cerrahisiyle ilgili birtakım sorunlar gördüklerini anlatarak, şu bilgileri verdi:

"Ofiste çalışanlar kısmına bankacıları, gazetecilerin ofiste görev yapan kısmını ve başka meslek gruplarını da ekleyebiliriz. Bu kişiler sürekli oturdukları için bel ve boyun kasları yeterince çalışmaz ve çalışma ofisindeki ergonomi bazen uygun olmadığı için, bu kişiler bize sık sık bel ve boyun ağrılarıyla gelmektedir. Bu sorunların çoğu bel ya da boyun fıtığı değildir. Temelinde aslında kasların çalışmamasına bağlı gelişen sorunlardır. O kas tembelliği nedeniyle bu hastalarda sık sık bel ve boyun ağrısı oluyor. Bu ağrıların da giderilmesindeki en büyük çözüm, bu kişilerin çalışma alanlarındaki ergonominin değiştirilmesidir. Bir de kişi çok fazla bilgisayar başındaysa sinir sıkışmalarına bağlı olarak parmaklarda uyuşma, ağrılarla seyreden karpal tünel ya da kübital tünel sendromları görülebilir."

Özellikle sahada ağır kamera, fotoğraf makinası ve çanta gibi ekipmanlarla çalışan gazetecilerin çoğunlukla bel ve boyun fıtığı gibi sorunlarla karşılaşabildiğine işaret eden Naderi, bu gruptaki gazetecilerin de daha tedbirli ve dikkatli olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA