Adalet Bakanı Gül (1) Açıklaması

'Türk siyasetinin en büyük sorunu ana muhalefetin getirmiş olduğu üsluptaki seviyesizliktir' 'İnşallah 2019'dan sonra Türkiye, istikrar ve demokratik kazanımlarını daha kalıcı hale getirecek. Çünkü bu seçimler, bölgemizin geleceği için çok önemli bir seçim' 'Türkiye'nin etrafında yaşanan tüm olaylar, aslında Türkiye'nin istikrarını, bekasını, birlik ve beraberliğini ortadan kaldırmaya yönelik bir oyundur' 'Dik duruştan rahatsız olanlar, Türkiye'de kara propaganda, algı operasyonları yapmaya çalışıyorlar. Bunlarda da başarılı olamayacaklar'

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 'Türk siyasetinin en büyük sorunu, ana muhalefetin getirmiş olduğu üsluptaki seviyesizliktir.' dedi.

Gül, partisinin Nizip ilçe teşkilatının kongresinde yaptığı konuşmada, partileri milletlerin kurduğunu, siyasilerin de tabelalarını astığını dile getirdi.

Millet tarafından kurulan AK Parti'nin de çok kutlu bir yürüyüş olduğunu anlatan Gül, bu yürüyüşün Allah'ın rızası ve milletin duasını almak olmayı amaçladığını vurguladı.

Siyasetlerini yaparken de bu bilinçle hareket ettiklerini, makam ve mevki kavramlarının da geçici olduğunu bilerek hareket ettiklerini belirten Gül, temel dertlerinin millete hizmet etmek olduğunu kaydetti.

AK Parti'nin yola çıktığı günden bu yana milletin gönlüne taht kurduğunu aktaran Gül, 'Bu yolculuk, milli ve yerli olanlarla, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan ile hiçbir kavgası olmadan yoluna devam ediyor. Elbette muhalefet olacak, yaptıklarımızı da eleştirecekler. Bunlar demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ama bu anlamda Türkiye'de eleştirinin ötesinde Türkiye'ye, değerlerimize ve coğrafyamıza şaşı bakanlar da vardır. Türk siyasetinin en büyük sorunu, ana muhalefetin getirmiş olduğu üsluptaki seviyesizliktir. Ama bizler siyasette asla kaliteyi ve çıtayı düşürmeden siyasetimizi yapacağız.' diye konuştu.

Yapılan kongrelerin daha fazla insana ulaşıp, daha fazla sorun çözme kabiliyetini de beraberinde getirmesini temenni eden Gül, AK Parti'nin kaderinin Türkiye'nin kaderiyle eş anlamlı olduğunu söyledi.

O yüzden AK Parti'nin asla ve asla rehavete düşme hakkının olmadığını bildiren Gül, şöyle konuştu:

'Elbette ana muhalefetin durumu ortada ama bize düşen, kendimizle yarışarak daha iyi noktaya gelebilmek. Demokraside, ekonomide, üretimde, insan haklarında ve yatırımda çok daha iyi yerlere ulaşacağız. Bunları da milletimizle omuz omuza vererek başaracağız. AK Parti'nin efendisi, millettir. Biz asla efendilik taslayan bir siyasi hareket değiliz. Bunu bize öğreten de Recep Tayyip Erdoğan'dır. Partimiz, adı gibi aktır. Bizlerin de bu partiye, tabelaya leke getirmeden çalışması gerekiyor.'

AK Parti olarak 2019 seçimlerine sıkı şekilde çalıştıklarına dikkati çeken Gül, şöyle devam etti:

'İnşallah 2019'dan sonra Türkiye, istikrar ve demokratik kazanımlarını daha kalıcı hale getirecek. Çünkü bu seçimler, bölgemizin geleceği için çok önemli bir seçim. Biz çok çalışarak, yeni insanları partimize katarak gönül gönüle Türkiye davamızı büyütmeye çalışacağız. Bu da boynumuzun borcu olmalıdır. Herkesi kucaklayarak, çalışmalarımızı yapmalıyız. Asla 'şu partiye oy verdi, onla işim olmaz' diye bir tavrımız olamaz. 80 milyon hepimiz kardeşiz, herkesi kucaklamak bizlerin görevidir.'

- 'Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olanlar var'

Bölgede yaşanan olaylardan en çok Türkiye'nin etkilendiğini, Gaziantep'in de coğrafi konumu itibariyle özellikle Suriye'deki gelişmelerden etkilenen bir kent olduğunu belirten Gül, Gaziantep'in gösterdiği ensar ruhunun tarihe altın harflerle yazıldığını kaydetti.

Gül, yetimlerin başını okşadığı, mağdurlara kucak açıp ekmeğini paylaştığı için Gaziantep'in ve Türkiye'nin dünyaya insanlık dersi verdiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Türkiye'nin etrafında yaşanan tüm olaylar, aslında Türkiye'nin istikrarını, bekasını, birlik ve beraberliğini ortadan kaldırmaya yönelik bir oyundur. Senaryonun nasıl oynandığını hepimiz görüyoruz. Türkiye'nin büyümesinden ve bağlılığından rahatsız olanlar var. Çünkü Türkiye Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile dışa bağımlı olmaktan kurtuldu. Eskiden ülke ülke gezilip işçi ve emeklinin maaşını ödemek için para dilenilirdi, doğru mu? Türkiye, IMF'ye 2013'te son borcunu ödedi, ekonomik olarak istikrar abidesi haline geldi. Hemen Gezi parkı devreye alındı, sonra 17-25 Aralık'ı, ardından 15 Temmuz darbe girişimini devreye soktular. Hamdolsun milletimizin gücünden başka güç tanımam diyenler hayasız akını durdurdu. Bundan sonraki süreçte de Türkiye'nin kaderi belli. Bu dik duruştan rahatsız olanlar, Türkiye'de kara propaganda, algı operasyonları yapmaya çalışıyorlar. Bunlarda da başarılı olamayacaklar.'

Türkiye'nin hemen her kesimiyle 80 milyon insanın birinci sınıf insan olduğunu, yollarına tüm insanları kucaklayarak devam edeceklerini aktaran Gül, farklılıkları bilen, bunları bir arada yaşamanın zenginliğini görmeye devam edeceklerini kaydetti.

(Sürecek)

Kaynak: AA