Arakan'daki Katliamlara Tapkiler

MŞÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kıran: 'Aslında bu zulüm politikasıyla amaç buradaki Müslüman topluluğun bir an önce ülkeyi terk ederek Bangladeş ya da daha farklı yerlere gidip yerleşmesi. Tabi bu insan haklarına, hukuka ve adalette asla yeri olmayan bir durumdur'

Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Kıran, Arakan'da Müslümanların katledilmesine ilişkin, 'Aslında bu zulüm politikasıyla amaç buradaki Müslüman topluluğun bir an önce ülkeyi terk ederek Bangladeş ya da daha farklı yerlere gidip yerleşmesi. Tabi bu insan haklarına, hukuka ve adalette asla yeri olmayan bir durumdur.' dedi.

Kıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Müslümanların 7. yüzyıldan beri Myanmar'da azınlık olarak varlıklarını sürdürdüklerini söyledi.

Myanmar'daki Müslümanların 18'inci yüzyıl sonuna kadar kendilerini yönetme imkanının bulunduğunu belirten Kıran, 'Ancak daha sonra ulus devlet süreciyle bu haklarını kaybettiler. Bir nevi ellerinden alındı, gasp edildi.' dedi.

1982 yılında Myanmar hükümeti ve devletinin buradaki Müslümanların kimliğini ve vatandaşlığını alarak onlara beyaz kart verdiğini vurgulayan Kıran, 'Onları vatandaşlık statüsünden çıkardı. Bu kartla 2008'de yapılan referanduma Müslümanlar katılabildi. 2010 da yapılan genel seçimlere katılabildiler. Ancak 2015 yılında ülke çapında düzenlenen seçimlere 'vatandaş değil' denilerek kabul edilmediler, oy kullanamadılar.' diye konuştu.

'Bu zulmü biz biliyoruz ki Esed yönetimi Kürtlere yapmıştı.1963 yılında yüz binlerce Kürdün kimliğine el koyarak 'Bunlar zaten Türkiyeli, Türkiye'den buraya göç etmiş insanlar, dolayısıyla bu ülkeye ait değil' diyerek vatandaşlıkları ellerinden alınmıştı.' diyen Kıran, şöyle konuştu:

'Myanmar Devlet Başkanı Aung San Suu Kyi'nin Beşar Esed'den hiçbir farkı yok. Aynı uygulamaları Beşar Esed de Suriye'deki Kürt ve diğer Müslümanlara yapıyordu. Bu çağda insanları vatansız olarak görmek, onları vatandaşlıklarından çıkarmak, seçimlere bile katılmasını engellemek asla kabul edilecek bir uygulama değil. Aslında bu zulüm politikasıyla amaç buradaki Müslüman topluluğun bir an önce ülkeyi terk ederek Bangladeş ya da daha farklı yerlere gidip yerleşmesi. Tabi bu insan haklarına, hukuka ve adalette asla yeri olmayan bir durumdur. En azından biz biliyoruz ki bu Myanmar'daki Müslümanlar tarih boyunca orada yaşıyorlar. Dolayısıyla bunların yabancı ve vatansız olarak görülmesi, ülkelerinden kovulması hakikaten kabul edilmeyecek bir trajedidir.'

Bütün insanların evrensel insan hakları çerçevesinde hukuk ve adaletten yararlanma hakları olduğunu vurgulayan Kıran, insanları bu çağda binlerce yıldır yaşadıkları topraklarında vatansız, kimliksiz bırakmanın asla çağın değerleriyle bağdaşmadığını kaydetti.

Kıran, şöyle devam etti:

'Türkiye hükümetinin girişimi hakikaten yerinde ve takdire şayan bir duyarlılıktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletlere çağrıda bulundu. En azından uluslararası toplumun bu konuda bir hareket içerisine girmesini sağlama da Türkiye'nin ciddi bir katkısı oldu.'
Kaynak: AA