Ürettiği 640 Çeşit Turşuya Patent Alacak
Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde emekli kimya mühendisi, üretimini yaptığı 640 çeşit turşunun patentini almak için başvuruda bulundu Karaca ağaçtan horozibiği köküne, söğüt kabuğundan aspir ve hindibaya, şifalı birçok bitkinin turşusunu yapan kimya mühendisinin hedefi, Anadolu florasında yetişen 8 bin bitkiden 'simbiyotik' turşu üretmek.
CANAN TÜKELAY - Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde emekli kimya mühendisi Mustafa Koca, karaca ağaç, horozibiği kökü, söğüt kabuğu, aspir, hindiba ve laden gülü gibi bitkilerden yaptığı 640 çeşit 'simbiyotik turşu' için patent alacak.
ODTÜ Kimya Mühendisliği mezunu 62 yaşındaki Koca, emekli olduktan sonra yerleştiği Dinar'da başladığı turşu üretimini çeşitli şifalı bitkiler kullanarak devam ettirdiğini söyledi.
İki ay öncesine kadar 498 olan turşu çeşidini, farklı bitkileri de dahil ederek artırdığını ve 640 çeşit turşuya ulaştığını anlatan Koca, ürünleriyle ilgili patent almak için resmi başvuruları yaptığını dile getirdi.
İnsan sağlığına büyük faydası olan probiyotik ve prebiyotiklerin bir arada kullanılmasının 'simbiyotik' olarak nitelendirildiğine dikkati çeken Koca, 'Simbiyotik ürünlerin kullanımı daha da yaygınlaşacak. Hedefimiz Türkiye florasında 8 bin çeşide ulaşmak. Şu anda biz 640 tür turşu ürettik, bunu kısa sürede 700'e çıkarabilecek durumdayız.' diye konuştu.
- 'Sağlıklarını değil damak tatlarını ön plana çıkarıyorlar'
Koca, insanların sağlıkları için beslenme alışkanlıklarını değiştirmesine katkı sağlamayı amaçladığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İnsanların floralarını düzenleyerek özellikle endüstriyel ilaçlardan kurtulacaklarını düşünüyorum. Dinar gibi bitki florası zayıf bir bölgede bir keçi 400 çeşit bitkiyle beslenirken, insanların tükettiği bitki sayısı 65 ila 85 arasında değişiyor. Maalesef insanlar sağlıklarını değil de daha çok damak tadlarını ön plana çıkarıyorlar. Ben insanlarımıza pişmiş gıdaların beslenmedeki yerini çok azaltmalarını, hatta yüzde 20'ler seviyesine çekmelerini öneriyorum. Bunu yapabilirsek bağırsak fonksiyonlarını düzenleyerek obezite sorununu da aşabiliriz.'
Türkiye'nin sahip olduğu zengin bitki florası yeteri kadar değerlendirilebilirse milyonlarca dolarlık tasarruf sağlanabileceğini savunan Koca, 'Bunu sağlayabilirsek ülkemizde tarımsal üretim anlayışı da değişecektir.' dedi.
Koca, probiyotik turşu yapımı hakkında ise şunları kaydetti:
'Doğada her bitkinin mutlaka probiyotikleri de bulunur. İki dolabımız var. Biri sabit, bu bölgedeki probiyotikleri, bakterileri yakalamak için. Diğeri de başka bitkilerden probiyotikler elde etmek için kullandığımız seyyar bir dolap. Bakterileri yakaladıktan sonra yaşamlarını devam ettirebilecekleri ortamı hazırlıyorum. Kuluçka için bekletiyorum. Sonra cam kavanozda bitkileri bunlarla mayalıyorum. Ürettiğimiz simbiyotik ürünler vücud direncini arttırıyor, bağırsak florasını zenginleştiriyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Hastalıklara karşı direnci arttırıyor.'
Kaynak: AA
ODTÜ Kimya Mühendisliği mezunu 62 yaşındaki Koca, emekli olduktan sonra yerleştiği Dinar'da başladığı turşu üretimini çeşitli şifalı bitkiler kullanarak devam ettirdiğini söyledi.
İki ay öncesine kadar 498 olan turşu çeşidini, farklı bitkileri de dahil ederek artırdığını ve 640 çeşit turşuya ulaştığını anlatan Koca, ürünleriyle ilgili patent almak için resmi başvuruları yaptığını dile getirdi.
İnsan sağlığına büyük faydası olan probiyotik ve prebiyotiklerin bir arada kullanılmasının 'simbiyotik' olarak nitelendirildiğine dikkati çeken Koca, 'Simbiyotik ürünlerin kullanımı daha da yaygınlaşacak. Hedefimiz Türkiye florasında 8 bin çeşide ulaşmak. Şu anda biz 640 tür turşu ürettik, bunu kısa sürede 700'e çıkarabilecek durumdayız.' diye konuştu.
- 'Sağlıklarını değil damak tatlarını ön plana çıkarıyorlar'
Koca, insanların sağlıkları için beslenme alışkanlıklarını değiştirmesine katkı sağlamayı amaçladığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'İnsanların floralarını düzenleyerek özellikle endüstriyel ilaçlardan kurtulacaklarını düşünüyorum. Dinar gibi bitki florası zayıf bir bölgede bir keçi 400 çeşit bitkiyle beslenirken, insanların tükettiği bitki sayısı 65 ila 85 arasında değişiyor. Maalesef insanlar sağlıklarını değil de daha çok damak tadlarını ön plana çıkarıyorlar. Ben insanlarımıza pişmiş gıdaların beslenmedeki yerini çok azaltmalarını, hatta yüzde 20'ler seviyesine çekmelerini öneriyorum. Bunu yapabilirsek bağırsak fonksiyonlarını düzenleyerek obezite sorununu da aşabiliriz.'
Türkiye'nin sahip olduğu zengin bitki florası yeteri kadar değerlendirilebilirse milyonlarca dolarlık tasarruf sağlanabileceğini savunan Koca, 'Bunu sağlayabilirsek ülkemizde tarımsal üretim anlayışı da değişecektir.' dedi.
Koca, probiyotik turşu yapımı hakkında ise şunları kaydetti:
'Doğada her bitkinin mutlaka probiyotikleri de bulunur. İki dolabımız var. Biri sabit, bu bölgedeki probiyotikleri, bakterileri yakalamak için. Diğeri de başka bitkilerden probiyotikler elde etmek için kullandığımız seyyar bir dolap. Bakterileri yakaladıktan sonra yaşamlarını devam ettirebilecekleri ortamı hazırlıyorum. Kuluçka için bekletiyorum. Sonra cam kavanozda bitkileri bunlarla mayalıyorum. Ürettiğimiz simbiyotik ürünler vücud direncini arttırıyor, bağırsak florasını zenginleştiriyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Hastalıklara karşı direnci arttırıyor.'