'Pamukta Üretim Artışı Fiyata Ve Desteğe Bağlı'
TZOB Genel Başkanı Bayraktar: 'Pamukta fiyat kilogram başına en az 3 liraya, 75 kuruş olan prim desteği de 1 liraya çıkarılırsa bu ülkenin çok daha fazla pamuk üretebileceğini herkes görür'.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, pamukta üretim artışının fiyata ve desteğe bağlı olduğunu belirterek, 'İhtiyacımızın yarıya yakınını ithal ettiğimiz pamukta fiyat kilogram başına en az 3 liraya, 75 kuruş olan prim desteği de 1 liraya çıkarılırsa bu ülkenin çok daha fazla pamuk üretebileceğini herkes görür.' ifadelerini kullandı.
Bayraktar, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin, en büyük pamuk ithalatçılarından biri olduğunu, 1,45 milyon ton olan lif pamuk ihtiyacının 756 bin tonunu üretebildiğini, kalanını ithal ettiğini kaydetti.
Çukobirlik'in 2017 yılı candia çeşit kütlü pamuğun kilogramını 2 lira 85 kuruştan, diğer pamuk çeşitlerini 2 lira 75 kuruştan alacağını anımsatan Bayraktar, piyasa koşullarına göre değişebilecek fiyatların yükselmesi halinde kooperatiflerin de fiyat artışına gideceğine dikkati çektiklerini ifade etti.
Fiyatların bazı bölgelerde maliyetleri kurtarırken, bazı bölgelerde ise maliyetin altında kaldığına işaret eden Bayraktar, 'Çukobirlik'in fiyatı artırması gerekiyor. Üstelik 2 lira 75 kuruş olan kütlü pamuk fiyatı, kesintilerin ardından 2 lira 50 kuruşa kadar iniyor. Tüccarlar bunu fırsat bilip, piyasadan düşük fiyattan pamuk alımı yapmaya çalışıyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'İthalata son vermeliyiz'
Pamuğun stratejik bir ürün olduğuna ve Türkiye'nin iç talebinin fazlalığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
'Türkiye tekstil ve konfeksiyon ihracatında dünyada ilk sıralardadır. Bütün bunlar pamuk kullanılarak yapılabilir. Pamukta ithalata bağımlı olmak Türkiye için bir risktir. İhtiyacımızın yarıya yakınını ithal ettiğimiz pamukta fiyat kilogram başına en az 3 liraya, 75 kuruş olan prim desteği de 1 liraya çıkarılırsa bu ülkenin çok daha fazla pamuk üretebileceğini herkes görür. Bu topraklar, dünyanın en kaliteli pamuklarının üretildiği, verim ve üretim alanı açısından çok daha fazla pamuk üretme potansiyeline sahip topraklardır. Bunu heba etmeyelim, iyi değerlendirelim. Böyle bir ülkenin 1 milyar 240 milyon doları pamuk olmak üzere 2,3 milyar dolar pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ithalatı yapmasını normal karşılayamayız. Bu sorunu çözmek, ithalata son vermek boynumuzun borcudur.'
- 'Ekim alanları; ürün maliyeti, fiyatı ve destekle doğrudan ilişkili'
Bayraktar, ekim alanlarındaki değişimin, ürün maliyetleri, fiyatı ve verilen desteklerle doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, pamuğun Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliğinde sanayi ürünü sayıldığı için gümrük vergisi konmayan tek tarımsal ürün olduğunu bildirdi.
Pamuk üreticisinin korunması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
'Tahıl ürünü olan pamuğun Gümrük Birliğinde ne işi var? Pamuğu Gümrük Birliğinden acil olarak çıkarın. Yeterli gümrük duvarlarıyla korunamadığı için pamukta iç piyasa fiyatları, dünya fiyatlarından doğrudan etkilenmektedir. Dünya fiyatlarındaki düşüş, zarar eden çiftçilerin pamuk ekiminden vazgeçerek alternatif ürünlere yönlenmesine, pamuk ekim alanlarının daralmasına neden olmaktadır.'
Kaynak: AA
Bayraktar, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin, en büyük pamuk ithalatçılarından biri olduğunu, 1,45 milyon ton olan lif pamuk ihtiyacının 756 bin tonunu üretebildiğini, kalanını ithal ettiğini kaydetti.
Çukobirlik'in 2017 yılı candia çeşit kütlü pamuğun kilogramını 2 lira 85 kuruştan, diğer pamuk çeşitlerini 2 lira 75 kuruştan alacağını anımsatan Bayraktar, piyasa koşullarına göre değişebilecek fiyatların yükselmesi halinde kooperatiflerin de fiyat artışına gideceğine dikkati çektiklerini ifade etti.
Fiyatların bazı bölgelerde maliyetleri kurtarırken, bazı bölgelerde ise maliyetin altında kaldığına işaret eden Bayraktar, 'Çukobirlik'in fiyatı artırması gerekiyor. Üstelik 2 lira 75 kuruş olan kütlü pamuk fiyatı, kesintilerin ardından 2 lira 50 kuruşa kadar iniyor. Tüccarlar bunu fırsat bilip, piyasadan düşük fiyattan pamuk alımı yapmaya çalışıyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'İthalata son vermeliyiz'
Pamuğun stratejik bir ürün olduğuna ve Türkiye'nin iç talebinin fazlalığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
'Türkiye tekstil ve konfeksiyon ihracatında dünyada ilk sıralardadır. Bütün bunlar pamuk kullanılarak yapılabilir. Pamukta ithalata bağımlı olmak Türkiye için bir risktir. İhtiyacımızın yarıya yakınını ithal ettiğimiz pamukta fiyat kilogram başına en az 3 liraya, 75 kuruş olan prim desteği de 1 liraya çıkarılırsa bu ülkenin çok daha fazla pamuk üretebileceğini herkes görür. Bu topraklar, dünyanın en kaliteli pamuklarının üretildiği, verim ve üretim alanı açısından çok daha fazla pamuk üretme potansiyeline sahip topraklardır. Bunu heba etmeyelim, iyi değerlendirelim. Böyle bir ülkenin 1 milyar 240 milyon doları pamuk olmak üzere 2,3 milyar dolar pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ithalatı yapmasını normal karşılayamayız. Bu sorunu çözmek, ithalata son vermek boynumuzun borcudur.'
- 'Ekim alanları; ürün maliyeti, fiyatı ve destekle doğrudan ilişkili'
Bayraktar, ekim alanlarındaki değişimin, ürün maliyetleri, fiyatı ve verilen desteklerle doğrudan ilişkili olduğunu belirterek, pamuğun Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliğinde sanayi ürünü sayıldığı için gümrük vergisi konmayan tek tarımsal ürün olduğunu bildirdi.
Pamuk üreticisinin korunması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
'Tahıl ürünü olan pamuğun Gümrük Birliğinde ne işi var? Pamuğu Gümrük Birliğinden acil olarak çıkarın. Yeterli gümrük duvarlarıyla korunamadığı için pamukta iç piyasa fiyatları, dünya fiyatlarından doğrudan etkilenmektedir. Dünya fiyatlarındaki düşüş, zarar eden çiftçilerin pamuk ekiminden vazgeçerek alternatif ürünlere yönlenmesine, pamuk ekim alanlarının daralmasına neden olmaktadır.'