'Kaçın, FETÖ'cüler Darbe Yapıyor'

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 64 sanığın yargılanmasına devam edildi Sanık Akdeniz: 'Astsubay İ.T. beni arayarak, 'Mehmet neredesin? FETÖ'cüler darbe yapıyor, ne işin var orada?' dedi. Ben de 'Komutanım Genelkurmayı korumak için bizi getirdiler' deyince, 'Mehmet bak, sizi kandırıyorlar. Kaçın oradan, darbe oluyor' dedi.'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 64 kişinin yargılanmasına devam edildi.

Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümü, sanık eski Uzman Çavuş Süleyman Erkaç'ın savunmasıyla başladı.

Erkaç, sanık eski Yüzbaşı Hüseyin Nişancı'nın emriyle 15 Temmuz akşamı birliğine katıldığını belirterek, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini söyledi.

Tanklara mühimmat taşınmasından sonra hareket ettiklerini belirten Erkaç, yoldayken kendilerine Genelkurmaya terör saldırısı olduğu için gittiklerinin söylendiğini iddia etti. Genelkurmay Başkanlığı karargahına geldiklerinde dışarıda vatandaşların toplandığını anlatan Erkaç, bu sırada telsizden, sanıklardan Üsteğmen Mahmut Onur Uçar'a, Hava Kuvvet Komutanlığının duvarlarına ateş etmesi için emir verildiğini duyduğunu aktardı.

- 'Beklemeyin, ezin geçin'

Sanık Uzman Erbaş Mehmet Akdeniz de emir üzerine karargaha geldiğinde tankların hazır olduğunu, bölük komutanı Nişancı'nın emriyle teçhizatını aldıktan sonra zırhlı araca bindiğini ifade etti.

Sıhhiye Köprüsü'ne geldiklerinde bölük komutanının telsizden 'Barikatlarda beklemeyin, ezin geçin' emrini duyduğunu bildiren Akdeniz, köprüde bir grup vatandaşın kendilerine tepki göstermesine anlam veremediğini ifade etti.

Genelkurmay Başkanlığına geldiklerinde bir helikopterin karargah bölgesine ateş ettiğini belirten Akdeniz, ilerleyen saatlerde aynı birimde görev yaptığı Astsubay İ.T'nin kendisini arayarak, 'Bana, 'Mehmet neredesin? FETÖ'cüler darbe yapıyor, ne işin var orada?' dedi. Ben de 'Komutanım Genelkurmayı korumak için bizi getirdiler' deyince, 'Mehmet bak, sizi kandırıyorlar. Kaçın oradan, darbe oluyor' dedi. Bunun üzerine bu durumu komutanıma aktarınca o da FETÖ'cülere karşı buraya geldiğimizi söyledi.' ifadelerini kullandı.

Söz konusu astsubayın aracılığıyla bir emniyet müdürüyle telefonla görüştüğünü aktaran Akdeniz, 'Emniyet müdürü, karargahtan kaçmamızı istedi ancak içeride özel kuvvetler mensubu askerler vardı. Helikopterler inip kalkıyordu ateş çemberi içindeydik kaçmamız mümkün değildi.' diye konuştu.

Bu durumu tanktaki personelle paylaştığını, yasa dışı bir işin içinde yer alamamak için tankın silah sistemlerini bozduğunu daha sonra görüştüğü emniyet müdürünü, kendilerini bulundukları bölgeden almaları için aradığını anlatan Akdeniz, sabaha karşı polise teslim olduklarını söyledi.

- 'Anlamsız bir tablo vardı'

Sanık eski Astsubay Mehmet Cankurt ise olay günü arkadaşlarıyla bir kafede bulunduğu sırada bölük komutanı Nişancı'nın birliğe katılması için mesaj attığını, vakit kaybetmeden karargaha gittiğini kaydetti. Cankurt, İstanbul'daki köprülerin askerler tarafından kapatıldığına ilişkin haberleri gördüğünü, bu gelişmeyi sorduğu Nişancı'nın bilgisinin bulunmadığını söylediğini iddia etti.

Tabur komutanı yarbay Nuri Büyükyazıcı'nın emriyle mühimmat aldıklarını kaydeden Cankurt, öndeki tankı takip ederek birlikten ayrıldıklarını söyledi.

Sıhhiye'ye geldiklerinde, telsizden Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı olduğunu, müdahale için gittiklerinin bilgisini aldıklarını ifade eden Cankurt, bir süre sonra Genelkurmay Başkanlığı karargahına girdiklerini anlattı.

Burada beklemedikleri bir duruma karşılaştıklarını belirten Cankurt, 'Karargahta özel kuvvet mensubu askerlerin yanı sıra denizciler, farklı birlikten askerler dolaşıyordu. Helikopterlerden garip şekilde inenler vardı, silah sesleri geliyordu. Karmakarışık, anlamsız bir tablo hakimdi.' dedi.

Olağandışı gelişmeler karşısında 155 polis ihbar hattını aradıklarını, onlardan yeteri kadar yardım alamadıkları için kaçmayı planladıklarını anlatan Cankurt, 'İsmet uzmanla 'kaçalım' dedik ama içeride darbeciler, dışarıda onlara kızgın halk, yol boyunca sıralanmış silahlı özel kuvvetler personeli vardı. Biraz daha bekledikten sonra arka tarafta açılan bir kapıdan kaçarak polise sığındık.' ifadelerini kullandı.

- 'Tankın ateşleme sistemini bozduk'

Sanık eski Astsubay Yunus Akyüz, Genelkurmay Başkanlığı karargahına geldiklerinde burada her taraftan silah sesleri geldiğini anlattı. Darbe girişiminden haberdar olduktan sonra mürettebatına kimseye ateş etmemeleri için emir verdiğini, aynı zamanda tankın ateşleme sistemini de bozduğunu iddia eden Akyüz, Büyükyazcı'nın Genelkurmay Başkanının birazdan gelip açıklama yapacağını söylemesi üzerine tankta beklemeye başladıklarını kaydetti.

- 'Gerekirse ezin geçin' talimatı

Sanıklardan suç tarihinde tank şoförü olan eski Uzman Onbaşı Kadir Özsağlam, 15 Temmuz'da mesaisinin ardından evine gittiğini, bölüğün WhatsApp grubuna, komutanı Hüseyin Nişancı tarafından gönderilen 'Kışlaya gelin' talimatıyla kışlaya döndüğünü söyledi.

Emir üzerine tankını hazırlayıp garaj önüne çıkardığını anlatan Özsağlam, mühimmat dağıtıldıktan sonra tankların hareket ettiğini, Samsun Yolu'ndan Sıhhiye'ye ulaştıklarını dile getirdi.

Burada vatandaşların direnişiyle karşılaştıklarını ifade eden Özsağlam, 'Telsizden bölük komutanı 'Genelkurmaya saldırı var. Emniyeti alıyoruz. Takılmayın, gerekirse ezin geçin' talimatı verdi. Bu şekilde Genelkurmay Başkanlığına ulaştık' diye konuştu.

Kimseye ateş etmediklerini, darbe girişimi kapsamında hiçbir faaliyette bulunmadıklarını, sabaha kadar tankın başında beklediklerini öne süren Özsağlam, sabaha doğru polise sığındıklarını anlattı.

Darbe girişimini polisten öğrendiklerini iddia eden Özsağlam, şunları söyledi:

'Suçlamaları kabul etmiyorum. Darbeyi bilecek bilgi ve tecrübeye sahip değilim. Kanunsuz bir harekette bulunmadım. Bana, 'Terör saldırısı var' denildi. Darp, cebir, şiddet kullanmadım. Kimseye silah doğrultmadım. FETÖ üyesi değilim. 14 aydır tutukluyum. Çorum'da örgüte bağlı olduğunu sonradan öğrendiğim bir dershaneye 2007-2008 yılında bir dönem gitmiştim, babamın maddi gücü buraya yetti. Evlerinde, yurtlarında kalmadım. Hiçbir şekilde bu hain örgüte sempatim yok. Vatan haini değilim, darbeci değilim. Vatan haini suçlaması altında ezilerek yok oluyorum. Çocuğum beni görevde biliyor. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum.'

- 'Bu duruma düşürenlerden şikayetçiyim'

Sanıklardan tank şoförü eski Uzman Erbaş Sinan Karışmaz da 2002'de uzman erbaş rütbesiyle mesleğe başladığını, daha önce inşaatlarda çalıştığını anlattı.

Suç tarihinde akşam ailesiyle parkta çay içerken WhatsApp grubuna gelen mesajla kışlaya geldiğini savunan Karışmaz, tank başında beklerken rahatsızlandığını söyledi.

Revire götürüldükten sonra GATA'ya sevk edildiğini anlatan Karışmaz, darbeyi burada öğrendiğini öne sürdü.

GATA'da sivil polislerce gözaltına alındığını ifade eden Karışmaz, 'Ben ne darbeci ne FETÖ'cü ne de vatan hainiyim. Aklımı kiraya verip kendimi, onur ve şerefimi, vatanımı satmadım. Benimle aynı durumda olan ancak personeli eksik olduğu için kışladan çıkamayan kişiler görevlerinin başında. Komutanların niyetini okumak gibi bir şansım yok. Devletimiz bu kişiyi başımıza atamış. Beni bu kumpasa düşüren herkesten şikayetçiyim.' ifadelerini kullandı.

Sanık eski uzman erbaşlar, Aslan Köse ve İsmet Uğurlu ile sanık Asteğmen Yunus Parakazan'ın da savunmalarıyla duruşması tamamlandı.

Duruşmaya, yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

Kaynak: AA