AK Parti Eskişehir Milletvekili Ve AKPM Üyesi Günay Açıklaması

'Nükleer enerji içinde bulunduğumuz yüzyılın bir gerçeği olarak karşımıza çıkmakta, elektrik arzı, talebi arasındaki makas kapanmadığı gibi gittikçe açılmaktadır. Enerji açığını kapamak için nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları çözüm olarak görülmektedir'

AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Üyesi Emine Nur Günay, Avrupa'da Nükleer Güvenlik ve Emniyet Raporu'nu, AKPM Sosyal İşler, Kamu Sağlığı ve Sürdürülebilir Kalkınma Komitesine sunduğunu bildirdi.

Günay, yaptığı yazılı açıklamada, Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülkede elektrik üretiminin önemli bir bölümünü nükleer enerjiden, dünya genelinde ise elektrik üretiminin yüzde 11'inin nükleer enerjiden sağlandığını kaydetti.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) 31 Temmuz 2017 verilerine göre 31 ülkede 446 nükleer reaktörün işletme halinde olduğunu belirten Günay, 'Nükleer enerji, içinde bulunduğumuz yüzyılın bir gerçeği olarak karşımıza çıkmakta, elektrik arzı, talebi arasındaki makas kapanmadığı gibi gittikçe açılmaktadır. Enerji açığını kapamak için nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları çözüm olarak görülmektedir ancak birçok ülke yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparken nükleer enerjiyi de kullanmaktadır. Bu durumda mevcut ve yeni inşa edilen nükleer tesislerin güvenlik ve emniyeti önemli düzeyde hassasiyet oluşturmaktadır. Konuyu, uluslararası, bölgesel ve ulusal nükleer güvenlik ve emniyet kriterleri, enerji arz güvenliği politikası, çevre politikası gibi üst ölçekli yaklaşımla inceleyerek, taslak ön raporumuzu hazırladık. Uluslararası kamuoyunda sürekli olarak gündemde olan böyle önemli bir konu ile alakalı raportör olarak görev yapmaktan büyük onur duyuyorum.' ifadelerini kullandı.

Günay, Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin, elektrik üretiminin önemli bölümünü nükleer enerjiden sağladıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

'Dünya genelinde elektrik üretiminin yüzde 11'i nükleer enerjiden sağlanmaktadır. Aralarında ilk reaktörünü inşa etmekte olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Belarus'un da bulunduğu 16 ülkede 61 nükleer reaktörün inşaatı devam etmektedir. AB üyesi ülkelerde ise 58'i Fransa'da olmak üzere işletme halinde 127 reaktör bulunmaktadır. Fransa, Finlandiya ve Slovakya'da 4 reaktör inşa halindedir.'

- Fransa'nın elektriğinin yüzde 72,3'ü nükleer enerjiden

Milletvekili Günay, 99 reaktör ile dünyanın en fazla nükleer rektörüne sahip ülke olan ABD'nin, 2016 yılında elektrik üretiminin yüzde 19,7'sini nükleer enerjiden elde ettiğini, 58 nükleer santralin işletmede olduğu Fransa'nın ise elektriğinin yüzde 72,3'ünü, 24 reaktörü bulunan Güney Kore'nin yüzde 30,3'ünü, 35 reaktörün işletme halinde olduğu Rusya'nın elektrik üretiminin yüzde 17,1'ini nükleer enerjiden sağladığını kaydetti.

Japonya'nın, Fukuşima kazası nedeniyle kapattığı nükleer santrallerden dolayı ortaya çıkan elektrik açığını karşılamak için yıllık 40 milyar dolara yakın ilave enerji kaynakları ithal etmek zorunda kaldığına değinen Günay, söz konusu ülkede 17 nükleer reaktörün yeniden işletmeye alma sürecinin başlatıldığını belirtti.

Günay, nükleer güvenliğin, nükleer tesislere ilişkin tüm faaliyetler sırasında, birey, toplum ve çevrenin radyasyonun olası zararlı etkilerinden korunması olarak tanımlandığına işaret ederek, şunları kaydetti:

'Nükleer güvenliğin sağlanabilmesi için santralin güvenli biçimde işletilmesi, kazaların önlenmesi ve herhangi bir kaza durumunda sonuçlarının hafifletilmesi için alınan tedbirleri kapsamaktadır. Nükleer santraller için yer seçiminde de nükleer güvenliğin etkisi büyüktür. Yer seçiminde sismik, hidrolojik, jeolojik, meteorolojik ve demografik kriterler yer seçiminin nükleer güvenlikle ilgili kriterlerinin ana bileşenlerini oluşturur. Nükleer emniyet ise nükleer maddelerin barışçıl olmayan kullanımının önlenmesi ve nükleer tesislerin her türlü hırsızlık veya sabotaja karşı korunmasına yönelik alınan tedbirlerin tümü olarak tanımlanmıştır. Buna göre nükleer emniyet iki ana unsurdan oluşmakta, doğa ve insan kaynaklı dış olaylara yönelik riskleri kapsamaktadır. Doğa kaynaklı riskler diri faylar, depreme bağlı yer hareketleri, tsunami, sel, volkanik olaylar, orman yangınlar gibi insan kontrolü dışında gerçekleşen doğa olaylarından kaynaklanır. İnsan kaynaklı riskler ise uçak çarpması, nükleer maddelerin yetkisiz ve kötü amaçlı kullanımı, terörizm gibi bilinçli kötüye kullanımları kapsamaktadır.'
Kaynak: AA