Diyanet İşleri Başkanvekili Keleş Açıklaması
'İslami değerlerimiz, Nuh aleyhisselamın gemisi gibidir. Bizi kurtaran değerlerdir. O gemiye binen boğulmaktan kurtulur, kaybolmaktan, manevi ölümlerden kurtulur' 'Gençler, en önemli vazifeniz, İslam'ı güzel temsil etmek. Birisi baktığında, sizin yaşantınızda İslam'ın güzelliklerini görmeli. Doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik, ahde vefa, sadakat bütün bunları sizin hayatınızda görerek 'İslam, ne güzel bir dinmiş' diye imrenmeli adeta'
Diyanet İşleri Başkanvekili Ekrem Keleş, 'İslami değerlerimiz, Nuh aleyhisselamın gemisi gibidir. Bizi kurtaran değerlerdir. O gemiye binen boğulmaktan kurtulur, kaybolmaktan, manevi ölümlerden kurtulur.' dedi.
Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığının 'Değerler Eğitimi Projesi' kapsamında, Almanya, Hollanda ve Belçika'dan Türkiye'ye gelen öğrencilerle buluştu. Program, öğrencilerden Yasir Bektaş'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programda, Hazreti Muhammed'in 'Kim bir ilim öğrenmek için bir yola süluk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar.' hadisine atıfta bulunan Keleş, 'Siz buraya ilim öğrenmeye, değerler eğitimi almaya geldiniz. Dolayısıyla buraya siz meleklerle birlikte geldiniz.' diye konuştu.
Hazreti İbrahim'i müşriklerin ateşe attığını ancak Allah'ın ateşin içini gül bahçesine çevirdiğini anlatan Keleş, 'Sizin içinde bulunduğunuz yabancı bir kültür ortamında kendi İslami kimliğinizi muhafaza ederek yaşamanız, tıpkı ateşe atılan Hazreti İbrahim'in ateşin ortasını bir gül bahçesi haline getirmesine benzer.' diye konuştu.
'İslami değerlerimiz, Nuh aleyhisselamın gemisi gibidir. Bizi kurtaran değerlerdir. O gemiye binen boğulmaktan kurtulur, kaybolmaktan, manevi ölümlerden kurtulur.' ifadelerini kullanan Keleş, İslami değerleri hayatlarına tatbik edenlerin de Hazreti Nuh'un gemisine binenler gibi kurtuluşa ereceklerini kaydetti.
Avrupa'dan gelen öğrencilere, en büyük vazifelerinin İslam'ı güzel temsil etmek olduğunu söyleyen Keleş, 'Birisi baktığında, sizin yaşantınızda İslam'ın güzelliklerini görmeli. Doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik, ahde vefa, sadakat bütün bunları sizin hayatınızda görerek 'İslam, ne güzel bir dinmiş' diye imrenmeli adeta.' dedi.
İslam'ın güzelliklerinin yaşantıyla ortaya konulmasını tavsiye eden Keleş, Sezai Karakoç'un 'İslam'ı o kadar sağ ve diri yaşa ki seni öldürmeye gelen sende dirilsin.' dizelerini hatırlattı.
Öğrencilerin ikinci vazifelerinin iyi bir öğrenim görmek olduğuna işaret eden Keleş, 'Kendinizi iyi yetiştirmelisiniz. Bilgi ve ahlaki bakımından donanımlı yetişmelisiniz ki içinde bulunduğunuz toplumda etkin bir konuma gelebilesiniz. Bir Müslüman olarak içinde bulunduğunuz toplumda etkin bir konuma gelmeniz, İslami değerlerin daha iyi tanınmasına vesile olur.' diye konuştu.
Keleş, 'Üçüncü vazifeniz, Avrupa'da bir hastalık gibi yayılmaya başlayan İslamofobi karşısında mücadele edebilecek bir konuma sahipsiniz. Sizler şu anda oranın dilini, kültürünü, hukuki haklarınızı biliyorsunuz. Meşru ölçüler içinde, hukuki zeminde İslamofobi karşısında Müslümanları, Müslümanların haklarını savunmak sizin gelecekte en büyük hedeflerinizden biri olmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'İslam ilkelerine bugün insanlığın çok ihtiyacı var'
Hazreti Muhammed'in ortaya koyduğu nizama dikkati çeken Keleş, Arap olmayanları Araplara denk görmeyen bir toplumda Hazreti Muhammed'in 'Arap'ın Arap olmayan, Arap olmayanın da Arap üzerine hiçbir üstünlüğü yoktur.' dediğini ifade etti.
Keleş, Hazreti Muhammed'in insanların eşitliğini bu sözleriyle duyurmuş olduğunu, herhangi bir kesimin ya da ırkın üstünlüğünü savunanların yaklaşımlarını yerle bir ettiğini söyledi.
İnsanların eşitliği bağlamında, dünyanın ihtiyaç duyduğu en önemli ilkelerden birisini Hazreti Muhammed'in ortaya koyduğunu dile getiren Keleş, 'İslam dininin bu güzel ilkelerine bugün insanlığın çok ihtiyacı var. Sevgili gençler, inşallah siz bu güzel ilkeleri, İslam'ın bu güzelliklerini insanlara aktaracaksınız ama aktarabilmek için ilk önce kendimizin bunları hayatımızda yaşaması gerekiyor. Sözümüz başka, davranışımız başka olursa o zaman İslam'ın güzelliğini insanlara aktaramayız.' dedi.
Ekrem Keleş, programın sonunda katılımcı öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Kaynak: AA
Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığının 'Değerler Eğitimi Projesi' kapsamında, Almanya, Hollanda ve Belçika'dan Türkiye'ye gelen öğrencilerle buluştu. Program, öğrencilerden Yasir Bektaş'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programda, Hazreti Muhammed'in 'Kim bir ilim öğrenmek için bir yola süluk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar.' hadisine atıfta bulunan Keleş, 'Siz buraya ilim öğrenmeye, değerler eğitimi almaya geldiniz. Dolayısıyla buraya siz meleklerle birlikte geldiniz.' diye konuştu.
Hazreti İbrahim'i müşriklerin ateşe attığını ancak Allah'ın ateşin içini gül bahçesine çevirdiğini anlatan Keleş, 'Sizin içinde bulunduğunuz yabancı bir kültür ortamında kendi İslami kimliğinizi muhafaza ederek yaşamanız, tıpkı ateşe atılan Hazreti İbrahim'in ateşin ortasını bir gül bahçesi haline getirmesine benzer.' diye konuştu.
'İslami değerlerimiz, Nuh aleyhisselamın gemisi gibidir. Bizi kurtaran değerlerdir. O gemiye binen boğulmaktan kurtulur, kaybolmaktan, manevi ölümlerden kurtulur.' ifadelerini kullanan Keleş, İslami değerleri hayatlarına tatbik edenlerin de Hazreti Nuh'un gemisine binenler gibi kurtuluşa ereceklerini kaydetti.
Avrupa'dan gelen öğrencilere, en büyük vazifelerinin İslam'ı güzel temsil etmek olduğunu söyleyen Keleş, 'Birisi baktığında, sizin yaşantınızda İslam'ın güzelliklerini görmeli. Doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik, ahde vefa, sadakat bütün bunları sizin hayatınızda görerek 'İslam, ne güzel bir dinmiş' diye imrenmeli adeta.' dedi.
İslam'ın güzelliklerinin yaşantıyla ortaya konulmasını tavsiye eden Keleş, Sezai Karakoç'un 'İslam'ı o kadar sağ ve diri yaşa ki seni öldürmeye gelen sende dirilsin.' dizelerini hatırlattı.
Öğrencilerin ikinci vazifelerinin iyi bir öğrenim görmek olduğuna işaret eden Keleş, 'Kendinizi iyi yetiştirmelisiniz. Bilgi ve ahlaki bakımından donanımlı yetişmelisiniz ki içinde bulunduğunuz toplumda etkin bir konuma gelebilesiniz. Bir Müslüman olarak içinde bulunduğunuz toplumda etkin bir konuma gelmeniz, İslami değerlerin daha iyi tanınmasına vesile olur.' diye konuştu.
Keleş, 'Üçüncü vazifeniz, Avrupa'da bir hastalık gibi yayılmaya başlayan İslamofobi karşısında mücadele edebilecek bir konuma sahipsiniz. Sizler şu anda oranın dilini, kültürünü, hukuki haklarınızı biliyorsunuz. Meşru ölçüler içinde, hukuki zeminde İslamofobi karşısında Müslümanları, Müslümanların haklarını savunmak sizin gelecekte en büyük hedeflerinizden biri olmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'İslam ilkelerine bugün insanlığın çok ihtiyacı var'
Hazreti Muhammed'in ortaya koyduğu nizama dikkati çeken Keleş, Arap olmayanları Araplara denk görmeyen bir toplumda Hazreti Muhammed'in 'Arap'ın Arap olmayan, Arap olmayanın da Arap üzerine hiçbir üstünlüğü yoktur.' dediğini ifade etti.
Keleş, Hazreti Muhammed'in insanların eşitliğini bu sözleriyle duyurmuş olduğunu, herhangi bir kesimin ya da ırkın üstünlüğünü savunanların yaklaşımlarını yerle bir ettiğini söyledi.
İnsanların eşitliği bağlamında, dünyanın ihtiyaç duyduğu en önemli ilkelerden birisini Hazreti Muhammed'in ortaya koyduğunu dile getiren Keleş, 'İslam dininin bu güzel ilkelerine bugün insanlığın çok ihtiyacı var. Sevgili gençler, inşallah siz bu güzel ilkeleri, İslam'ın bu güzelliklerini insanlara aktaracaksınız ama aktarabilmek için ilk önce kendimizin bunları hayatımızda yaşaması gerekiyor. Sözümüz başka, davranışımız başka olursa o zaman İslam'ın güzelliğini insanlara aktaramayız.' dedi.
Ekrem Keleş, programın sonunda katılımcı öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.