Bel Fıtığı Yaşamı Olumsuz Etkiliyor

Medical Park Karadeniz Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Tosun, bel ve boyun fıtığı konusunda uyarılarda bulunarak, düzenli spor ve egzersiz yapanlarda bel fıtığının daha az görüldüğünü belirtti.

Bel Fıtığı Yaşamı Olumsuz Etkiliyor
Bel ve boyun fıtıklarının çoğunlukta orta yaşlılarda görüldüğüne dikkat çeken Tosun, “Bel ve boyun fıtıkları çoğunlukla orta yaşlarda görülmekle beraber gençlerde ve ileri yaşta da hiç te azımsamayacak sıklıkta görülebilmektedir. Bel fıtıklarının oluşmasına zemin hazırlayan faktörler arasında hareketsiz bir yaşam tarzı (iş yerinde oturarak çalışma, vasıta ile işe gitme, ev veya iş yerinde merdiven yerine asansörü tercih etme, evde televizyon veya bilgisayar karşısında uzun süre oturma gibi), hazırlıksız bir hareket, ruhsal stres, şişmanlık, ağır işlerde çalışma, sigara içimi, uzun boyluluk, gebelik ve doğum sonrasında gelişen bel ve karın kaslarındaki zayıflık sayılabilir” dedi.



Düzenli spor yapanlarda daha az görülür

Düzenli spor ve egzersiz yapanlarda bel fıtığının daha sıklıkla görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Mehmet Tosun, “Düzenli spor veya egzersiz yapan insanlarda bel fıtığı daha az sıklıkta görülür. Bunun temel nedeni karın ve bel bölgesindeki kasların daha güçlü olması ve adeta bir korse gibi beli korumasıdır. Bel fıtığına bağlı oluşan ağrıya bağlı olarak bel kaslarında da vücudu ağrıdan korumak amacıyla sertleşme ve kasılma olur ve sertleşen kaslar da ağrıyı artırır” diye konuştu.



"Deniz kumu, sıcaklığından ötürü ağrıları azaltır"

Deniz kumunun ağrıları azalttığı söylentileriyle ilgili bilgi veren Tosun, “Deniz kumu sıcaklığı nedeniyle kasılan bu kaslarda gevşeme dolayısıyla ağrıda azalmaya yol açar. Yani burada ağrıyı azaltan kumun kendisi değil, oluşan sıcaklıktır. Yüzme en ideal sporlar arasında sayılır. Yüzme sırasında suyun kaldırma gücü nedeniyle bel ve çevre kaslar zorlanmadan hareket eder. Düzenli yüzme ile zaman içinde kas güçlenmesi ve kasların elastikiyeti daha iyi gelişir. Bunun sonucunda kaslar güçlenir ve bel ağrısı azalır” şeklinde konuştu.



Kamburluk nedeni iltihaplı romatizma

Özellikle 20-40 yaş arası kişilerde görülen kamburluk nedeninin başında iltihaplı romatizmanın geldiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Tosun, “Özellikle genç yaşlarda (20-40 yaş arası) kamburluk diye tanımlanan öne eğilmeye sebep olan durumların başında iltihaplı omurga romatizmaları gelir. Bunun tıptaki adı ankilozan spondilittir. Bu durumun erkenden teşhis edilmesi ve uygun tedavilerle kamburluğun önlenmesi veya en az düzeye indirilmesi mümkündür. Özellikle geceleri ve hareketsiz kalındığında artan kalça, bel, sırt ve boyun bölgesindeki ağrılarda bu hastalık akla gelmeli ve zaman kaybetmeden tanı tedavi için fizik tedavi veya romatoloji hekimine başvurulmalıdır. Tedavide ilaçlar dışında düzenli olarak sırt, bel, boyun egzersizleri, yüzme, solunum, postür egzersizleri, kalın yastık kullanmama, eğik pozisyonda oturmama, fizik tedavi uygulamaları verilir. Olumsuz çevre ve iklim koşulları bu hastalıkların gelişimine zemin hazırlayabilir. Ancak rutubetli ortamlarda hastalar mevcut ağrıları daha fazla hissedebilir. İltihabi olmayan dejeneratif eklem hastalıkları ise coğrafi yapı nedeniyle işler daha ziyade doğrudan insan gücüne dayandığı için özellikle kırsal kesimde yaşayanlarda bu hastalıklar daha sık görülmektedir Şüphesiz burada sadece bir faktör değil, genetik yapı, cinsiyet, ırk ve çevresel şartlar ve beslenme faktörlerinin de rolleri vardır” ifadelerini kullandı.

Orta yaş üzeri insanların futbol ve basket oynamasının sakıncalarına değinen Tosun, “Orta yaş üzeri insanlar için futbol, basketbol gibi temas sporları risklidir. O nedenle daha çok yüzme, masa tenisi, aerobik egzersizler, düzenli yürüyüşler daha uygundur” diye konuştu.



Romatizmal hastalıklar göz kuruluğuna neden olabilir

Romatizmal hastalıkların göz ve ağız kuruluğuna neden olabileceğini ifade eden Tosun, “Romatoid artrit, Sjögren sendromu, Sistemik Lupus gibi bazı romatizmal hastalıklarda gözyaşı bezi tükrük bezi gibi salgı bezlerinin salgı fonksiyonu bozulur ve sonuçta hastalarda göz kuruluğu, ağız kuruluğu gibi yakınmalar ortaya çıkar. Bu durum göz muayenesi, bazı kan tahlilleri, göz yaşı salgısının ölçümü sonucunda kesinlik kazanır” dedi.

Kaynak: İHA