Akıncı Üssü davasında flaş gelişme!

Darbeyi planlayan sivil imam olduğu iddiasıyla yargılanan Hakan Çiçek, 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde olduğunu kabul etti.

Akıncı Üssü davasında flaş gelişme!
Akıncı Üssü davasında flaş gelişme!
15 Temmuz darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davada, darbeyi planlayan sivil imam olduğu iddiasıyla yargılanan Hakan Çiçek, 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde olduğunu kabul etti. Ancak, suçlamaları kabul etmeyen Sanık Çiçek, Akıncı Üssü'ne, yeni kurduğu okula öğrenci kazanmak için, diğer okulunda çocukları okuyan eski Akıncı 4. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı Albay Ahmet Özçetin'in davetiyle gittiğini iddia etti.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Kemal Batmaz'ın ardından Hakan Çiçek savunmasını yaptı.

Savunmasında uzun uzun ticari hayatını anlatan ve bu süre içerisinde FETÖ'nün hiç bir kurumuyla iş yapmadığını ileri süren Hakan Çiçek, 'Mahkemenizden sadece hayatımın geri kalanını tekrar kazanmak için adil ve hukuki bir yargılanma talep ediyorum' dedi.

AKINCI ÜSSÜ'NE AHMET ÖZÇETİN'İN DAVETİYLE GİTTİM

Türkiye'de 4 şirketi ve birçok iş yeri olduğunu, Ankara'da okulları olduğunu belirten sanık Çiçek, 'Ankara Yenimahalle'de bir arazi alarak bin 600 kapasiteli yeni bir okul kurdum. 15 Temmuzdan iki gün önce binanın iskan başvurusunu yapmak için ikametimin bulunduğu İstanbul'dan Ankara'ya geldim. Ahmet Özçetin'le aynı gün Çay Yolu'nda bulunan okulumda tanıştım.

Yeni bir veli olduğunu düşünerek kendisine okulun sahibi olduğumu ve yardımcı olabileceğimi söyledim. Kendisi de bana çocuklarının zaten bu okulda olduğu çok memnun olduğunu söyledi. Bunu üzerine kendisine Yenimahalle'deki okul projesinden bahsettim ve çalıştığı kurumda okulun reklamını yapmak için yardımcı olup olmayacağını sordum. Akıncı Üssü'nde Albay olduğunu söyleyerek, 'Cuma günü iş yerinde bir sosyal etkinlik var bu etkinliğe gelebilirsiniz' dedi. Ekipler yoğun olduğu için 'bizzat ben geleceğim' diyerek randevulaştık' diye konuştu.

SAAT 19.30-20.00 ARASINDA AKINCI'YA GİTTİM

15 Temmuz günü saat 19.30- 20.00 arasında Akıncı Üssü'ne gittiğini söyleyen Çiçek şöyle devam etti: 'Beni karşıladı ve kapıda kimlik göstermeden lojmanlar bölgesine gittik. 4-5 dakika sonra bir telefon geldi 'siz burada oyalanın benim bir işim çıktı' diyerek gitti. Yaklaşık 45 dakika oyalandım. Saat 21.00'a doğru tekrar geleceğinden umudumu kestiğim için programın olup olmayacağını öğrenmek için nizamiyeye doğru yürüdüm. Nizamiye kapısına varmadan içeriye araçların giriş çıkış yaptığı ve olağanüstü bir durum olduğunu fark ettim. Terör saldırısı olduğu yönünde anonslar yapıldı. Bunun üzerine çıkmak için nizamiye gittim. Ancak giriş çıkışların yasak olduğu söylendi. Beklemeye başladım ve gece saat 24.00'a kadar lojmanların arkasında saklandım. Dışarıdan sesler gelmeye başladı, tekbir sesleri yükseldi. Tekrar nizamiyeye doğru yürüdüm. Patır patır silah sesleri geliyor ve toplanan insanlara dağılın uyarısı yapılıyordu. Bu kez daha da korkup lojmanların arkasındaki ağaçlık alana iyice saklandım.'

TARLADA BİR POŞET İÇİNDE TOMARLA PARA BULDUM

Sabah saat 08.00 sıralarında tel örgülerden atlayarak kaçtığını ve uzaktan gördüğü bir köye ulaşmak için yaklaşık 2.5 saat yürüdüğünü belirten Çiçek, bu sırada gördüğü jandarma ekiplerinden yardım istediğini ve burada gözaltına alındığını ileri sürdü. O saate kadar terör saldırısı olduğunu düşündüğünü, darbe girişimini götürüldüğü jandarma karakolunda öğrendiğini iddia eden Çiçek, 'Tarlada yürürken, bir poşetin içinde bir tomar para buldum. Jandarmaya tutanak tutulurken, 5 bin dolar ve 7-8 bin lira paranın bana ait olduğunu, poşetteki 23 bin 800 Doların bana ait olmadığını söyledim. Ancak, sonra beni teslim ettikleri polis karakolunda 'Tarla da para mı bulunur lan' diye dayak yedim. Bu yaşadığım hadise bir yalan beyan olarak üzerime kaldı ve gazetelerde bununla ilgi sürekli haber yaptılar. Daha sonra cezaevindeyken 'Akıncı Üssü'nün çevresinde bir çobanın çanta içinde para bulduğu' yönünde haberler okudum. Bu haber beni doğruladı. Yalan söylemedim' dedi.

YAPILAN HABERLER NEDENİYLE OKULUMA EL KONULDU


Karakoldaki ve savcılıktaki ifadeleri ile mahkemedeki ifadelerini aynı olduğunu, kesinlikle doğruları anlattığını belirten sanık Çiçek, 'Darbe girişimi sonrası benim şirketlerimin ve okullarımın adı FETÖ kurumu diye KHK'larda geçmedi. Ancak bu süre içerisinde hakkımda yapılan haberlerden sonra okullarıma FETÖ okulu diye el konuldu' dedi.

Darbeyi planladığı iddiası ile hakkında çıkan haberleri ve gazetedeki çıkan fotoğrafları eleştiren Çiçek, 'Devletin kurumunun geçtiği haberlerde 'darbeyi planlayan sivil imam ve Askeri kanadın bir numarası' diye fotoğraflar yayınlandı. O fotoğraftaki kişiyi yani Akın Öztürk'ü ben ilk kez bu duruşmalara çıkarken gördüm. Bu kişinin torunu bizim okulda okumuş. Okulda torununun bir gösterisine katılmış. Yanında darbe yöneticisi olarak koydukları kişinin resmi benim değil okul müdürümün resmi' diye konuştu.

BU SAATTEN SONRA KUZENİM TANIMIYORUM DESE ŞAŞIRMAM

3 çocuğu olduğunu ve hiçbirinin FETÖ'nün okullarına gitmediğini belirten Çiçek, suçlamaları kabul etmediğini ve anlattıklarının gerçek olduğunu tekrarladı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, 'Bu davanın sanığı olan Ahmet Özçetin savcılıktaki ifadesinde sizi tanımadığını ve anlattığınız olayların yalan olduğunu beyan etmiş. Buna ne diyeceksiniz' diye sordu. Sanık Çiçek, 'Bunu kendisine sormak lazım ancak hakkımda darbeyi planlayan kişi diyerek bu kadar haber yapıldıktan sonra kuzenim 'tanımıyorum' dese şaşırmam' diye konuştu.

BU DARBEYİ FETÖ'NÜN YAPTIĞNI DÜŞÜNÜYORUM


Bylock kullanmadığını da iddia eden sanık Çiçek, bir soru üzerine, 'FETÖ denilen adamın, hakaret sıkıntı olmasın diye yapmıyorum. Yoksa yaparım. Bu adamın evimde bir kitabı yok. Almadım, okumadım, çocuklarıma da okutmadım' diye konuştu.

'Bu darbeyi kimin yaptığını düşünüyorsun' sorusuna da 'FETÖ'nün yaptığını düşünüyorum' cevabını verdi.

Çiçek'in sorgusuna ara veren mahkeme, duruşmaya yarın saat 09.30'a kadar ara verdi.