'Yabancı Dilde Konuşanlar Kararlarına Duygularını Karıştırmıyor'
Ana dili yerine yabancı bir dilde iletişim kuran insanların, karar verirken duygularından uzak durmaya daha yatkın oldukları belirtildi.
Chicago Üniversitesinin internet sitesinde yayınlanan çalışmada, psikologlar, yabancı bir dilde iletişim kuran insanların, ana dilinde iletişim kuranlara göre, karar verme süreçlerinde duygularından uzak durmaya daha yatkın olduğu sonucuna ulaştı.
Araştırma kapsamında, 6 farklı grupla ayrı ayrı 6 çalışma yapıldı. Gruptakiler, her bir deneyde rastgele ana veya yabancı dillerini konuştu.
Psikologlar, deneylerde, yabancı dilde iletişim kuranların, 5 kişinin canını kurtarmak için bir yolcuyu hızla gelen trenin önüne atarak ölümüne neden olmaya, ana dilinde konuşanlara oranla daha hazır olduklarını tespit etti.
Deneylerde, örnekteki 5 kişiyi kurtarmak için bir kişiyi feda etme çıkmazındaki kararın, kökleşmiş tabuları yıkmak için duygusal isteksizliğin düşüşü, çoğunluğun iyiliğini mümkün olan en yüksek ölçeğe çıkarma hissiyle bağlantılı düşünüp-taşınma fikrinde artışı veya her ikisinin arasında bir durumdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırıldı.
Araştırmada yabancı dilin, insanları, anlamak için durup düşünmeye yönlendirdiği, bunun da yabancı dilde konuşanları faydacı olmaya ittiği sonucuna ulaşıldı.
Ana dilin, aile, arkadaş ve televizyondan öğrenildiği, bu nedenle kişilere duygu aşıladığı belirtilen çalışmada, yabancı dilin hayatın ileriki devrelerinde okul gibi ortamlarda öğrenildiği için hisleri güçlü bir şekilde harekete geçirmediğine işaret edildi.
Çalışmanın sonuçları, 'Psychological Science' dergisinde yayımlandı.
Kaynak: AA
Araştırma kapsamında, 6 farklı grupla ayrı ayrı 6 çalışma yapıldı. Gruptakiler, her bir deneyde rastgele ana veya yabancı dillerini konuştu.
Psikologlar, deneylerde, yabancı dilde iletişim kuranların, 5 kişinin canını kurtarmak için bir yolcuyu hızla gelen trenin önüne atarak ölümüne neden olmaya, ana dilinde konuşanlara oranla daha hazır olduklarını tespit etti.
Deneylerde, örnekteki 5 kişiyi kurtarmak için bir kişiyi feda etme çıkmazındaki kararın, kökleşmiş tabuları yıkmak için duygusal isteksizliğin düşüşü, çoğunluğun iyiliğini mümkün olan en yüksek ölçeğe çıkarma hissiyle bağlantılı düşünüp-taşınma fikrinde artışı veya her ikisinin arasında bir durumdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırıldı.
Araştırmada yabancı dilin, insanları, anlamak için durup düşünmeye yönlendirdiği, bunun da yabancı dilde konuşanları faydacı olmaya ittiği sonucuna ulaşıldı.
Ana dilin, aile, arkadaş ve televizyondan öğrenildiği, bu nedenle kişilere duygu aşıladığı belirtilen çalışmada, yabancı dilin hayatın ileriki devrelerinde okul gibi ortamlarda öğrenildiği için hisleri güçlü bir şekilde harekete geçirmediğine işaret edildi.
Çalışmanın sonuçları, 'Psychological Science' dergisinde yayımlandı.