Pakistan Bağımsızlığının 70.Yılını Kutluyor
Pakistan bağımsızlığının 70.yılını kutluyor.
Pakistan her yıl 14 Ağustos’ta olduğu gibi bu yıl da Bağımsızlık Günü’nü çeşitli etkinliklerle kutluyor. Pakistan’ın 70. Bağımsızlık Günü kutlamaları kapsamında sabah namazından sonra yapılan toplu duada, ülkenin refahı, bütünlüğü, beraberliği ve Keşmirliler’in uzun süren mücadelesinin başarısı için özel dualar okundu. Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin, Başbakan Şahid Hakan Abbasi ve törenlere katılmak için Pakistan’a gelen Çin Başbakan Yardımcısı Wang Yang törende ulusal bayrağı beraber göndere çekti. Aynı anda tüm ülkede bulunan resmi kurum ve kuruluşlarda bayrak töreni gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Hüseyin bu vesileyle gerçekleştirdiği ulusa sesleniş konuşmasında insanların farklılıklardan uzaklaşıp ülkenin geleceğini güvence altına almak için birlik olması gerektiğini söyledi.
Ülkenin refahı için dua eden Hüseyin, törene katılan Çinli konuklara teşekkür ederek, "Bu ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlü olduğunu kanıtlıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Hüseyin, Başbakan Abbasi, Çin Başbakan Yardımcısı Yang ve üst düzey yetkililer daha sonra Parlamento’ya giderek demokrasinin adsız kahramanları için çelenk bırakacaklar.
17. yüzyılın başlarında Hint Yarımadasına gelen İngilizler, Hindistan kıyılarında bir ticaret kolonisi kurarak işe başlamış, 18 yüzyılda ise Hindistan’daki hâkimiyet için Fransızlarla mücadele edip üstünlüğü ele geçirerek bölgenin tek, mutlak gücü haline gelmişlerdi.
18. yüzyılın ortalarından itibaren Hintli aydınlar tarafından İngilizlere karşı ilk isyanlar başlamış, sonrasında karakter değiştirerek Hindistan’ın kurtuluşunu sağlama çalışmalarına dönüşmüştü. 1917’de Gandhi (1869-1948)’nin ortaya çıkması ve ulusçuluğun daha da güçlenmesi ve gelişmesiyle birlikte İngiltere 1935’de, halk tarafından seçilmiş üyelerden teşekkül edilen eyalet meclislerinin kurulmasını kabul etmiş ve 1937 yılında da ilk seçimler yapılmıştı. Öte yandan Hindistan’daki Müslümanlar da, Hindu egemenliğinin kültürlerini ve özgürlüklerini zedelediğini ileri sürerek Hintlilerden ayrı bir devlet kurmak istediklerini dile getirmişlerdi. Muhammed Ali Cinnah’ın önderliğinde başlayan ve gelişen bu hareket üzerine, 23 Mart 1940’da Lahor’da toplanan “Müslüman Birliği Cemiyeti Kongresi” Hindulardan tamamen ayrı bağımsız bir Pakistan Devleti kurulmasını kararlaştırmıştı.
II. Dünya Savaşı’nın Savaşın akabinde İngiltere, 1945’te anayasa yapılmasını, Kurucu Meclis kurulmasını ve Pandit Nehru başkanlığında da geçici bir hükümet kurulmasını kararlaştırmıştı. Ayrıca 1946’da da Hint Yarımadası’nda Hindistan ve Pakistan adlarıyla iki bağımsız dominyon kurulmasını kararlaştırmıştı ve İngiliz Parlamentosu, hükümetin bu kararını 18 Temmuz 1947’de yürürlüğe koymuştu. Bunun üzerine İngilizler, 14 Ağustos 1947’de Hint Yarımadası’nın kuzeyinden askerlerini tamamen çekmişlerdi.
Gelişen bu olaylar neticesinde, Hindistan’ın Müslüman çoğunluğa sahip bölgeleri, İngiliz Uluslar Topluluğu (Commonwealth) içinde ve dominyon statüsünde Pakistan adıyla bağımsız bir devlet olmuştu.
Kaynak: İHA
Ülkenin refahı için dua eden Hüseyin, törene katılan Çinli konuklara teşekkür ederek, "Bu ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlü olduğunu kanıtlıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Hüseyin, Başbakan Abbasi, Çin Başbakan Yardımcısı Yang ve üst düzey yetkililer daha sonra Parlamento’ya giderek demokrasinin adsız kahramanları için çelenk bırakacaklar.
17. yüzyılın başlarında Hint Yarımadasına gelen İngilizler, Hindistan kıyılarında bir ticaret kolonisi kurarak işe başlamış, 18 yüzyılda ise Hindistan’daki hâkimiyet için Fransızlarla mücadele edip üstünlüğü ele geçirerek bölgenin tek, mutlak gücü haline gelmişlerdi.
18. yüzyılın ortalarından itibaren Hintli aydınlar tarafından İngilizlere karşı ilk isyanlar başlamış, sonrasında karakter değiştirerek Hindistan’ın kurtuluşunu sağlama çalışmalarına dönüşmüştü. 1917’de Gandhi (1869-1948)’nin ortaya çıkması ve ulusçuluğun daha da güçlenmesi ve gelişmesiyle birlikte İngiltere 1935’de, halk tarafından seçilmiş üyelerden teşekkül edilen eyalet meclislerinin kurulmasını kabul etmiş ve 1937 yılında da ilk seçimler yapılmıştı. Öte yandan Hindistan’daki Müslümanlar da, Hindu egemenliğinin kültürlerini ve özgürlüklerini zedelediğini ileri sürerek Hintlilerden ayrı bir devlet kurmak istediklerini dile getirmişlerdi. Muhammed Ali Cinnah’ın önderliğinde başlayan ve gelişen bu hareket üzerine, 23 Mart 1940’da Lahor’da toplanan “Müslüman Birliği Cemiyeti Kongresi” Hindulardan tamamen ayrı bağımsız bir Pakistan Devleti kurulmasını kararlaştırmıştı.
II. Dünya Savaşı’nın Savaşın akabinde İngiltere, 1945’te anayasa yapılmasını, Kurucu Meclis kurulmasını ve Pandit Nehru başkanlığında da geçici bir hükümet kurulmasını kararlaştırmıştı. Ayrıca 1946’da da Hint Yarımadası’nda Hindistan ve Pakistan adlarıyla iki bağımsız dominyon kurulmasını kararlaştırmıştı ve İngiliz Parlamentosu, hükümetin bu kararını 18 Temmuz 1947’de yürürlüğe koymuştu. Bunun üzerine İngilizler, 14 Ağustos 1947’de Hint Yarımadası’nın kuzeyinden askerlerini tamamen çekmişlerdi.
Gelişen bu olaylar neticesinde, Hindistan’ın Müslüman çoğunluğa sahip bölgeleri, İngiliz Uluslar Topluluğu (Commonwealth) içinde ve dominyon statüsünde Pakistan adıyla bağımsız bir devlet olmuştu.