Akıncı Üssü Davasında 10. Celse Görülüyor

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin açılan davanın 10. celsesi devam ediyor. Duruşmada savunma yapan eski Albay Muzaffer Düzenli, büyük harflerle attığı mesajların olduğu Whatsapp grubuna ilişkin, "Yazışmalardan cezaevindeyken medyadan haberim oldu. Benim adıma bilgi sistemlerinin teknik olanaklarını kullanan karanlık kişiler tarafından yapılmış ve bu tezgahın içinde olduğum algısı verilmeye çalışılmıştır" dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davanın 10. celsesi görülüyor. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonunda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı.

Duruşmada eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli’nin savunmasına geçildi.

"Bana haddi aştığım ve mayınlı sularda gezdiğim söylenildi"

Suriye sınırındaki Fiziki Güvenlik Sistemi Projesi’ne ilişkin açıklamalarda bulunan Düzenli, projenin 4 milyar lira bedelli olduğunu ve geliştirmeye başladıklarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığındaki bazı etnik ve ideolojik kliklerinin bunu engellemek için harekete geçtiğini iddia ederek, "1 sene sonucunda tüm kışla arazilerinin dijital verisini çıkardık. 13 bin zannettiğimiz kışla ve arazi sayısının 90 bin küsur olduğunu öğrendik. Bunları üç kategoriye ayırdık. Bu kategorilendirmeyle birlikte özellikle büyük şehirlerdeki arazilerin sivile devri baskısına maruz kaldık. İstenenlerin tamamı da ikinci kategoride olan yani Türk Silahlı Kuvvetlerinin mutlaka elinde bulundurması gereken arazilerdi. Komutanlarımız dik durdu, ama bizler hedef tahtasına konmuştuk. Bana haddi aştığım ve mayınlı sularda gezdiğim söylenildi. Ayrıca yıl olmuş 2017, Kara ve Hava Kuvvetleri içerisinde hala bir Ar-Ge merkezi mevcut değil. Yürüttüğüm projeler Türk Kara Kuvvetlerini şaha kaldıracak projelerdi ve bunlar hazmedilmeyerek kaldırıldı" şeklinde konuştu.



"Benim tanınırlığımdan ve bilgilerimden istifade etmek istediklerini söylediler"

Olay tarihi 15 Temmuz 2016’da hiçbir faaliyete katılmadığını beyan eden Düzenli, "Beni askeri hattan birisi aradı ve bana iş yemeği şeklinde bir organizasyon düzenleneceğini ve benim de davet edildiğimi söyledi.

Ben de değişiklik olur ve projeler hakkında bilgi paylaşımında bulunuruz diye kabul ettim ve davete katılacağımı söyledim. Akıncı Üssü’nün yerini bilmediğim için tarifini aldım ve sivil gelineceğini öğrendim. Saat 18 civarında kendi aracımla evden çıktım, 19’da vardım. Sosyal faaliyet için geldiğimi söyledim, yeri bilmediğimden bir eskort beni filoya getirdi. Bina girişinde beni birkaç kişi karşıladı ve adımı sorup, alın bunu içeri dediler. Beni içeride bir odaya aldılar. Yanımda odada bulunan kişi bana artık başka bir çare kalmadığı için TSK’nın yönetime el koyacağını, benim tanınırlığımdan ve bilgilerimden istifade etmek istediklerini ve planlamayı zaten yaptıklarını söyledi.

Ben de düşünmek için birkaç gün süre istedim, şahıs da ’O kadar süremiz yok, faaliyet bu gece başlayacak, şimdi karar vereceksin’ dedi.

Diğeri de ’Anlaşıldı bundan bize hayır gelmeyecek’ diyerek bana plastik kelepçe taktı. Geceyi o şekilde orada geçirdim. Sabah saatlerinde atış sesleri duymaya başladım, kapıya açın diye vurdum, birileri kapıyı açtı ama benimle ilgilenmediler. Ben de binadan çıkarak kendi aracıma gittim, nizamiyeden çıkmaya çalıştım, oradakilere durumu izah ettim ama tutuklanarak gözaltına alındım" diye konuştu.



"Whatsapp yazışmalarından cezaevinde haberim oldu"

İddianamede yer alan Whatsapp kayıtlarına ilişkin savunma yapan Düzenli, yazışmalardan cezaevinde medya aracılığıyla haberinin olduğunu iddia ederek, "Söz konusu yazışmalar bana ait değildir. Bu yöndeki ithamları kabul etmiyorum" diyerek yazışmaların kendi hattı üzerinden yapıldığına dair teknik uzman raporu talep etti. Kendisine ait olmayan yazışmaların Akıncı Üssü’nde telefonuna zorla el konulduğunda yapılmış olabileceğine ihtimal verdiğini dile getiren Düzenli, ikinci bir ihtimal olarak da, "Bilgi sistemlerinin sınırsız teknik olanaklarını kullanan karanlık kişiler ve bu kalkışmanın arkasında olan güçlerce yapıldığını düşünüyorum. Ayrıca 15 Temmuz’dan önce telefonumdaki Whatsapp uygulamasına onayım olmadan güncelleme geldi. Bu değişiklikler bu ihtimalleri destekliyor. HST kayıtlarında 15 Temmuz akşamı hattımın iki farklı yabancı ülkeden arandığı da görülüyor" diye ekledi.

Darbecilerin açık bir şekilde bu uygulamaları ve gerçek hatları kullanmalarında bir çelişki olduğunu ifade eden Düzenli, savunmasına şu şeklide devam etti:

"Whatsapp gibi güvenilirliği olmayan bir uygulamadan darbenin iştirakına dair haberleşme yapılması mantıklı değildir. Başkası adına hat kullanmak varken şahısların kendilerine ait hatlar üzerinden yapılması da çelişkidir. Whatsapp grubuna eklenecek kişilere Binbaşı Murat Çelebioğlu karar verdi. Bir binbaşı tarafından bir Whatsapp grubu oluşturuluyor ve ’gel beni bul’ dercesine ’Yurtta Sulh Biziz’ ismi veriliyor. Bu durum iddianamede yer alan örgüt refleksleriyle örtüşmüyor. Bu da büyük bir tezgahın varolduğunun işaretidir. İddianamede ’16 Temmuz tarihinde saat 01.44’te mesajda büyük harflerle yazılanlar Ankara’dan Muzaffer Düzenli’nin yazılarıdır’ ifadesi geçiyor. Bu tezgahın içinde olduğum algısı verilmeye çalışılmıştır. Kahpe ve karanlık insanlar muazzam bir tezgah organize etmişlerdir."

Duruşmaya iki saat ara verildi.

Düzenli’nin savunması tamamlandıktan sonra çapraz sorgusuna geçilecek.
Kaynak: İHA