Karekod Ve Hukuki Düzenlemeler Çeke İtibar Kazandırdı

Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Akdeniz: 'Ocak ayında karekodlu çek kullanımının da zorunlu hale gelmesiyle 2016 yılında yüzde 3,7 olan karşılıksız çek oranı, 2017 yılında yüzde 2,5'e düşmüş bulunuyor' Bilişim ve Kıymetli Evrak Hukuku Uzmanı Avukat Kara: 'Önümüzdeki dönemde karşılıksız çek keşidesi sebebiyle mahkemelerce verilecek cezalar dikkate alındığında ve karekod sistemi tüm unsurları ile işlediğinde karşılıksız çek sayısı daha da azalacaktır'.

MURAT BİRİNCİ - Karekod uygulaması ve son dönemde yapılan hukuki düzenlemeler karşılıksız çek sayısını azaltırken, çeke de itibar kazandırıyor.

AA muhabirinin Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerinden derlediği bilgiye göre bu yılın ilk yarısında 376,4 milyar TL tutarında 10,2 milyon adet çek keşide edildi. Geçen yılın ilk yarısında ise 10,8 milyon adetlik 344,5 milyar TL tutarında çek düzenlendi.

Ocak-haziran döneminde karşılıksız işlemi yapılan çek adedi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34,8 azalarak 385,8 bin adetten 251,4 bine geriledi. Çek tutarı da yüzde 30,7 düşüşle 13,3 milyar TL'den 9,2 milyar TL'ye düştü.

Kredi Kayıt Bürosu (KKB) Genel Müdürü Kasım Akdeniz, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede çekin, ticaretin etkin ve güvenli yürütülmesi açısından oldukça önemli bir ödeme ve kredilendirme aracı olduğunu belirtti.

Geçen yıl 706 milyar TL'lik 21,2 milyon adet çekin bankalara ibraz edildiğini ifade eden Akdeniz, bu yılın ilk 6 ayına bakıldığında toplam tutarı 376,4 milyar TL olan 10,2 milyon adet çekin tahsilat için bankalara ibraz ediliğini söyledi.

Akdeniz, bu rakamların hem adetsel hem de tutar olarak geçmiş yıllardaki gelişimine uygun olduğunu bildirdi.

Buna bağlı olarak çekin, ticari hayat için halen aynı yoğunlukta kullanıldığının ve kullanılmaya devam edeceğinin altını çizen Akdeniz, bu nedenle çek ile ödemelerin hem alıcı hem de satıcı açısından güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesinin reel sektör ve ülke ekonomisi açısından kritik önem taşıdığını vurguladı.

Akdeniz, karşılıksız çek keşide edenlerin yüzde 80'inin geçmişte de karşılıksız çek keşide eden kişilerden oluştuğunun bilinen bir gerçek olduğunu dile getirdi.

Çek keşidecilerinin geçmiş çek ödeme performanslarının lehdar ve cirantalarca kontrol edilebilmesi halinde sorunun çok ciddi oranda çözüleceğini bildiklerini anlatan Akdeniz, şöyle devam etti:

'Çek ile yapılan sahtekarlığın önüne geçilmesi noktasında KKB olarak harekete geçtik ve geliştirmiş olduğumuz Karekodlu Çek Sistemi ile bu sürece dur diyerek ülke ekonomisi için önemli bir adım attık. Bu sistem kanalıyla sunduğumuz Karekodlu Çek Raporu sayesinde alınan bir çekin bankanın kayıtlarında mevcut olup olmadığı bilgisinden, keşidecinin son 5 yılda düzenlediği çeklerin ödenip ödenmediğine, ilk çekin ve son çekin ne zaman düzenlendiğine, düzenlenen çeklerin ortalama tutarı gibi çek keşidecisinin çek ödeme geçmişini ve güvenilirliğini ortaya koyan pek çok veriyi saniyeler içinde ulaşılabilir hale getirdik.'

- 'Karekodlu çekin kullanımının yaygınlaşması karşılıksız çek oranını düşürüyor'

Kasım Akdeniz, ocak ayında karekodlu çek kullanımının da zorunlu hale gelmesiyle 2016 yılında yüzde 3,7 olan karşılıksız çek oranının, 2017 yılında yüzde 2,5'e düştüğünü ifade etti.

Bunun da karşılıksız çek oranın 2008 yılından bu yana en düşük orana ulaştığı anlamına geldiğini söyleyen Akdeniz, '2017 yılı ocak ayından bu yana karşılıksız çek oranlarında bir düşüş olması sevindirici olmakla birlikte, arkası yazılan çeklerin sonradan ödenme oranlarındaki düşüş de oldukça dikkati çekiyor.' dedi.

Akdeniz, arkası yazılan çeklerin ilk altı ay içerisinde sonradan ödenme oranının 2012 yılında yüzde 44 iken 2016 yılında yüzde 24 olarak gerçekleştiğini belirtti.

Arkası yazılan bir çekin sonradan ödenme olasılığının son 5 yıl içerisinde neredeyse yüzde 50 azaldığına işaret eden Akdeniz, bu durumun karşılıksız bir çeke maruz kalmanın yaratacağı riski daha da artırdığını dile getirdi.

Akdeniz, şunları kaydetti:

'Karekodlu çekin kullanımının yaygınlaşması karşılıksız çek oranını düşürüyor. Bununla birlikte, karekodlu çekten öngörülen faydanın tam olarak sağlanabilmesi için çek kabul eden kişiler tarafından karekodun okutularak rapor alınması ve alınan rapordaki bilgilerin doğru şekilde yorumlanması önem arz ediyor. Bu kapsamda, karekodlu çekin kullanımının, sağladığı faydaları ve raporda yer alan bilgilerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini içeren tanıtım ve eğitim faaliyetlerinin daha geniş kitleleri içerecek şekilde yaygınlaştırılması oldukça önemli. KKB olarak, biz bu konuda tüm alt yapıyı tamamladık ve kullanıma hazır hale getirdik. Ayrıca rapor ücretini 60 kuruş gibi oldukça düşük bir rakam ile belirledik. Böylece maliyet kaygısı nedeniyle kullanım engelini de ortadan kaldırmış olduk.'

- 'Bu yıl 21 milyon adet çek ibraz edilebilir'

KKB Genel Müdürü Akdeniz, yıllar itibarıyla ibraz edilen çek adetlerine bakıldığında 2007 yılından 2010 yılına kadar bir düşüş yaşandığını belirtti.

Bu azalışın en önemli nedeninin bankacılık sektörünün başta ticari kredi kartları ve doğrudan tahsilat sistemleri olmak üzere geliştirdikleri ticari riskleri azaltan ürünlerin sayısındaki artış olduğunu ifade eden Akdeniz, 'Ancak 2010 yılından itibaren ibraz edilen çek adetleri stabilize oldu. Geldiğimiz noktada 2017 haziran ayı itibarıyla da bu trendin genel olarak durduğunu söyleyebiliriz.' dedi.

Akdeniz, bugünkü trendin devam etmesi halinde 2017 yılında da yaklaşık 21 milyon adet çekin ibraz edileceği tahmininde bulundu.

Geçen yıl ocak ayından bugüne kadarki aylık ibraz edilen çeklerin adetlerine bakıldığında da çok düşük oranlı bir azalma eğiliminin göze çarptığını söyleyen Akdeniz, şöyle devam etti:

'Özellikle bu KGF kredilerinin de etkisiyle piyasadaki likidite miktarında yaşanan artışa bağlı olarak, ticari hayatta peşin satın almanın finansal avantajlarından yararlanmak amacıyla işlemlerdeki nakit ödeme oranında bir artış yaşanması, karekodlu çekin de etkisiyle piyasaya giriş yapması beklenen ve karşılıksız çıkması muhtemel çeklerin piyasaya girişinin engellenmiş olması sebepleriyle trendde düşük düzeyde aşağı yönlü bir hareketin olabileceği değerlendirilmektedir.'

Akdeniz, tüm bunlara ek olarak yıllar itibarıyla yaşanan trend dikkate alındığında karşılıksız çek oranlarında oldukça ciddi bir düşüş yaşandığını belirtti.

2017 yılındaki trendlerin 2011 yılındaki trendler ile örtüştüğünü ifade eden Akdeniz, bu açıdan bakıldığında ibraz edilen çeklerin önceki yılların yüzde 1-5 altında gerçekleşmesinin beklenebileceğini sözlerine ekledi.

- 'Karşılıksız çek sayısı daha da azalacak'

Bilişim ve Kıymetli Evrak Hukuku Uzmanı Avukat Şaban Kara, '6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' ile 5491 sayılı Çek Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) çeke ilişkin bazı hükümlerinde değişiklikler yapıldığını belirtti.

Yapılan değişiklikte amacın çeke güvenilirliğin artması, kayıt dışı işlemlerin engellenmesi ve karşılıksız çek oranının asgari seviyelere düşürülmesi olduğunu ifade eden Kara, kanun değişikliği ile karşılıksız çek keşide etmenin eskiden olduğu gibi yeniden 'suç' olarak düzenlendiğini dile getirdi.

Kara, suçun soruşturma ve kovuşturma usullerinde bazı değişiklikler yapılsa da netice olarak suç olarak düzenlendiğinden belli bir yaptırımı bulunduğuna dikkati çekti.

Bu yaptırımın çek miktarı, işlemiş faizi ve takip giderlerinden az olmamak üzere adli para cezası olduğunu bildiren Kara, şöyle devam etti:

'Bu para cezaları ertelenemeyeceği için nakden ödenmediği taktirde 'hapis cezası' ile karşı karşıya kalınacaktır. Diğer yandan bu yargılama ile birlikte ve tedbir olarak mahkeme, 'çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağı kararı' da alabilecektir. Mahkemeler tarafından verilen çek hesabı açma ve çek düzenleme yasaklarına ilişkin kararlar, UYAP sistemi aracılığıyla Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi sistemine iletilecek böylece anlık bilgi akışı sağlanacaktır. Bu da karşılıksız çek düzenleyen için yeni çekler düzenleyerek piyasaya vermesi açısından oldukça etkili bir yaptırım anlamına gelir. Nitekim karşılıksız çek düzenlemiş kişinin çeklerinin riskli görülmesi ve kabul edilmemesi kuvvetle muhtemeldir.'

Kara, 'Karekod Okutma ve Bilgi Paylaşım Sistemi' uygulamasının da bu amaca hizmet etmek için getirilen bir uygulama olduğunu belirtti.

Bu konuda TTK'da paralel bir değişiklik yapıldığı bilgisini veren Kara, karekodlu çek sisteminin, çek üzerindeki karekod vasıtasıyla çek yaprağı ve keşidecinin çek ödeme geçmişi hakkında detaylı bir rapor alabilme olanağı sağladığını anlattı.

Avukat Kara, bu sistemin sağlıklı çalışması için düzenleyen yanında çeki alan lehdar/hamillerin de çeke ilişkin verilerini sisteme kaydetmesinin oldukça önem taşıdığını kaydetti.

2017 yılında tüm çeklerin bu sistem kapsamında karekodlu olarak basıldığından, bundan böyle çek düzenleyenlerin ticari gelecekleri, itibarları, güvenilirlikleri adına düzenleyecekleri çeklerin karşılıksız çıkmaması için önceki dönemden daha fazla özen göstermeleri gerektiğini anlatan Kara, 'Bu konuda elde edilen verilere bakıldığında yasal düzenlemenin amaca hizmet ettiği söylenebilir. Önümüzdeki dönemde karşılıksız çek keşidesi sebebiyle mahkemelerce verilecek cezalar dikkate alındığında ve bu karekod sistemi tüm unsurları ile işlediğinde karşılıksız çek sayısı daha da azalacaktır.' diye konuştu.
Kaynak: AA