'Spor Hayatım, Edebiyat Gönül Bahçem'

Gazeteci yazar Bayram: 'Futbolda gerilim, hakem hataları, ofsayt, kırmızı kart, penaltı, gol var. Bunlardan soyutlanmak, kendime bir yaşam alanı açmak ve nefes alabilmek için roman yazmaya başladım' 'Türk edebiyatı bence büyük bir ivme kazandı. Okuyan bir genç nesil var ve bu beni çok mutlu ediyor. Biri rafta Aydın Bayram romanı gördüğünde 'Bu iyi bir yazar' desin, bu da benim için yeterli' 'Spor yaşamın kendisi aslında. Sokağa çıktığınız zaman önce siyaset konuşulur sonra spora geçilir. Edebiyat zaten tartışılmaz, farklı tarzlarda yazılmış eserler insanların hayal dünyasını, ufkunu genişletiyor'

MUSA ALCAN - Gazeteci yazar Aydın Bayram, sporun yaşamın kendisi olduğunu, edebiyatın ise insanların hayal dünyasını, ufkunu genişlettiğini ifade ederek, 'Her insanın bir kaçış yeri olması lazım bence. Her ne işle uğraşıyorsa, kafasını çıkarıp nefes alabileceği bir atmosfere ihtiyaç duyuyor insan. Bu anlamda benim spor hayatım, edebiyat gönül bahçem.' dedi.

Yaklaşık 25 yıldır gazetecilik yapan Bayram, spor muhabirliğiyle başladığı kariyerine Star gazetesi spor müdürü olarak devam ediyor.

Bayram, gündelik yaşamının hemen hemen tamamında yer alan sporun dışına edebiyatla çıkıyor.

Daha önce 'Yere Düşen Son Fotoğraf' ve 'Tetiği Sen Çek' romanlarını kaleme alan Bayram, çevresi spor ve edebiyatı pek bağdaştıramasa da roman yazmayı sürdürüyor.

Son olarak 'Gözlerini Unutursam Kalbim Kurusun' adlı kitabını okuyucuyla buluşturan Bayram, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayatında spor ve edebiyatın iç içe geçtiğini söyledi.

Bayram, sürekli spor konuşmanın bazen sıkıcı olabildiğini belirterek, 'Her an maç, kupa, transfer haberi var. Futbolda gerilim, hakem hataları, ofsayt, kırmızı kart, penaltı, gol var. Bunlardan soyutlanmak, kendime bir yaşam alanı açmak ve nefes alabilmek için roman yazmaya başladım. Benim için de çok iyi oldu, orada kendimi buluyorum. Kelimelere hayat vermeyi seviyorum. Kelimelere anlam yüklemek, kelimelerle insanların ruhuna, kalbine dokunmak çok başka bir şey.' diye konuştu.

- 'Spor yazarı nasıl roman yazar?'

Spor alanında yazılabilecek şeylerin kısıtlı, edebiyatın ise uçsuz bucaksız olduğunu aktaran Bayram, içlerinde spor sosu olsa da hiçbir romanında tamamen spora yer vermediğini dile getirdi.

Bayram, ilk romanını kaleme aldığında çevresinde şaşkınlıkla karşılandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

'İnsanlar 'Spor yazarı nasıl roman yazar?' diyordu. Yayınevi de ilk gittiğimde spor romanı yazdığımı düşünmüştü. Kitaplarımda hayata dair insanların kendini bulabileceği noktalar, yaşanmışlıklar var. Tabii, bir hadiseyi nasıl anlattığınız da çok önemli. Herkesin bir tarzı, bir yolu var. Ben o eksik yazmış, bu fazla yazmış diye bir kategoriye sokamam ama Türk edebiyatı bence büyük bir ivme kazandı. Okuyan bir genç nesil var ve bu beni çok mutlu ediyor. Biri rafta Aydın Bayram romanı gördüğünde 'Bu iyi bir yazar' desin, bu da benim için yeterli.'

Roman yazmaya başladığında bazı yazarların kendisine destek olduğuna dikkati çeken yazar, 'Bu yola çıkarken bana, 'Kendin ol, kendine bir tarz belirle, o yolda yürü' dediler. Ben daha sade, daha akıcı ve kolay anlaşılabilir kitaplar yazıyorum. Tasvir ruhu da var ama tadında. Bazı romanlar var ki tasvirden bir türlü konuya giremiyorsunuz, boğuluyorsunuz, o sayfayı atlamak zorunda kalıyorsunuz. Ben de daha çok okuyucuyu içine alayım, bir sonraki sayfayı merak ettireyim istiyorum.' ifadelerini kullandı.

- Yetimhanede yolları ayrılan iki kardeşin romanı

Televizyonda spor programları da yapan Aydın Bayram, sporun da edebiyatın da insan hayatını güzelleştirdiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

'Spor yaşamın kendisi aslında. Sokağa çıktığınız zaman önce siyaset konuşulur sonra spora geçilir. Biz hep futbolun güzelliklerini konuşmak istiyoruz. Sporun kötü taraflarını da törpülemek gerekiyor. Edebiyat zaten tartışılmaz, farklı tarzlarda yazılmış eserler insanların hayal dünyasını, ufkunu genişletiyor. Her insanın bir kaçış yeri olması lazım bence. Her ne işle uğraşıyorsa, kafasını çıkarıp nefes alabileceği bir atmosfere ihtiyaç duyuyor insan. Bu anlamda benim spor hayatım, edebiyat gönül bahçem.'

Yazarın 'Destek Yayınları' etiketiyle raflardaki yerini alan 'Gözlerini Unutursam Kalbim Kurusun' adlı kitabı, yetimhanede büyüyen iki kardeşin hikayesini anlatıyor.

'Kokusu ilaçtı, sesi derman' sloganıyla çıkan kitabın konusu özetle şöyle:

'Anne ve babaları trafik kazasında hayatlarını kaybeden kardeşlere, bir müddet teyzeleri bakar ama teyzelerinin eşi çocuklara şiddet uygular. Bunun üzerine teyzeleri çocukları yetimhaneye bırakır ve çocuklar yetimhanede yaklaşık bir yıl kalır. Büyük kardeş bir gün yollarının ayrılacağını bilmektedir ve 'Bir gün yollarımız ayrılacak, gözlerini unutmayacağım, gözlerini unutursam kalbim kurusun' diye her gece dua eder. Daha sonra farklı ailelere evlatlık verilen kardeşlerin elinde yırtık bir fotoğraf kalır. Sürekli birbirini arayan kardeşler birbirini bulur ama bunu fark etmezler.'

Kaynak: AA