Reyhanlı'daki Terör Saldırısı Davası (2)

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde, 53 kişinin hayatını kaybettiği 2 bombalı saldırıyla ilgili 33 sanığın yargılandığı davada, cumhuriyet savcısı 9 sanığın 53'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi Savcı, 11 sanığın 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' ve 'suçluyu kayırmak' suçlarından 20'şer yıla, 2 sanığın 'örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan 15'er yıla kadar mahkumiyetleri ile firari 8 kişinin dosyasının ayrılması ve 3 sanığın beraatini talep etti.

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013'te 53 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırılarla ilgili 33 kişinin yargılandığı davada, cumhuriyet savcısı 9 sanığın 53'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini isterken, 11 sanığın 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' ve 'suçluyu kayırmak' suçlarından 20'şer yıla, 2 sanığın 'örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan 15'er yıla kadar mahkumiyetleri talebinde bulundu.

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Muhammet Gümüş ve İlhan Küçükdüveyki ile bazı müdahiller ve tarafların avukatları katıldı.

Tutuklu sanıklar Fikret Nazik, Mehmet Genç, Nasır Eskiocak, Ergin Ördek, Yusuf Büyükkasım, Doğan Özdemir, Mehmet Kılıç, Ahmet Mansuroğlu ve Süleyman Evet ile bulundukları Adana F Tipi Cezaevi'nden telekonferans sistemiyle bağlantı kuruldu.

Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Alper Taşkıran, sanıklar Eskiocak, Genç, Büyükkasım, Mansuroğlu, Özdemir, Evet, Ördek, Nazik ve Kılıç'ın, yakalanamayan sanıklar Mihraç Ural, Ömer El Hatip, Muhammet Dip Korali, Yusuf Nazik, Cengiz Sertel, Ercan Bayat ve Temir Dükancı'nın irade ve iş birliğiyle, Suriye El Muhaberat örgütü desteğiyle THKP/C Acilciler örgütü faaliyeti kapsamında, Türkiye'nin birliğini bozmak, Hatay bölgesindeki Suriyelileri de etkileyecek şekilde egemenliğini zayıflatmak ve halk arasında karışıklık çıkarmak maksadıyla Suriye'den sağladığı patlayıcıları özel düzeneklere yükleyip, Reyhanlı PTT binası önü ve belediye hizmet binası yanında infilak ettirdiğini belirtti.

Sanıklardan İskender Şahin, Nebil Kabasakal, Ali Ekşi, Ferdi Gazel, İsmail Gürbüz, Umut Düzel, Hacel Sat, Ali Düzel, Muhammed Ali Sertel, Süleyman Okur, Yıldıray Çetin ve Aykan Hamurcu'nun bombalama eyleminden haberdar olduğunun belirlenemediğini ifade eden Taşkıran, ancak bu kişilerin, patlamaları gerçekleştirenlerin terör örgütü üyesi olduklarını bildiğini, bunlarla irtibat halinde bulunduklarını, talimatlarına uyduklarını ve onlara yardım ettiklerini bildirdi.

Taşkıran, sanıklar Küçükdüveyki ve Gümüşlü'nün hazırlık süreci boyunca patlamayı organize eden sanıklarla görüştüğü, terör örgütü üyesi olduklarını bildiği, talimatlarına uyduğu, gizlilik içerisinde hareket ettiği, araca 'zula' denilen gizli bölmeler yapmanın suçta kullanılmaya yönelik olduğunu bildiklerini anlatan Taşkıran, bu kişilerin eylemlerinin 'örgüt içerisinde yer almaksızın örgüte bilerek ve isteyerek yardım olduğunu' vurguladı.

- 53 kez ağırlaştırılmış müebbet

Savcı Taşkıran, sanıklardan Eskiocak, Genç, Büyükkasım, Mansuroğlu, Özdemir, Evet, Ördek, Nazik ve Kılıç'ın 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak' ile 52 kişiyi 'kasten öldürmek' suçundan 53'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmalarını istedi.

Bu sanıkların 52 kişiyi 'öldürmeye teşebbüs' etmek suçundan bin 560'ar yıla kadar mahkumiyetini talep eden Taşkıran, sanıkların ayrıca 'patlayıcı madde temin etmek, bulundurmak, nakletmek', 'kasten yaralama' ve 'mala zarar verme' suçlarından cezalandırılmaları isteğini dile getirdi.

Sanıklardan İskender Şahin, Nebil Kabasakal, Ali Ekşi, Ferdi Gazel, İsmail Gürbüz, Umut Düzel, Hacel Sat, Ali Düzel, Muhammed Ali Sertel, Süleyman Okur ve Yıldıray Çetin hakkında 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' ve 'suçluyu kayırmak' suçlarından 20'şer yıla kadar hapis cezası talebinde bulunan Taşkıran, Küçükdüveyki ve Gümüşlü'nün 'örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek veisteyerek yardım' suçundan 15'er yıla kadar mahkumiyetlerini istedi.

Sanıklardan Muhammet Gümüş, İnan Köseoğlu ve Mahmut Alper Düzgün'ün, mahkumiyetlerine ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatini isteyen Taşkıran, dosyanın uzamaması dikkate alınarak, Mihraç Ural, Ömer El Hatip, Muhammet Dip Korali, Yusuf Nazik, Cengiz Sertel, Ercan Bayat, Temir Dükancı ve Aykan Hamurcu'nun dosyalarının ayrılması talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, sanıklar ve avukatlarına esas hakkında savunmalarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı erteledi. Sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet, firarilerin yakalanması yönündeki kararların devamını kararlaştırdı.

Bu arada, duruşmanın sonunda, saldırıda ölenlerin bazı yakınları, sanık avukatlarına tepki gösterdi.

Duruşma salonu önünde de bu kişilerle polis arasında tartışma çıktı. Çevik kuvvet polislerinin müdahalesi sırasında davanın müdahili bir kişi başından yaralandı.

- Davanın geçmişi

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013'te bomba yüklü araçlarla düzenlenen 2 ayrı saldırıda 53 kişi hayatını kaybetmişti.

İddianamede, 2'si Suriyeli 33 sanıktan 19'u hakkında 'devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüsten' ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 52 kişinin ölümüne sebep olmaktan 52'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istenmişti. Bu istemin ardından, saldırıda ağır yaralanan bir kişi daha hastanede yaşamını yitirmiş, ölenlerin sayısı 53'e yükselmişti.

Sanıklara, 'silahlı terör örgütüne üye olma ve yardım etme', 'öldürmeye teşebbüs', 'patlayıcı madde bulundurma', 'mala zarar verme', 'kasten yaralama', 'suçluyu kayırma' ve '130 kişiyi öldürmeye teşebbüs' suçlamaları da yöneltiliyor.

İddianamede, saldırının, terör örgütü THKP/C-Acilciler elebaşı Mihraç Ural tarafından organize edildiği kaydediliyor. Ural'ın, Suriye'deki iç savaş sonrasında rejimin desteğiyle muhaliflere karşı savaştığı, Suriye istihbarat yetkilileriyle irtibatlı olduğu ve onların talimatlarını yerine getirdiği bildirilen iddianamede, 'sanıkların eylemi, Suriye istihbarat örgütü ve bu örgütle paralel silahlı faaliyet yürüten THKP/C-Acilciler'in talimatıyla gerçekleştirdikleri' anlatılıyor.

Davanın görülmesine Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanmıştı. Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesiyle görevli mahkeme ve savcılıkların kaldırılmasının ardından dava Hatay Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, buradan da güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilmişti.

(Bitti)
Kaynak: AA