Kara Harp Okulundaki Darbe Girişimi Davası

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulunda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında eski sözleşmeli subay adaylarının da bulunduğu 164 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulunda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında eski sözleşmeli subay adaylarının da bulunduğu 164 kişinin yargılanmasına, tanık beyanlarıyla devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki mahkeme salonunda görülen davanın duruşmasına sanıklar, müştekiler, yakınları ile avukatlar katıldı.

Duruşmada tanık olarak dinlenen, 15 Temmuz darbe teşebbüsü yaşandığında Kara Harp Okulunda dekanlık personeli olarak görev yapan üsteğmen Yavuz Selim Özzengin, yargılanan Harp Okulu öğrencilerinin durumunun başka davalarda tutuksuz yargılanan askeri lise öğrencilerinden farksız olduğunu belirterek, kimseye emir ve komuta verme yetkisi olmayan öğrencilerin kandırıldıklarını savundu.

Sanık olarak yargılanan öğrencilerin 16 Temmuz 2016'da başlayacak paraşüt eğitimine gitmek için bir gece kalmak üzere Kara Harp Okuluna geldiklerini, ertesi gün eğitimin yapılacağı bölgeye intikallerinin olacağını anlatan Özzengin, sanık öğrencilerin gece saatlerinde 'eğitim için Etimesgut'a götürüleceksiniz' yalanıyla helikopterlere bindirildiklerini, 15 Temmuz gecesi Kara Harp Okulundan kalkan helikopterlerden bir kısmının eğitim için öğrencileri taşırken bir kısmının da kandırılan öğrencileri Genelkurmay Başkanlığı karargahına götürdüğünü söyledi.

Tanık üsteğmen Özzengin, 'Öğrencilerin bir çoğu Etimesgut'a taşındı ve bunun darbe amacı taşımadığı yapılan idari tahkikatle kesinleşti. O gece kalkan helikopterlerin hangisinin darbe, hangisinin eğitim-güvenlik amacı taşıdığını kimse bilemezdi.' diye konuştu.

Özzengin, bir soru üzerine Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral İzzet Çetingöz'ün o gece derdest edildiğinden haberi olmadığını, bu olayı ertesi gün idari tahkikatte ifade verirken öğrendiğini belirtti.

- Sanıkların ByLock iletişim dökümleri

Duruşmada Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanıklardan ByLock kullandığı tespit edilenlerin listesini okudu ve bu sanıklara ByLock iletişim dökümlerini verdi. Bazı sanıkların ByLock kayıtlarının yoğunluğu ve dökümlerinin çok olması üzerine Dik, 'Dökümleri tutmaya zımba yetmiyor.' ifadesini kullandı.

Duruşmada sanık astsubay Oktay Şahin'in, dinlenmesini istediği, halasının oğlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Yücel Yayla da tanık olarak dinlendi. Yayla, 15 Temmuz'da Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal Daire Başkanlığında çalıştığını anımsatarak, dayısının oğlu sanık Oktay Şahin'in gece saatlerinde kendisini arayarak, komutanlarının kendilerini kandırarak helikopterlerle Genelkurmay Başkanlığı bahçesine indirildiklerini, darbe faaliyetine katılmadığını ve bulunduğu yerden çıkmak istediğini de kendisine ilettiğini söyledi.

Oktay Şahin ile görüştükten sonra Genelkurmay Başkanlığına gittiğini ancak karargaha yaklaşamadığını, konuyu istihbarat daire başkanına anlattığını ifade eden tanık Yayla, Oktay Şahin ile tekrar görüştüklerini, onu ve diğer darbe teşebbüsünde yer almayan askerlerin Karargahın Polis Akademisi tarafına geçerek uygun zamanda kaçmalarını söylediğini kaydetti.

Sanık Şahin'in sabaha karşı kendisini aradığını ve Polis Akademisi tarafından darbecilerin kontrolündeki karargahtan kaçtıklarını söylediğini belirten Yayla, karargahtan kaçan askerlerin yoklamasında, silahlarının tesliminde Şahin ve beraberindeki bir üsteğmenin polise yardımcı olduğunu, öğrencilerin ilk ifadelerinde hepsinin 'Afyon'da tatbikat var diyerek bizi helikopterlere bindirdiler, Genelkurmay'a bıraktılar.' şeklinde konuştuklarını anlattı.

Sanıklardan Harp Okulu öğrencisi Batuhan Kaya'nın babası emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya da duruşmada tanık olarak dinlendi. Kaya, oğlunun kendisini saat 22.30'da telefonla arayarak 'Baba uçaklar uçuyor, bize de alarm verdiler, senin bilgin var mı?' dediğini, kendisinin de bir süre sonra tekrar oğlunu arayarak İstanbul'da Boğaziçi Köprüsünün kapatıldığını televizyondan gördüğünü, dikkatli olup, kendi emniyetini alması gerektiğini söylediğini aktardı.

Oğlu Batuhan Kaya'nın Kara Harp Okulunda olduğunu düşündükleri için rahat olduklarını, saat 01.00 sıralarında tekrar oğluyla konuştuğunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe teşebbüsüne ilişkin konuşmasından bahsettiğini belirten Kaya, saat 02.40'ta mesajlaştıkları oğlundan Genelkurmay Başkanlığında olduğunu öğrendiklerini ve bu saatten sonra da oğlunu oradan çıkartmak için girişimlerde bulunduğunu söyledi.

Tanık emekli Tuğgeneral Kaya, çalıştığı dönemde emir astsubaylığını yapan ve 15 Temmuz'da Genelkurmay Başkanlığında çalışan Astsubay Başçavuş İsa Özcan'a ulaştıklarını, oğlu ve beraberindeki diğer öğrencilerin durumunu anlattığını ifade ederek, sabaha kadar oğlu ve diğer öğrencilerin darbecilerin kontrolündeki karargahtan kaçmaları için çalıştıklarını, sabah saatlerinde de bu kişilerin Polis Akademisi tarafından karargahın dışına çıkmayı başardıklarını aktardı.

Tanık Kaya, Harp Akademisi öğrencilerinin okul komutanı başta olmak üzere okuldaki rütbelilere emanet olduklarını ve tam itaat için yetiştirildiklerini vurgulayarak, 'Harp Okulu yetiştirme sisteminde, komutanların verdiği emirlerin sorgunlaması söz konusu bile değildir. Gençler bu okulda mutlak itaati öğrenirler. Bu çocukların, gençlerin emirleri sorgulamaları mümkün değildir. Amirlerinin, üstlerinin verdiği emire uydukları için bu çocuklar yargılanıyor.' dedi.

Tanık Kaya'nın ifadeleri üzerine Mahkeme Başkanı Dik, sanık Batuhan Kaya'ya 'Baban saat 01.30'da sana darbe yapıldığını haber vermiş, sen neden arkadaşlarına söylemedin?' diye sordu. Sanık Batuhan Kaya da içinde bulundukları durumun ve ortamın karışık olması ve korkması nedeniyle darbe teşebbüsünden arkadaşlarına söz etmediğini, başlarında bulunan rütbelilerin darbeci mi yoksa darbe karşıtı mı olduğunun belli olmaması nedeniyle sessiz kaldığını savundu.

- Eski Yarbay Demir de tanıklık yaptı

Duruşmada, başka davanın tutuklu sanığı eski Yarbay Ali Demir de tanıklık yaptı.

Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Anafartalar Tabur Komutanı olduğunu ve 15 Temmuz'da öğrenci alımlarında görev yaptığını ifade eden Demir, mesai sonrası Kara Harp Okulu içindeki lojmanlarda bulunan evine gittiğini anlattı.

Demir, uçak sesleri üzerine anormal bir durum olduğunu anlayıp okula geçmeye karar verdiğini belirterek, saat 23.00 civarında giriş yaptığını, bu sırada kursiyer teğmenlerin içtima alanında toplandığını gördüğünü söyledi.

Nizamiyelere personel takviyesi yapıldığını gördüğünü anlatan Demir, kursiyerlerin Celal Dora Tören Alanı'nda helikopterlere bindirilip güvenli bölgeye gönderildiğini öğrendiğini ancak bunun planlı bir şekilde değil bir karmaşa şeklinde yaşandığını ifade eti.

Demir, Kurmay Başkanı İlhami Polat'ın da kursiyerlere bağırdığını, ayrıca rütbelileri de helikopterlere binen kursiyerlerin başına gelişigüzel verdiğini savundu.

Bazı kursiyerlerin de okulda kaldığını anlatan Demir, bir sanık avukatının sorusu üzerine, helikopterle gönderilenler ile kalanlar arasında bir ayrım yapılmadığını, kursiyerlerin rastgele gönderildiğini öne sürdü.
Kaynak: AA