Ahmet Kekeç'in Cumhuriyet gazetesi yazısı

Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'e göre Cumhuriyet gazetesi uzunca bir süre, terörü “meşrulaştıran”, teröre cesaret veren yayınlar yaptı.

Ahmet Kekeç'in Cumhuriyet gazetesi yazısı
Ahmet Kekeç'in Cumhuriyet gazetesi yazısı
Cumhuriyet Gazetesi Eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Kadri Gürsel ve Gazeteci Ahmet Şık'ın da aralarında bulunduğu 19 şüphelinin 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' suçundan yargılanacakları dava bugün başladı.

Malum medyanın 'gazetecilere özgürlük' sloganı altında köpürterek verdiği haberlerden önce Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'in bugünkü köşe yazısını okumakta fayda var. 'Bazı Cumhuriyet çalışanlarının FETÖ'yle irtibatlandırılması, bana da zorlama bir çaba gibi geliyor.' ifadelerin kullanan Kekeç, 'Fakat Cumhuriyet çalışanlarına yönelik suçlama, sadece FETÖ'yle ilgili değil.' diye ekliyor.

Ahmet Kekeç'in Cumhuriyet gazetesi yazısıCumhuriyet Gazetesi'nde skandal... Ahmet Kekeç'in Cumhuriyet gazetesi yazısıCumhuriyet gazetesinin ikiyüzü Ahmet Kekeç'in Cumhuriyet gazetesi yazısıCumhuriyet'ten büyük alçaklık!..
İşte Ahmet Kekeç'in Cumhuriyet gazetesi ile terörü cesaretlendiren haberlerini yazdığı o köşe yazısı:


Bazı Cumhuriyet çalışanlarının FETÖ'yle irtibatlandırılması, bana da zorlama bir çaba gibi geliyor.

Bu gazetede çalışanlar “ideolojik” olarak (bir zamanlar dinci bir yapı olarak bilinen) bu örgütle kesişmezler; hatta ikna edici gerekçelerle bu yapıya karşı oldukları bile düşünülür.

Fakat Cumhuriyet çalışanlarına yönelik suçlama, sadece FETÖ'yle ilgili değil.

Bu gazete, uzunca bir süre, terörü “meşrulaştıran”, teröre cesaret veren yayınlar yaptı.

PKK'ya hep bir sempati ve anlayışla bakıldı. “Yerlere sigara izmariti dahi atmayan çiçek çocuklar” muamelesi gören teröristler, beyanları ve tehditleriyle sadece bu gazetede ifade imkânı bulabildi. PKK'nın cinayetleri hep kuru ve nesnel bir habercilik diliyle geçiştirildi. PKK ismi çoğu zaman “özellikle” anılmadı. Ankara'yı kana bulayan bombacı, yine bu gazete tarafından, “karşısına belediye otobüsü çıkınca telaşa kapılıp bombayı erkenden patlatan talihsiz kız” muamelesi gördü.

Bir savcı (Mehmet Selim Kiraz) makamında terör örgütü üyeleri tarafından rehin alında, kafasına silah dayandı, sonra infaz edildi.

Cumhuriyet gazetesi (en azından şehit savcının çocuklarını üzecek) bu olaya bile sempatiyle bakmayı başarabildi. Mesela, en adi pornografik girişimi bile aratacak bir “teşhir çabasıyla”, savcının kafasına silah dayalı görüntüsünü yayınladı. Yetinmedi, savcının katilleriyle irtibata geçip, onların cinayeti meşrulaştıran beyanlarına sayfalarında yer verdi.

Bitti mi?

FETÖ'nün girişimlerine sürekli “yayın desteği” sağladı.

Mesela, 17/25 Aralık girişiminin “operatör” savcısı Celal Kara yalnızca Cumhuriyet gazetesinde kendine yer bulabildi ve gazete aracılığıyla operasyonda asıl hedefin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyledi.

Bu gazetenin genel yayın müdürlüğünü yapan zat, görev dönemi içinde sürekli FETÖ'nün Emniyet ve Yargı elemanlarıyla (şu an hepsi firari ya da tutukludur) görüştü, onlardan kirli malzeme temin etti, gazetesinin sayfalarını “FETÖ tapeleri” ve illegal dinleme kayıtlarıyla süsledi.

Şimdi Avrupa'da Cumhurbaşkanlığı saraylarında ağırlanan bu zat, en azından ahlaken suç olması gereken bu tutumunu, bir de devlete ait gizli bilgileri yayınlayarak ve Türkiye'yi “savaş suçlusu” ilan edecek bir operasyona paydaş yazılarak taçlandırdı. Üstelik mahkemenin aldığı “yayın yasağı” kararına rağmen...