TOBB Ve YASED'den Ortak Açıklama

Açıklamadan: 'Bugüne kadar hükümetin hızla aldığı tedbirler, uygulamaya koyduğu yasalyönetsel düzenlemeler ve teşvikler, darbe girişiminin yarattığı olumsuz etkiyi sınırlayarak iş ve yatırım ortamının sağlıklı şekilde devamına önemli katkı sağlamıştır' 'Önümüzdeki dönemde hedefimiz, ekonomik ve yapısal reform gündemimize daha da odaklanarak ülkemizin küresel rekabet gücünü artırmak ve bir yatırım cazibe merkezi olarak konumlandırılmasını sağlamak olmalıdır' 'Türkiye'nin AB'ye üyelik perspektifi doğrultusunda kısa vadede Gümrük Birliği anlaşmasının günümüzün ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmesi büyük önem arz etmektedir'.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Uluslararası Yatırımcılar Derneğince (YASED) yayımlanan ortak açıklamada, bugüne kadar hükümetin hızla aldığı tedbirler, uygulamaya koyduğu yasal-yönetsel düzenlemeler ve teşviklerin, darbe girişiminin yarattığı olumsuz etkiyi sınırlayarak iş ve yatırım ortamının sağlıklı şekilde devamına önemli katkı sağladığı belirtildi.

TOBB ve YASED tarafından, uluslararası doğrudan yatırımcı şirketlerin tepe yöneticilerinin katılımıyla TOBB İkiz Kuleler'de gerçekleştirilen İstişare Toplantısı'nın ardından ortak açıklama yapıldı.

Türkiye'nin istikrarına, ekonomisine ve hukuk devletine yönelik hain darbe girişiminin kınandığı açıklamada, bu ve benzeri girişimlerin bir daha tekrarlanmaması temennisinde bulunuldu.

Açıklamada, hukuk devletini ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik her türlü müdahalenin karşısında olunduğuna dikkat çekilerek, 'Bugüne kadar hükümetin hızla aldığı tedbirler, uygulamaya koyduğu yasal-yönetsel düzenlemeler ve teşvikler, darbe girişiminin yarattığı olumsuz etkiyi sınırlayarak iş ve yatırım ortamının sağlıklı şekilde devamına önemli katkı sağlamıştır.' ifadesi kullanıldı.

Türkiye'nin kalkınması, küresel rekabet ortamında hak ettiği konuma gelmesi ve katma değerli sürdürülebilir yatırımların devamı hedefi doğrultusunda demokrasi, hukukun üstünlüğü, öngörülebilir yasal ve yönetsel düzenlemelerle şeffaf ve rekabetçi bir serbest piyasa ekonomisinin mevcudiyetinin zaruri olduğu belirtilen açıklamada, 'Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) önderliğinde hükümetimizin kararlılığıyla bu yönde katedilecek mesafe, uluslararası doğrudan yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenini daha da artıracaktır.' ifadesine yer verildi.

Açıklamaya şöyle devam edildi:

'Önümüzdeki dönemde hedefimiz, ekonomik ve yapısal reform gündemimize daha da odaklanarak ülkemizin küresel rekabet gücünü artırmak ve bir yatırım cazibe merkezi olarak konumlandırılmasını sağlamak olmalıdır. Bizler de bu doğrultuda üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız. Uluslararası yatırımcılar olarak Türkiye'nin geleceğine ve potansiyeline inanıyor ve bu inancımızı uzun vadeli yatırım perspektifimizi koruyarak göstermeyi sürdürüyoruz.

Bizler, Türkiye'deki yatırım ortamının yurt dışında tanıtımında ve algımızın güçlendirilmesinde 'elçi' olarak sorumluluk almaktayız. Türkiye ekonomisine yönelik yatırımcı ilgisinin artması, mevcut yatırımların verimliliğinin yükselmesi ve böylece ülkemizdeki refah artışının desteklenmesi amacıyla iş dünyası olarak tüm taraflarla yakın iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz. Bu süreçte temel beklentimiz, demokratik hukuk devletinin tüm kurumlarıyla daha da güçlendirilmesi, ülkemizin bugüne kadar olduğu gibi küresel değerlere bağlı şekilde gelişmiş dünyayla entegrasyonunu arttırarak kalkınma sürecini devam ettirmesi ve yatırım ortamını iyileştirecek reformların kesintiye uğramadan sürdürülmesidir.'

- 'Türkiye'nin Uluslararası Yatırım Stratejik Planı hazırlanmalı'

Yatırım ortamının iyileştirilmesinin süreklilik arz eden bir hedef olduğunun altı çizilen açıklamada, yapısal reformların devamı ile yatırım ve iş yapma şartlarında sürdürülebilir bir iyileştirme sağlanmasının uluslararası rekabette bir adım öne geçilmesinde önemli rol oynayacağı belirtildi.

Açıklamada, bu çerçevede öncelikle Türkiye'nin bölgesel bir merkez olarak konumlandırılması, tasarruf oranının artırılmasıyla finansman imkanların genişletilmesi, KOBİ'lerin küresel değer zincirine entegrasyonunun sağlanması, Türkiye'nin kalifiye insan kaynağının artırılmasına yönelik eğitim çalışmalarına önem verilmesi, üretim odaklı bir ekonomi politikasının gerektirdiği kapsamlı istihdam stratejisi geliştirilmesi ve sanayide dijital dönüşümün hızlandırılmasının uluslararası rekabette ülkeyi bir adım öne geçireceğine dikkat çekildi.

Öte yandan açıklamada, iş yapış süreçlerinin kolaylaştırılması ve bürokrasinin azaltılması, vergi mevzuatının uluslararası mevzuatla uyumlu hale getirilerek verimlilikleri ve rekabet gücünü olumsuz etkileyen yüksek vergi oranlarının düşürülmesi ve teşvik sisteminin günün ihtiyaçları doğrultusunda sürekli olarak güncellenmesi, yüksek katma değerli rekabetçi ürünleri üreten ve ihraç eden, bu doğrultuda küresel bir pazarı hedefleyen bir üretim kapasitesinin oluşturulması, ithalat rejiminin ve korunma önlemlerinin bu doğrultuda gözden geçirilmesi ve bu kapsamdaki uygulamaların özellikle haksız rekabete yol açmayacak ve iş ve yatırım ortamının öngörülebilirliğine olumsuz etki etmeyecek şekilde yürütülmesinin de uluslararası rekabet için önemine işaret edildi.

- Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi

Türkiye'nin AB'ye üyelik perspektifi doğrultusunda kısa vadede Gümrük Birliği anlaşmasının günümüzün ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmesinin büyük önem arz ettiğine değinilen açıklamada, Gümrük Birliği'nin Türkiye'nin AB dışındaki üçüncü taraflarla serbest ticaret anlaşmaları imzalamasına imkan verecek şekilde yeniden düzenlenmesinin ihracat pazarlarını genişletmeye katkı sağlayacağı bildirildi.

Açıklamada, yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik Türkiye'nin 'Uluslararası Yatırım Stratejik Planı'nın hazırlanmasının da faydalı olacağı belirtilerek, 'Bu konuda da uluslararası doğrudan yatırımcılar olarak üzerimize düşecek görevi yerine getirmeye hazırız.' ifadesi kullanıldı.

Kaynak: AA