İşte 'Anadolu' isminin doğduğu köy

Anadolu’ya ismini veren Kızılcahamam’ın efsaneleri ve kayalarıyla ünlü Taşlıca köyü, her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akınına uğruyor. Köyün en önemli özelliklerinden biri ise burada bulunan her kaya ve taşın bin yılları aşan bir hikayesinin olması.

İşte 'Anadolu' isminin doğduğu köy
Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Taşlıca köyü, “Anadolu” isminin ilk verildiği yer olarak biliniyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği köyde, Kırmızı Ebe ve oğlu Oruç Gazi türbeleri ile Gelin Kaya'sı gibi ziyaretçilerden yoğun ilgi gören efsanelere mahzar olmuş mekanlar bulunuyor. Köyün en önemli özelliklerinden biri her kaya ve taşın bin yılları aşan bir hikayesinin olması. “Anadolu” isminin ise bu köydeki Ayran Taşı'ndan geldiğine inanan köy halkı, anlattıklarıyla duyanları hayrete düşürüyor. Taşlıca köyünden Arife Hanımöz, bir rivayete göre Anadolu isminin çıkış noktasını şu cümlelerle anlattı:

“Anadolu ismi Ayran Taşı'ndan çıkmış. Bir tabur asker gelmiş. Kırmızı Ebe, o taşın içinde bulunan ayranı doldurup askerlere veriyormuş ve ‘için yavrularım' diyormuş. Askerler de mataralarının dolu olduğunu ‘ana dolu' şeklinde söylüyormuş. Bu şekilde bugünkü Anadolu isminin Ayran Taşı'ndan geldiğine inanılıyor.”

İşte 'Anadolu' isminin doğduğu köy

KIRIMIZI EBE TÜRBESİ

Köyün bir başka ziyaret merkezi de “Kırmızı Ebe Türbesi”. Taşlıca köyünün kurucularından olduğu söylenen Kırmızı Ebe, yanaklarının ve başına bağladığı örtünün kırmızı olmasından dolayı “Kırmızı Ebe” diye adlandırılmış. Herkese yardım ettiği ve çok bilge bir kişi olduğu iddia edilen Kırmızı Ebe'nin, ilk Türk mutasavvıflarından Hoca Ahmet Yesevi'nin müritlerinden olduğu yönünde bilgiler de var.

İşte 'Anadolu' isminin doğduğu köy

GELİN KAYASI


Taşlıca köyünün güneyindeki tepede görenler tarafından “at üzerinde oturan bir geline” benzetilen bir kaya bulunuyor. Bu kayanın efsanevi hikayesinin yıllar öncesini dayandığını iddia eden Arife Hanımöz, “Burada davul çalınıyormuş, o sırada bir ses gelmiş ve üç defa ‘davula vurma' demiş. Ancak davulu çalan kimse vurmaya devam etmiş. Bunun üzerine atın üzerindeki gelin ve beraberindekiler taşa dönüşmüş. O günden bu güne buraya Gelin Kaya'sı derler” diye konuştu.


Kaynak: İHA