Batı Ülkelerindeki İslam Düşmanlığını İnceleme Alt Komisyonu

Komisyon, Dışişleri Bakanlığı Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar ve Emlak Genel Müdür Yardımcısı Ünlü'yü dinledi Ayda Ünlü: 'Batı Avrupa ülkelerinde, vatandaşlarımıza o ülkelerin kendi uyguladıkları, bireyselleştirilmiş, özel hayatla sınırlandırılmış, etnik, kültürel öğelerinden arındırılmış yeni bir İslam anlayışı empoze edilmeye çalışılıyor'.

Dışişleri Bakanlığı Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar ve Emlak Genel Müdür Yardımcısı Ayda Ünlü, 'Batı Avrupa ülkelerinde, vatandaşlarımıza o ülkelerin kendi uyguladıkları, bireyselleştirilmiş, özel hayatla sınırlandırılmış, etnik, kültürel öğelerinden arındırılmış yeni bir İslam anlayışı empoze edilmeye çalışılıyor.' dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Batı Ülkelerindeki İslam Düşmanlığını İnceleme Alt Komisyonu, AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz başkanlığında toplandı.

İslam düşmanlığının, çok eskiye dayanan bir konu olduğuna dikkati çeken Yavuz, bu konunun gelecekte de gündemde yer alacağını söyledi.

Almanya'da İslam karşıtı suçların kayıt altına alınmaya başladığını anımsatan Yavuz, bu verilere göre 2017 yılının ilk üç ayında bu ülkede Müslümanlara yönelik 208 olayın meydana geldiğini, 15 cami saldırısının ve 32 İslam karşıtı gösterinin düzenlendiğini aktardı.

Toplantıda sunum yapan Ayda Ünlü ise yurt dışında yaşayan 6 milyonu aşkın Türk vatandaşının İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılık eylemlerinden çok yakından etkilendiğini ifade etti.

Son dönemde 11 Eylül 2001 tarihinde, ABD'deki terör olaylarının bir kırılma meydana getirdiğini ve İslami terör algısının, İslam düşmanlığının pekiştirilmesine sebep olduğunu belirten Ünlü, ayrıcı El-Kaide, DEAŞ, Boko Haram gibi örgütlerin faaliyetlerinin, Batı Avrupa'ya göçmen ve mülteci akınının, bu tür hareketleri artırdığına değindi.

Ünlü, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik 2011-15 yılları arasında 629, 2016'da 128, 2017 Ocak-Mayıs döneminde ise 57 yabancı düşmanlığı motifli saldırı gerçekleştirildiğine dikkati çekti.

Müslümanların son zamanlarda potansiyel terörist olarak görüldüğünü ve bu kapsamda bazı ülkelerde bir takım yasa değişikliklerinin gündeme geldiğini belirten Ünlü, ayrımcı uygulamaların mevzuatta yer almamasına karşın kamu hizmetlerinin sağlanmasında ırkçı ve ayrımcı uygulamalara sık sık rastlanabildiğini, bunun da özellikle polis, yargı ve eğitim alanlarında görüldüğü söyledi.

Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) Davasının, Almanya'da kurumsal ırkçılığın, özellikle emniyet ve yargı alanlarında hangi boyutlara ulaştığını gösterdiğine işaret eden Ünlü, ancak bu davanın, kurumsal ırkçılığı ortaya çıkarmasını beklemediklerini bildirdi.

Ünlü, günlük hayatta görülen ayrımcılığın temelinin eğitim ve müfredattan geçtiğini vurgulayarak, ilgili ülkelere eğitim müfredatlarının gözden geçirilmesi talebinde bulunduklarını da aktardı.

Çalışma hayatında ayrımcılığın, yurt dışındaki Türk vatandaşlarının karşılaştığı en önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Ünlü, yabancılar arasındaki işsizlik oranının ise ilgili ülkelerin genel işsizlik rakamlarının çok üzerinde seyrettiğini dile getirdi.

Ünlü, 'Genel olarak bakıldığında, Batı Avrupa ülkelerinde, vatandaşlarımıza o ülkelerin kendi uyguladıkları, bireyselleştirilmiş, özel hayatla sınırlandırılmış, etnik, kültürel öğelerinden arındırılmış yeni bir İslam anlayışı empoze edilmeye çalışılıyor.' ifadesini kullandı.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik saldırıların 2012 yılından itibaren Dışişleri Bakanlığınca elektronik bir veri tabanında toplanmaya başladığını vurgulayan Ünlü, saldırılara ve ayrımcılık uygulamalarına ilişkin başvurular için konsolosluk çağrı merkezinin faaliyet yürüttüğünü kaydetti.
Kaynak: AA