AB'den Savunma Stratejisi

AB savunma ve güvenlik alanında iş birliğini geliştirmeyi öngören bir belge yayımladı Belgede AB'nin savunma geleceğine ilişkin 3 senaryo ve Avrupa Savunma Fonu kurulması önerisi yer alıyor AB'nin geliştirilmiş savunma kapasitesinin NATO'ya alternatif olmayacağı vurgulanıyor.

Avrupa Birliği (AB), artan güvenlik tehditlerine karşı kendi savunma yeteneğini geliştirmeyi öngören bir strateji belgesi yayımladı.

AB Komisyonu tarafından hazırlanan 'Avrupa'nın Savunma Geleceği Yansıma Belgesi', Birliğin savunma geleceğine ilişkin farklı senaryolar içeriyor. Belgede üye ülkelerin ortak savunma yeteneklerini geliştirmek ve verimli savunma harcamaları yapmalarını sağlamak üzere Avrupa Savunma Fonu kurulması önerisi de yer alıyor.

Belge, cuma günü Çekya'nın başkenti Prag'da yapılacak Savunma ve Güvenlik Konferansı'nda üye ülkeler tarafından değerlendirilecek.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikasından Sorumlu Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, düzenlediği basın toplantısında, 'AB'de güvenlik alanında hızlı bir şekilde ilerleme kaydediyoruz. Bugün Komisyon'un yayınladığı Yansıma Belgesi birliğimizin geleceği için bir katkı sağlıyor ve vatandaşlarımızdan gelen daha etkili savunma talebine cevap veriyor. AB, üye ülkelerine askeri yeteneklerini geliştirme ve etkili savunma yatırımı yapma konusunda yardımcı olabilir. Bir yıldan daha kısa bir sürede çok yol kat ettik ve bu ivmeyi koruma konusunda kararlıyız.' ifadelerine yer verdi.

Mogherini, belgede yer alan en kapsamlı savunma iş birliği senaryosunda dahi AB'nin geliştireceği savunma kapasitesinin 'NATO'ya alternatif olmayacağını, NATO'nun kabiliyetlerinin tekrarı olmayacağını ve ittifaka rakip olmayacağını' vurguladı.

- AB savunması için 3 senaryo

Belgede sunulan 'Güvenlik ve Savunma İş Birliği' başlıklı senaryoda üye ülkelere 'gönüllülük' çerçevesinde ve 'durum bazında' güvenlik ve savunma alanında iş birliği imkanı sunuluyor. Savunma alanında iş birliği üyeler arasında geliştirilirken, AB'nin katkısı sınırlı tutuluyor. AB-NATO arasındaki iş birliğinin ise aynı şekilde devam etmesi öngörülüyor.

İkinci senaryo olan 'Paylaştırılmış Güvenlik ve Savunma'da ise üye ülkelerin savunma alanında ortaklıklarını bazı maddi ve operasyonel kabiliyetlerini bir araya getirerek güçlendirmesi hedefleniyor. Bu senaryoda AB'ye ilkine göre daha fazla görev düşüyor ve özellikle terörle mücadele, siber saldırılar, sınır koruması gibi alanlarda AB'nin daha fazla katkı yapacağı kaydediliyor. AB ve NATO'nun da ikili iş birliği ve koordinasyon çalışmalarını geniş bir alanda artırması bekleniyor.

Son ve en kapsamlı savunma iş birliğini öngören 'Ortak Savunma ve Güvenlik' senaryosunda ise AB antlaşması uyarınca üyelerin ortak bir savunma politikası oluşturması savunuluyor. Bu çerçevede 'bir grup üye ülkeye AB savunmasını bir sonraki adıma taşıma' seçeneği sunuluyor. AB'ye üst düzey güvenlik ve savunma operasyonları yürütme yetkisi verilirken, üye ülkelere de savunma güçlerini daha fazla bütünleştirme çağrısı yapılıyor. Avrupa Savunma Fonu vasıtasıyla AB'nin ortak savunma programlarına destek vereceği, Avrupa Savunma Araştırma Ajansı kurulacağı belirtiliyor. Bu senaryoda, Avrupa'yı koruma görevi AB ve NATO'nun ortaklaşa üstlendiği bir sorumluluk haline getiriliyor.

AB'nin güvenlik alanında adım atmasının zorunlu olduğu vurgulanan belgede, 'Direksiyon üye ülkelerin elinde. Üye ülkeler vatandaşlarını korumak için hangi senaryo üzerinden ve ne hızla hareket etmek istediklerine kendileri karar verecek.' ifadelerine yer veriliyor.

- İtici güç Brexit ve Trump mı?

AB liderleri mart ayında Roma Deklerasyonu'nda İngiltere'nin ayrılışından (Brexit) sonra 27 üye ülke arasında ortak savunma ve güvenlik iş birliğini güçlendirecek şekilde daha 'rekabetçi ve entegre savunma endüstrisi' kurma konusunda anlaşmaya varmıştı.

Diğer yandan, 'Avrupa'nın ortak savunulması fikri' AB'nin kuruluş yıllarına kadar geriye gidiyor. Ancak, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker 2016'dan beri gündemde tuttuğu üyeler arasında ortak savunma ve güvenlik politikası, AB içinde uzlaşmaya varılması en zor görünen konulardan biri olmaya devam etmişti.

Brexit sonrasında adeta 'varoluşsal' bir tehditle karşılaştığını hisseden AB yetkilileri, savunma alanında iş birliğini artırarak birliğin geleceğini garanti altına almak istiyor. Öte yandan, İngiltere'nin ayrılmasıyla birlikte AB ciddi bir güç olan İngiliz ordusunu da kaybetmiş olacak.

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyasından beri Avrupalı müttefiklerine savunma harcamalarını artırma çağrısı ve özellikle son Brüksel ve İtalya ziyaretinde sergilediği 'mesafeli' tutumun da AB'yi savunma alanında hızlı adım atmaya ittiği düşünülüyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Brüksel'deki NATO Devlet ve Hükümetler Toplantısı ile İtalya'daki G7 zirvesi sonrasında 'Başkalarına tamamen güvenebileceğimiz dönemler bir parça geride kaldı' ifadeleri ile Avrupa'nın kendi kaderini kendi eline alması gerektiğine ilişkin açıklaması da AB'nin savunma alanında attığı 'hızlı' adımları açıklıyor.

Kaynak: AA