Başbakan Yıldırım Açıklaması Terör Örgütlerine Geçit Vermeyeceğiz

Başbakan Binali Yıldırım, terörle mücadele kararlılık vurgusu yaparak, “FETÖ, PKK, DEAŞ, PYD, YPG gibi örgütler nefretin birer ürünüdür. Demokrasiyi hukuk düzenini, adaleti, merhameti esas alan Türkiye Cumhuriyeti nefret ideolojilere ve terör örgütlerine geçit vermeyecektir” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, parti genel merkezinde bu yıl onuncusu düzenlenen büyükelçiler iftarında konuştu.

Yıldırım, konuşmasında, “Ramazan ayı biz Müslümanlar için gönül dünyasını zenginleştiren bir dayanışma ayıdır. Barış huzur uyum ve kardeşlik mesajlarına dünya genelinde büyük ihtiyaç duyduğumuz dönemden geçiyoruz. Farklı dinlere ve kültürlere mensup insanların bir araya gelmelerine, birbirlerini daha iyi tanımaları ve anlamalarına da her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Buna benzer buluşmaların dünyaya vereceği mesaj nettir. Hangi dinden olursa olsun, hangi inanca kültüre dünya görüşüne sahip olursa olsun, bütün insanların bir araya gelecekleri, konuşabilecekleri ve uzlaşabilecekleri bir zemin mutlaka mevcuttur. Sevgi, adalet, merhamet bütün medeniyetlerin ortak değeridir. Asıl olan ortaklıkları, benzerlikleri, uyumu, uzlaşmayı, yardımlaşmayı hedeflemek bunu öne çıkarmaktır. Türkiye’nin ruhunu anlamak isteyen herkes, özellikle Ramazan ayının ülkemize kattığı eşsiz zenginliklere dikkat etmelidir. İnsanlığın büyük bedeller ödeyerek elde ettiği insani değerler bugün hepimizin ekmek, su ve hava kadar muhtaç olduğu değerlerdir. Nefreti değil sevgiyi, öldürmeyi değil yaşatmayı ve hayatı yüceltmeyi esas alan inancımız bütün insanlığın selametini ister” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ NEFRET İDEOLOJİLERE VE TERÖR ÖRGÜTLERİNE GEÇİT VERMEYECEKTİR"

Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kur’an’ı Kerim ‘hepiniz Ademdensiniz, Adem ise topraktandır’ derken bize insanlığın en büyük dersini veriyor. Mayası hamuru toprak olan insan başkasına tahakküm etmez, hesap vereceğini bilir ve bütün hayatını ona göre düzenler. İnsani değerlerden yoksun olanlarsa ise başkası üzerinde tahakküm ilişkisi kurar. FETÖ, PKK, DEAŞ, PYD, YPG gibi örgütler nefretin birer ürünüdür. Demokrasiyi hukuk düzenini, adaleti, merhameti esas alan Türkiye Cumhuriyeti nefret ideolojilere ve terör örgütlerine geçit vermeyecektir. Bu konuda bütün ülkelerle dost olmak ve işbirliği içinde olmak arzusundayız. Teröre karşı her türlü çifte standardı herkes terk etmelidir ki insanlık huzur bulsun.”

Türkiye dış politikada da önemli atılımlar gerçekleştirdiğini anlatan Yıldırım, Türkiye’deki yabancı temsilcilik sayısının 264’e ulaştığını ifade etti.

Hem bölgede hem de daha uzak coğrafyalarda daha çok dost kazanmak için çalıştıklarını belirten Yıldırım, “Siyasi diyaloğun en üst düzeyde sürdürülmesi, yüksek düzeyli işbirliği mekanizmalarını aktif hale getiriyoruz. Bölgemizdeki 19 ülkeyle bu mekanizma çerçevesinde ilişkilerimizi yürütmekteyiz” diye konuştu.

İlişkilerin pozitif gündeme yönelmesi için Avrupa Birliği’nden somut ve yapıcı adımlar beklediklerine dikkati çeken Yıldırım, “Müzakerelerde yaşanan duraklamaya son verilmesi, yeni başlıkların açılması, vize serbestisi, gümrük birliği kapsamının genişletilerek güncellenmesi bu konuda atılabilecek ilk adımlardan sayılabilir. Kıbrıs konusunda ise iki toplumlu yeni bir ortaklığa adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşılması için destek vermeye devam edeceğiz. Kıbrıs’ta kalıcı barışın sağlanmasına olan inancımız devam ediyor” dedi.

Yıldırım, Filistinlilere verilen güçlü desteğin devam edeceğini belirterek, Ramazan Bayramı’nda Filistinliler için özel bir çalışma gerçekleştireceklerini ifade etti.

İsrail ile ilişkilerin büyükelçi seviyesine yükseltildiğini hatırlatan Yıldırım, son dönemde Rusya ile de karşılıklı diyaloğun ilerletildiğini söyledi.



“Müttefikimiz ABD ile eşgüdüm halinde çalışmalarımız sürecek” diyen Yıldırım, “Özellikle terörle mücadele konusunda yeni yönetimden beklentilerimiz mevcuttur. DEAŞ’la uluslararası mücadelemizde müttefiklerimiz ve ortaklarımızla işbirliği içinde hareket ediyor, koalisyon güçlerini askeri üslerimizde misafir ediyoruz. Ortaklarımızdan biriyle üs konusunda ikili düzeyde bazı pürüzler yaşansa da terörle mücadeleye katkımız bundan etkilenmeyecektir. Bizim kapımız terörle mücadelede bütün dostlara açıktır. Ancak, kendi şartları buna uymuyorsa, bu mücadeleye başka bir çerçevede katkı vermeyi tasahhur ediyorlarsa bu konu elbette kendi takdirlerindedir. Terörle mücadele konusunda bütün dünya ülkeleri olarak ortak bir duruş sergilemeliyiz. Ancak, terörle mücadele konusunda hepimize büyük sorumluluklar düşüyor” diye konuştu.

Günümüzde küresel çözüm gerektiren insani krizlerin katlanarak arttığını anlatan Yıldırım, Suriye ve Irak’taki duruma işaret etti. Suriye ve Irak’ta yaşanan terör tehdidinin bertaraf edilmesi için gerekli önlemlerin alındığını belirten Yıldırım, DEAŞ terör örgütünden Suriye’deki önemli bir bölümün temizlendiğini hatırlattı. Yıldırım, bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de sınırlarda ne teröre ne de tek yanlı oldu bittilere rıza gösterilmeyeceğine dikkati çekti. Üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Katar ile diğer körfez ülkeleriyle baş gösteren krizin çözüme ulaştırılmasının en temel beklentileri olduğunu anlatan Yıldırım, bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünya liderleriyle diplomasi trafiğini sürdüğüne işaret etti.

Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: “Büyük çoğunluğunuz, 15 Temmuz hain darbe girişiminin canlı birer şahidisiniz. Her birinizden beklentimiz, 15 Temmuz ve sonrasında olup bitenleri açık bir şekilde ülkelerinize anlatmanızdır. Bu konuda istediğimiz mesafeyi alabildiğimiz kanaatinde değilim. Hala demokrasi mücadelemizi bu hain örgütün küresel planlarını layıkıyla anlayamayan çevreler olduğunu görüyoruz. FETÖ’nün yurtdışındaki uzantıları halen ülkemiz aleyhinde faaliyet göstermeye devam ediyor. Her kurumumuz bu konuda sizlere yardımcı olma konusunda talimatlandırılmıştır. Bütün kanallarımız sizlere açıktır. Bu konuya eğilmenizi bekliyoruz. Biz bütün ülkeleri dost olarak görüyoruz, bundan sonra da dostlarımızla kardeşlerimizi dayanışma ve işbirliğini artırarak sürdüreceğiz. İnşallah yeni süreçte ilişkilerimiz ve işbirliklerimizi daha ileriye taşıyacağız” açıklamasında bulundu.

Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Faig Bağırov da bir konuşma yaptı. Bağırov, “Ramazan insanların ruhlarını ve düşüncelerini aydınlatan barış, birlik ve ahlaki saflık gerektiren kutsanmış bir aydır. Müslümanlar yüce Allah’ın huzurunda yerine getirme, kişisel menfaat üzerinde manevi mükemmeliyetin zaferi olanağına sahiptirler. Kardeş Türk halkına barış ve kalkınma dileklerimden onur duyarım. Türkiye Cumhuriyeti arkada bıraktığımız kasa zaman içinde kritik ve önemli bir dönemden geçmiştir. 15 Temmuz’da hain darbe girişimi yaşanmıştır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın halka çağrılarıyla Türk halkı ve Türkiye devleti birlik ve beraberlik sergileyerek darbe girişimine karşı çıkmıştır. Bu bize bir daha kardeş Türkiye’de halk ve devlet birliği ne kadar güçlüdür onu göstermiştir. Kahraman Türk halkı bu durumu 16 Nisan’da bir kere daha sergilemiştir. 2023 hedefleri için Cumhurbaşkanlığı sistemine evet demiştir. Bugün Türkiye yalnızca bölgesel değil aynı zamanda uluslararası eğilimler için de doğrudan etkiye sahip önemli bir faktördür” ifadelerini kullandı.

(Enise Vural / İHA)
Kaynak: İHA