Topbaş, Şehit Ve Gazi Yakınlarıyla İftarda Buluştu

İBB Başkanı Topbaş: 'Türkiye geliştikçe, güçlü bir yönetimle ayağa kalktıkça ve haksızlığa karşı duruş sergiledikçe istenmiyor. Bunun için de içeriden ve dışarıdan birçok tahriklerle tuzaklar kuruluyor. 15 Temmuz gibi dış güçler başta olmak üzere içerideki yandaşlarıyla akıl ve hafsala almayacak ölçekte ve hesaba girmeyecek nitelikte manipülasyon ve tuzaklarla Türkiye'nin geleceği karartılmak istendi'

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Türkiye geliştikçe, güçlü bir yönetimle ayağa kalkıp haksızlıklara karşı duruş sergilendikçe istenmediğini ve bu yüzden de tuzaklarla karşı karşıya kaldığını belirterek, '15 Temmuz gibi dış güçler başta olmak üzere içerideki yandaşlarıyla akıl ve hafsala almayacak ölçekte ve hesaba girmeyecek nitelikte manipülasyon ve tuzaklarla Türkiye'nin geleceği karartılmak istendi.' dedi.

Topbaş, 15 Temmuz'da İBB'nin Saraçhane'deki binasının önünde şehit olanların yakınları, gaziler ve onların çocuklarıyla birlikte iftar yaptı.

Florya Sosyal Tesislerine yakın bir lokantada gerçekleşen iftar programında konuşan Topbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu Yakası'ndaki bölümünde bir anıt inşa ettiklerini söyledi.

Hep beraber el ele vererek güçlü bir Türkiye'yi hak ettiği yere birlikte taşımaya gayret ettiklerini aktaran Topbaş, şöyle devam etti:

'Gelişen bir Türkiye'ye var. Bu topraklarda yaşayanlar olarak bin yıllık bir tarihe sahibiz. Alparslan'dan günümüze kadar bu topraklarda nice şehitler vermişiz. Gazilerimiz olmuş. Çok ciddi bedeller ödemişiz. Çok yüksek faturalar çıkartılmış bize. Halen devam edilmekte. Türkiye geliştikçe, ayağa kalktıkça, sadece kendi imkanlarını geliştirmek değil, kendi ulusunun geleceğini değil, tüm mazlum milletlerin yaşadığı gönül coğrafyalarını etkilediği gözlendi.'

Topbaş, Türkiye geliştikçe, güçlü bir yönetimle ayağa kalktıkça, haksızlığa karşı duruş sergiledikçe istenmediği için içeriden ve dışarıdan birçok tahriklerle, tuzaklarla karşı karşıya kaldığını kaydetti.

Anadolu topraklarının, medeniyetlerin beşiği olduğu için her daim değişik tuzakların yaşandığını dile getiren Topbaş şunları söyledi:

'Bu topraklar bizim son kalemiz. Gönül coğrafyamızın bağlı bulunduğu ülkeler ve toplumlar arasında bir başka bakışla bu topraklara bakılmakta. Bizler farklı olarak algılanmaktayız. Çünkü biz, ekmeğimizi bölüşen bir milletiz. Biz, dünyada mazlum kalmasın isteyen bir ahlaka sahibiz. Biz, dünyada huzur ve barış olması için gayret sarf eden bir milletiz. Ve yine tarihten bugüne kadar asla sömürgeci olmamışız. Başka insanların haklarına el uzatmamışız. Bir ihtiyaç varsa mutlaka orada olmuşuz ve insani değerlerle onlarla paylaşımda bulunmuş, onları mutluluğuna destek vermeye çalışmışız. Türkiye güçlenen bir ülke olarak ortaya çıktığı zaman, haksızlığa karşı duruşun adıdır aynı zamanda.'

Türkiye'nin tarih boyunca birçok entrikaya maruz kaldığının altını çizen Kadir Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Her türlü entrikaya açık bir coğrafyada yaşamaktayız. Kuzeyden güneye, doğudan batıya, böyle bir coğrafyada ayakta kalmak çok kolay değil. Ancak, el ele verirsek, güç birliği yaparsak ve beraberce kol kola girersek nasıl ki Malazgirt'i, nasıl ki Çanakkale Destanı'nı nasıl ki 15 Temmuz’u yazdıysak, bu destanları yazabiliriz. Kendi savunma sanayisini kuran ve dünyaya örnek teşkil eden bir gelişmeyi ortaya koyabiliriz. Bu görülmekte ve biz de bunu bilmekteyiz.'

Kadir Topbaş, bu topraklarda yaşamakta olan çocukların, evlatların, torunların ve sonraki nesillerin geleceğini hazırlamaya çalıştıklarını dile getirerek, herkesin bu ülke ile gurur duyarak, hayatını sürdürmesi gerektiğini kaydetti.

'15 Temmuz gibi dış güçler başta olmak üzere içerideki yandaşlarıyla akıl ve hafsala almayacak ölçekte ve hesaba girmeyecek nitelikte manipülasyon ve tuzaklarla Türkiye'nin geleceğinin karartılmak istendiğini' hatırlatan Topbaş, şunları kaydetti:

'Geleceğimiz karartılmak, yarınlarımız yok edilmek istendi. Türkiye bir kardeş kavgasına sokulmak istendi. Türkiye'nin Güneydoğusunu parçalamak ve Türkiye'yi kendi derdine düşmüş ve geleceği olmayan bir ülke haline getirmek istediler. Bu yaptıkları tuzaklar, halkımızın ve sizlerin iman dolu yürekleriyle püskürtüldü. Dünya buna şaşırdı. Nasıl bir millet ve nasıl bir toplum ki tanka, topa, uçağa, helikopterlere karşı göğsünü siper edebiliyor. Demokratik düzene kast edilen bu darbe girişiminin nasıl önüne geçildi, halen dünya anlamış değil. Ziyaretimize gelin bir belediye başkanı, ‘bu üç yıl önce olmuş olsaydı Mısır’daki darbe gerçekleşemezdi’ dedi. Yani insanlar imanlarıyla yüreklerini ortaya koydukları zaman, yalın ayaklarıyla bile tanka, topa, uçağa karşı koyabileceklerini dünyaya gösterebildiler.'

İBB'de 32 gazinin olduğunu ifade eden Topbaş, gönlünden her yıl gazi ve şehit yakınlarıyla birlikte olabilmenin geçtiğini belirtti.

Gazilere, 'Sizler yürekli insanlarsınız' diye seslenen Topbaş, 'Sizler, ölümü hiçe saydınız. Hatta içinizde gazi olup da 'şehit olamadım' diye üzülenler vardır. Kimsenin aklı ve hayali yetmeyecek bir davranış ortaya koyabilen bir milletiz. 15 Temmuz’a girmekteyiz. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün hemen yanında girişte Anadolu Yakası’nda Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir anıt yapmaktayız. Orası ebediyyen yaşayacak ve insanlarımız görecek. Bunu hatırda tutacağız. Büyük bir kahramanlık destanı yazıldı. Belediyemizin önünde 17 kişi şehit oldu. 50’ye yakın vatandaşımız belediyemizin önünde gazi oldu. Belediyemiz işgal edildi. Gazi bir belediyeyiz. Üç birim işgal altına alındı. Ama halkımızın gösterdiği cesaret ve dayanışma ile işgalcilerin hepsi doğduklarına pişman oldular.' ifadelerini kullandı.

Topbaş, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı günde Cumhurbaşkanının bilgisi dahilinde Amerika’da bir toplantıya katıldığını ancak genel sekreteriyle sürekli olarak telefonda konuşarak gelişmeler hakkında bilgi aldığını kaydetti.

O sırada genel sekretere sürekli olarak darbecilerin 'gafil olduğunu ve halkı öldürebileceklerine' ilişkin uyarılarda bulunduğunu ve gerekli yönlendirmeleri yaptığına dikkati çeken Topbaş, sözlerini şöyle tamamladı:

'Genel Sekreterimiz, Trakya bölgesinden bir mekanize birliğin darbecilere karşı direnmek için geldiğini söyledi. Ben ‘kendisine hayır sakın ha. Önce önlerini kesin. Sonra ordu komutanı ve Valinizle görüşün. Ondan sonra açarsınız. Bu da bir hile ve tuzak olabilir. Gerçekten bize yardıma değil, onlara takviye amaçlı gelebilirler’ dedim. Birinci Ordu Komutanımız bana ‘Onların önü kesilmemiş olsaydı işimiz zorlaşacaktı’ dedi. Burada olsaydım, aynı yönetimi ortaya koyacaktım. Bütün birimleri harekete geçirdik. Ama milletimizin feraseti ve cesareti, her şeyden önce akıl almaz bir duruşu ile bunların bütün kasıtlarını ve demokrasiye olan saygısızlıklarını, gözü dönmüşlüklerini tamamıyla bertaraf etti. Onun için Türkiye’nin karanlığa gömülmesini istemeyenler bir tarafta, Türkiye’nin yok olmasını isteyenler diğer taraftalar. Bu bakımdan, 80 milyon büyük bir millet olarak kol kola girmek mecburiyetindeyiz. Birbirimizi ötekileştirmeyeceğiz.'

Konuşmanın sonunda Topbaş, gazi, şehit ve gazi yakınlarına hediyeler takdim etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, Başkan Danışmanı İsmail Hakkı Turunç ve diğer İBB bürokratlarının hazır bulunduğu iftara, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların yakınları ve gazi olan vatandaşlar katıldı.

Kaynak: AA