Almanya'dan ''Çatışmasızlık Bölgesi'' Açıklaması

Alman Hükümet Sözcüsü Seibert: ''Suriye'deki gerginliği ve şiddeti azaltabilecek ve acilen ihtiyaç duyulan insani yardımın gerçekleşmesini sağlayabilecek her türlü girişimi memnuniyetle karşılarız'' 'Almanya'da (idam konusunda) böyle bir oylamaya, anayasamıza ve Avrupa değerlerine açıkça karşı olan böyle bir önleme onay vermemiz siyasi açıdan düşünülemez'.

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert Astana’da Türkiye, Rusya ve İran tarafından imzalanan ‘çatışmasızlık bölgesi’ anlaşmasına ilişkin, ''Suriye'deki gerginliği ve şiddeti azaltabilecek ve acilen ihtiyaç duyulan insani yardımın gerçekleşmesini sağlayabilecek her türlü girişimi memnuniyetle karşılarız'' dedi.

Federal Basın Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında Seibert, Alman hükümetinin, bu konudaki her türlü girişimi memnuniyetle karşıladığını ifade ederek, 'Suriye'deki gerginliği ve şiddeti azaltabilecek ve acilen ihtiyaç duyulan insani yardımın gerçekleşmesini sağlayabilecek her türlü girişimi memnuniyetle karşılarız. Gerginliği azaltacak bu tür bölgelerin kurulması doğru yolda atılmış bir adım olabilir, ancak bu da anlaşmaya gerçekten uyulmasına bağlı. Bu konuda da özellikle Rusya'nın sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Özellikle uçuş yasağı ve insani yardım ulaştırılması konularında.' ifadesini kullandı.

Astana görüşmelerinin, BM'nin öncülüğünde Cenevre'de Suriye konusunda yapılacak geniş çaplı müzakerelerin çerçeve şartlarını hazırlaması gerektiğini kaydeden Seibert, 'Olumlu gördüğümüz husus, ABD'nin Astana'daki görüşmelere katılmış olması, sorunlu gördüğümüz konu ise, çatışmalarda taraf tutan İran'ın, söz konusu bölgelerdeki güvenliğin sağlanması konusunda anlaşmaya uyulup uyulmadığını kontrol edecek olması. Eğer yarından itibaren, çatışmaların yaşanmayacağı ve insani yardımın ulaştırılabileceği belirli bölgeler oluşturulabilirse, bu cesaret verici bir adım ve olumlu hava yaratacak bir perspektif olur. Anlaşmanın gerçekten uygulamaya konulması, Cenevre'de siyasi süreç başlatılması için gerekli imkanı da sağlayacaktır. Düşüncemize göre, bu süreç olmadan da bölgede gerginliğin azaltılması ve istikrar, kalıcı olarak sağlanamaz.' ifadelerini kullandı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcılarından Maria Adebahr da, bakanlık olarak Astana'daki görüşmelerin ayrıntılarıyla ilgili olarak tüm katılımcı ülke temsilcileri ile görüşeceklerini ve gerektiği takdirde hangi konularda ne şekilde yardımcı olabilecekleri konusunda karar vereceklerini açıkladı.

- Olası idam referandumuna izin verilmeyebilir

Öte yandan Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Türkiye'de idam cezasına ilişkin yapılacak olası bir referandum sırasında, Almanya'da yaşayan Türk seçmenlere oy kullandırılmasına izin verebileceklerini sanmadığını söyledi.

Seibert, bir gazetecinin, Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) başbakan adayı Martin Schulz'un, idam cezasına ilişkin referandum düzenlenmesi durumunda Almanya'da yaşayan Türk seçmenlere oy hakkı verilmemesini istemesi konusunda hükümetin tutumunu sorması üzerine, 'Almanya'da böyle bir oylamaya, anayasamıza ve Avrupa değerlerine açıkça karşı olan böyle bir önleme onay vermemiz siyasi açıdan düşünülemez.' dedi.

Türkiye'nin herhangi bir referandum konusunda kendilerinden bir talebi olmadığını, böyle bir talebin gelmesi durumunda Alman hükümetinin bu konuda karar vereceğini belirten Seibert, 'Böyle bir talebi kabul etme zorunluluğu yok. Yani Federal Hükümet onay vermeyebilir de. Burada Almanya'da oylama yapılmasını reddedebilir. Öyle tahmin ediyorum, böyle bir şeyi reddetmek için her türlü hukuki imkanlarımızdan da faydalanabiliriz.' şeklinde konuştu.

SPD başbakan adayı Schulz, 'Der Spiegel' dergisine yaptığı açıklamada, Almanya'da, ülkenin anayasasına ve değerlerine karşı bir oylama yapılmasının kabul edilemeyeceğini belirterek, 'Eğer Türk hükümeti gerçekten de idam cezasıyla ilgili bir referandum düzenlerse, bir şeyin kesin olarak bilinmesi gerekir: Böyle bir oylama Almanya'da yaşayan Türkler arasında yapılmamalıdır.' şeklinde görüş belirtmişti.

Kaynak: AA