'Mor Ufuklar' Madrid yolcusu

Ülkelerdeki iç savaştan kaçan Suriyelilerin yaşadıklarını ve mücadelesini beyaz perdeye taşıyan 'Mor Ufuklar' filmi, Madrid Film Festivali'nde 4 dalda yarışacak.

'Mor Ufuklar' Madrid yolcusu
'Mor Ufuklar' Madrid yolcusu
Yapımcı Osman Subaşı, 'Mor Ufuklar' isimli filminin Madrid Film Festivali'nde aday gösterilmesine ilişkin, 'Filmimizin Madrid Film Festivali'nde yarışması elbette bizleri mutlu ve huzurlu hissettiriyor. Fakat bundan daha önemli olan, Suriyeli kardeşlerimizin maruz kaldığı vatansızlık, mültecilik ve bununla beraber yaşanan insani dramların Avrupa'da karşılık bulma umududur.' dedi.

Yapımcılığını Osman Subaşı'nın, yönetmenliği ve senaristliğini Olgun Özdemir'in yaptığı 'Mor Ufuklar' filmi, Avrupa'nın en önemli film festivallerinden Madrid Film Festivali'nde 8-15 Temmuz tarihlerinde yarışmaya hazırlanıyor.

Festivalde film, 'En iyi yönetmen' dalında Olgun Özdemir, 'En iyi kadın oyuncu' dalında Zeynep Sevi Yılmaz, 'En iyi yardımcı kadın oyuncu' dalında Ece Özdikici ve 'En iyi kurgu' dalında ise Semih Gülcüoğlu ile 4 dalda ödül arayacak.

Çekimleri Aydın'ın Bozdoğan ilçesi, Muğla'nın Ula ilçesine bağlı Gökova Mahallesi, Marmaris ve İstanbul'da gerçekleştirilen filmde, Suriye'deki adaletsiz savaşın kurbanlarından Meryem'in çığlığı anlatılıyor. Filmde Meryem karakterinin ailesini ise Suriye'deki iç savaştan sığınmacılar canlandırdı.

- 4 dalda aday gösterildi

AA muhabirine film hakkında bilgi veren Subaşı, Madrid Film Festivali sayesinde Suriye'nin sessiz çığlığını dünyaya duyurmanın kolaylaştığını belirterek festival sayesinde hedeflerine biraz daha yaklaştıkları için mutlu olduklarını söyledi.

Subaşı, 'Mor Ufuklar' filminin 'Bir Akdeniz Hüznü' sloganıyla Madrid Film Festivali'nde 4 dalda aday gösterilmesine ilişkin, 'Uzun bir hazırlık süreci sonunda çekimlerini tamamladığımız filmimizin Madrid Film Festivali'nde yarışması elbette bizleri mutlu ve huzurlu hissettiriyor. Fakat bundan daha önemli olan, Suriyeli kardeşlerimizin maruz kaldığı vatansızlık, mültecilik ve bununla beraber yaşanan insani dramların Avrupa'da karşılık bulma umududur.' dedi.

Filmin çıkış noktasının Suriyelilerin seslerini dünyaya duyurmak olduğunu aktaran Subaşı, 'Mor Ufuklar'ın bu festivalde var olmasının bizlere hissettirdiği şey, amacımıza bir adım daha yaklaşmış olmanın getirdiği mutluluk.' diye konuştu.

Subaşı, şöyle devam etti:

'Filmin ana duygusunu, sonuna kadar yaşatmak ve korumak zorundasınız. Bu da yapımcıdan yönetmene, oyunculuktan set görevlisine kadar aynı duyguyu her aşamada taşımak gibi ağır bir sorumluluk yüklüyor. Konu Suriye olunca bunu sağlamamız zor olmadı diyebilirim. Bu film özelinde yapımcılık benim için son derece huzurlu ve keyif verici oldu. Zor olan kısmı yönetmenin gerçek hayatta yaşanılan acıları birebir izleyiciye hissettirmesidir düşüncesindeyim.'

- 'Cannes'da, Suriyeli mültecilere dikkat çekmek için görüşmeler yaptık'

Mor Ufuklar'ın aday gösterildiği tüm dallarda ödülle döneceğine yürekten inandığını belirten Subaşı, filmin sadece bu festivalde değil şu ana kadar yarıştığı fakat henüz sonuçları açıklanmayan diğer festivallerde de aynı başarıyı yakalayacağına inandığını vurguladı.

Subaşı, Cannes Film Festivali'nde 'Mor Ufuklar' filmiyle Suriye'ye dikkati çekmek için yaptıkları çalışmaları ifade ederek şunları söyledi:

'Cannes Film Festivali başvuru takvimine ne yazık ki filmi yetiştiremedik ancak festival sürecinde dünyanın önemli yapımcı ve yönetmenlerine filmin fragmanını izletme fırsatı bulduk. Hepsinin dikkatini Suriyeli mültecilere çekmek için bir hafta boyunca görüşmeler yaptık. Türkiye'de kasım ayında yapacağımız vizyondan sonra Avrupa'da birkaç ülkede ve özellikle Hindistan'da sinema ve televizyonlarda gösterilmesi için anlaşmalar yaptık. Zira amacımız dünyanın Suriyeli mültecilere kulak kesilmesini sağlamaktır.'

- 'Diziler, sinemayı güçlendiriyor'

Bazı yapımcı ve yönetmenlerin, son yıllarda televizyonlarda yayımlanan dizilerin, sinemanın önüne geçtiği konusundaki düşünce ve yorumlarını değerlendiren Subaşı, şunları kaydetti:

'Dizilerin sinemayı güçlendirdiğini, imkanlarını artırdığını ve daha seçkin eserler oluşması hususunda hassasiyet oluşturduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan dikkat ederseniz diziler arttıkça, sinemanın izleyici sayısında da bir artış oluşuyor. Bu bakımdan dizi ve sinemanın birbirlerinin önüne geçmektense birbirlerini besleyen yanlarının daha çok olduğunu söyleyebiliriz.'
Kaynak: AA