'Uluğ Beyler Turan Yazgan' Belgeselinin Galası Yapıldı

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: 'Türk dünyasında Sovyetler'in özellikle dağılmaya başladığı dönemde FETÖ tehlikesini ilk anlayan birisinin de Turan Yazgan Hoca olduğunun altını çizmek isterim. O zamanlar çok açık bir şekilde bu tehdidi söyler, bunun sadece Türkiye için değil, Türk dünyası için de bir tehdit olduğunu bütün çevresine açık bir şekilde ifade ederdi' 'Postmodern çağın en çok erozyona uğrattığı şey dava adamlığıdır. O taraftan ya da bu taraftan dava adamları o kadar azaldı ki... Turan Yazgan gibi inandığı hedeflere kendini adamış insanlar artık giderek azalıyor'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Türk dünyasında Sovyetler'in özellikle dağılmaya başladığı dönemde FETÖ tehlikesini ilk anlayan birisinin de Turan Yazgan Hoca olduğunun altını çizmek isterim. O zamanlar çok açık bir şekilde bu tehdidi söyler, bunun sadece Türkiye için değil, Türk dünyası için de bir tehdit olduğunu bütün çevresine açık bir şekilde ifade ederdi.' dedi.

İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezinde Turan Yazgan Hoca'nın hizmetleri çerçevesinde Kültür Ocağı Vakfı (KOCAV) tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli olarak hazırlanan 'Uluğ Beyler Turan Yazgan' belgeseli galasında konuşan Kurtulmuş, Turan Yazgan Hoca'nın inandığı davasına kendisini adayan bir insan olduğunu, vakıf insanı tabirinin onu en iyi şekilde karşıladığını anlattı.

Kurtulmuş, Yazgan Hoca'nın hayatının sonuna kadar inandığı idealler doğrultusunda gayretle koşturduğunu, çalışkanlığı, cesareti, ciddiyeti ve adanmışlığının ötesinde en önemli özelliğini de yaşadığı dönemde Türkiye'nin, Türk dünyasının ve Osmanlı sonrasında bu coğrafyanın acılarını da kalbinden derinden hisseden biri olması olarak açıkladı.

Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

'Fikir, siyaset ve edebiyat dünyasında sadece fiziki olarak değil, ruhi olarak da dağıldığımız bir dönemden sonra, millet olarak her birimizin bir tarafa savrulduğu bir dönemden sonra özellikle hakim olan Batı medeniyetinin değirmen taşı gibi bütün Türk ve İslam dünyasını darmadağın ettiği bir dönemden sonra yeniden milli fikirler etrafında ayağa kalkmayı başarabilmek gerçekten çok kolay bir şey değildir. Özellikle son 150 yıllık sürecin içinde 'evet biz varız, millet olarak özelliklerimiz var, millet olarak kendi milli kültürümüz üzerinden yeniden yükselebiliriz' idealine sahip olan son derece az, hele onun ve öncesinin yaşadığı döneme bakarsanız sayısal olarak son derece az, gerçekten idealist, adanmış insanlardan birisiydi.'

Hem yaşadığı ve geliştiği dönemin şartları itibariyle böylesine önemli bir fikri ve kültürel bir baskının altından kalkmış olmak hem de arkasından özellikle soğuk savaşın son zamanlarıyla, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği'nin yıkılmasıyla birlikte yeniden yeşermeye başlayan Türk dünyasındaki ümitlerin peşinden koşmanın kolay olmadığını dile getiren Kurtulmuş, 'Bunun için bir alperen ve uluğbey ruhuna sahip olmak gerekiyordu, tam da Turan Yazgan Hoca böyle birisiydi.' dedi.

Hem yetiştiği dönem, şartlar hem ortaya çıkan yeni siyasi tablo dolayısıyla bu görevini sonuna kadar yerine getirmeye gayret eden Turan Hoca'nın görevini sonuna kadar liyakatle yerine getirmiş bir isim olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Türk dünyasında çocuk şenliklerinden, orada açtığı okulların gidişatına kadar her birisini son derece yakından takip ettiğini hepimiz biliyoruz. Oradan gelen insanların burada yaptığı faaliyetleri de büyük bir sevinç ve sonuna kadar takip ettiğini hepimiz biliyoruz. Bütün bunların yanında Türk dünyasında Sovyetler'in özellikle dağılmaya başladığı dönemde FETÖ tehlikesini ilk anlayan birisinin de Turan Yazgan Hoca olduğunun altını çizmek isterim. O zamanlar çok açık bir şekilde bu tehdidi söyler. Bunun sadece Türkiye için değil, Türk dünyası için de bir tehdit olduğunu bütün çevresine açık bir şekilde ifade ederdi. Zaten hem Bakü'de hem Kırgızistan'da onlarla mücadele ettiğini biliyoruz. Turan Yazgan Hoca iyi bir idealist nasıl olur, iyi bir dava adamı nasıl olur? Ama sonuçta postmodern çağın en çok erozyona uğrattığı şey dava adamlığıdır. O taraftan ya da bu taraftan dava adamları o kadar azaldı ki... Turan Yazgan gibi inandığı hedeflere kendini adamış insanlar artık giderek azalıyor. Onun için Turan Yazgan'ın bu dava adamlığı yönünü de ortaya çıkararak, bu adanmış kimliğini de ortaya çıkararak, fikirlerini, Türk dünyasına ilişkin hayallerini yeniden üreterek hem Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı hem KOCAV gibi kuruluşlarımız onun fikirlerinin çoğaltılmasına gayret etmektedirler.'

Kurtulmuş, belgeselin yönetmeni Murat Çeri'ye de çiçek ve plaket verdi.

Daha sonra Numan Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş ile birlikte 'Uluğ Beyler Turan Yazgan' belgeselini izledi.
Kaynak: AA