ABD'den Venezuela Yüksek Mahkemesi Üyelerine Yaptırım Kararı
ABD, muhalefetin çoğunlukta olduğu Kongrenin yetkilerini elinden alarak demokrasiye zarar verdikleri gerekçesiyle Venezuela Yüksek Mahkemesinin 8 üyesine yaptırım uygulama kararı aldı.
Hakkında yaptırım kararı alınanlar arasında Yüksek Mahkeme Başkanı Maikel Moreno'nun yanı sıra mart ayında Kongrenin yetkilerinin elinden alınmasına yönelik kararı imzalayan 7 mahkeme üyesinin bulunduğu kaydedildi.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, yaptığı açıklamada, 'ABD, hedeflenen bu yaptırımları uygulayarak, ülkelerindeki demokratik yönetimin korunması ve ilerletilmesi çabalarında Venezuela halkına destek oluyor.' dedi.
Venezuela Dışişleri Bakanı Delcy Rodriguez, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ABD'nin yaptırım kararını 'çok çirkin ve kabul edilemez' olarak niteledi.
Kararın, ABD'nin Venezuela hükümetinin istikrarını bozma çabalarının bir örneği olduğunu savunan Rodriguez, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun yüksek mahkeme üyelerinin arkasında olduğunu vurguladı.
Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump, Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Venezuela’da yaşanan gıda kıtlığına ve şiddet olaylarına dikkat çekerek, “Venezuela'da şu an yaşananlar insanlık için gerçekten utanç verici.' ifadesini kullandı.
ABD Hükümeti şubat ayında, Venezuela Başkan Yardımcısı Tareck El Aissami'yi uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle 'kara liste'ye almıştı.
ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisinden (OFAC) yapılan yazılı açıklamada, 'uluslararası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynadığı' ifade edilen El Aissami'ye yaptırım uygulanacağı bildirilmişti.
Ülkede, gıda kıtlığı, yüksek enflasyon ve artan suç oranlarından kaynaklanan toplumsal hoşnutsuzluk, Maduro liderliğindeki hükümetin kontrol ettiği Yüksek Mahkemenin, 31 Mart'ta Kongrenin yetkilerini elinden aldığını açıklamasıyla sokak protestolarına dönüşmüştü.
Venezuela'da mart sonundan bu yana devam eden hükümet karşıtı protestolarda 45 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış, birçok kişi gözaltına alınmıştı.
Muhalefet, ölümlerden orantısız güç kullanan güvenlik kuvvetlerini ve hükümet yanlısı milisleri sorumlu tutuyor.
Maduro ise protestolara katılan aşırı sağcı radikallerin suç çeteleriyle iş birliği içinde şiddeti körüklediğini savunuyor.
Kaynak: AA
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, yaptığı açıklamada, 'ABD, hedeflenen bu yaptırımları uygulayarak, ülkelerindeki demokratik yönetimin korunması ve ilerletilmesi çabalarında Venezuela halkına destek oluyor.' dedi.
Venezuela Dışişleri Bakanı Delcy Rodriguez, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ABD'nin yaptırım kararını 'çok çirkin ve kabul edilemez' olarak niteledi.
Kararın, ABD'nin Venezuela hükümetinin istikrarını bozma çabalarının bir örneği olduğunu savunan Rodriguez, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun yüksek mahkeme üyelerinin arkasında olduğunu vurguladı.
Diğer yandan ABD Başkanı Donald Trump, Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Venezuela’da yaşanan gıda kıtlığına ve şiddet olaylarına dikkat çekerek, “Venezuela'da şu an yaşananlar insanlık için gerçekten utanç verici.' ifadesini kullandı.
ABD Hükümeti şubat ayında, Venezuela Başkan Yardımcısı Tareck El Aissami'yi uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle 'kara liste'ye almıştı.
ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisinden (OFAC) yapılan yazılı açıklamada, 'uluslararası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynadığı' ifade edilen El Aissami'ye yaptırım uygulanacağı bildirilmişti.
Ülkede, gıda kıtlığı, yüksek enflasyon ve artan suç oranlarından kaynaklanan toplumsal hoşnutsuzluk, Maduro liderliğindeki hükümetin kontrol ettiği Yüksek Mahkemenin, 31 Mart'ta Kongrenin yetkilerini elinden aldığını açıklamasıyla sokak protestolarına dönüşmüştü.
Venezuela'da mart sonundan bu yana devam eden hükümet karşıtı protestolarda 45 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış, birçok kişi gözaltına alınmıştı.
Muhalefet, ölümlerden orantısız güç kullanan güvenlik kuvvetlerini ve hükümet yanlısı milisleri sorumlu tutuyor.
Maduro ise protestolara katılan aşırı sağcı radikallerin suç çeteleriyle iş birliği içinde şiddeti körüklediğini savunuyor.