Hayalini Kurduğu Üniversite Sıralarında Eğitim Veriyor

Karabük'te genç yaştayken evlendiği için üniversite hayalini 30 yaşında gerçekleştiren Sebahat Kılıç Bülbül, mezun olduktan birkaç yıl sonra 2009'da öğretim görevlisi olarak girdiği aynı üniversitede 8 yıldır Türk sanatları dersleri veriyor KBÜ Safranbolu Meslek Yüksekokulu Geleneksel Türk Sanatları Bölümü öğretim görevlisi Bülbül: 'Hiçbir şey bizi yolumuzdan etmedi, pes etmedik. İçimizdeki inançla, sebatla sabrettik çalıştık ve çok şükür bu noktadayız' 'Hiçbir kadın, hele anneyse naçar değildir. O enerji, güç kesinlikle bir annenin içinde var zaten. Ben okula çocuğumla geliyordum, bu sıralarda onunla oturuyordum'

ERSİN TURAN - Karabük'te, genç yaşta evlendiği için üniversiteye gidemeyen ve 30 yaşında başladığı lisan eğitimini akademik kariyere dönüştüren 45 yaşındaki Sebahat Kılıç Bülbül, mezun olduğu yüksek okulda 8 yıldır öğretim görevlisi olarak geleneksel Türk sanatları dersleri veriyor.

Erzurum'da liseyi bitirdikten sonra evlendirilen ve bir çocuk sahibi olduğu eşinden 10 yıllık birlikteliğinin ardından ayrılan Bülbül, 30 yaşındayken en büyük hayali olan üniversiteye gitmeye karar vererek, Karabük Üniversitesi (KBÜ) Safranbolu Meslek Yüksekokulu Geleneksel Türk Sanatları Bölümünü kazandı.

İş ve aile hayatı mücadelesini verirken, bir yandan KBÜ'de başladığı lisans eğitimini Süleyman Demirel Üniversitesinde tamamlayan Bülbül, 2009'da KBÜ Geleneksel Türk Sanatları Bölümününde göreve başladı, daha sonra da Gazi Üniversitesinde masterini yaptı.

Kızının üniversiteyi bitirmesinin ardından Gazi Üniversitesinde doktora eğitimine de başlayan Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okumayı çok sevdiğini ve bugüne kadar çok zorluklar çektiğini söyledi.

- 'Hiçbir kadın, hele anneyse naçar değildir'

Ömür boyu okuyabileceğini, elinde kalem, kağıt, oya, fırça olmayınca kendini eksik hissettiğini ifade eden Bülbül, şunları kaydetti:

'Bugün mezun olduğum okulda hocalarımla mesai arkadaşı olarak devam ediyorum. Çok şanslı hissediyorum kendimi. Onların yanında ailenin küçük şımarık kız çocuğu gibi rahat, güzel, sıcak bir ortamda çalışıyorum. Hiçbir kadın, hele anneyse naçar değildir. O enerji, güç kesinlikle bir annenin içinde var zaten. Ben okula çocuğumla geliyordum, bu sıralarda onunla oturuyordum. Maddi imkanı olmayan bir kadının hem çalışması hem çocuğuna bakması, okuması... Her şey o kadar zordu ki ama çok şükür hiçbir şey bizi yolumuzdan etmedi, pes etmedik. İçimizdeki inançla, sebatla sabrettik çalıştık ve çok şükür bu noktadayız.'

Üniversiteyi okumanın hep içinde bir ukde olarak kaldığını vurgulayan Bülbül, 'Lise mezunuyken evlendirildik. İçimizde hep bir açıklık. Özellikle sanat aşkı, mutlaka bir şekilde okumalıydım. Vazgeçilmezimdi benim, bunu mutlaka yapmalıydım. O zamanlar bugünkü gibi kaynak yoktu. İmkansızlıklar içerisinde kömürlükte bulduğum objeleri değerlendirip, güzel materyaller ortaya çıkarırdım.' diye konuştu.

Bülbül, eğitim hayatında her zaman üniversitede hoca olmak istediğini ve insanların bu konuda kendisini hafife aldığını anlatarak, 'Bazılarının kahkahalarla dalga geçmeleri ve gülmeleri hala kulaklarımda, unutamam onları. Ama insan kendisine hedef koyunca mutlaka ona ulaşıyor. Bu herkeste öyledir. Gerçekten çok istemek ve o hedefe ulaşmak için çalışmak. Hiçbir şey yolunda gitmedi belki hayatımda ama hiçbir şey beni yolumdan etmedi. İstemek ve sevmek..'

- 'Eğitim her zaman insanı alıp bir yerlere götürür'

Öğretim görevlisi olarak 2009 yılında eğitim vermeye başladığını anlatan Bülbül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Atanmadan önce de eğitimler veriyordum. Bu sürede başka işler de yaptım. Sosyal Hizmetler bünyesinde, özel hizmetlerde, Milli Eğitim Müdürlüğünde çalıştım. Özellikle Sosyal Hizmetler bünyesindeki çocuklarla yaşadıklarımız hala hafızamdadır. Buradan 2000'de mezun oldum. Buraya tekrar hoca olarak gelmek çok ayrı bir gurur. O dönem ki, hocalarımın birçoğu hala burada. Çok güzel bir ortamımız var. İlk anımdan beri koşarak geldiğim, insanın evine nasıl koşarak giderse o şekilde geldiğim, güzel anılar yaşadığımız bir yer.'

Kendi gibi okumak isteyip de okuyamayan kadınların umutlu olmasını tavsiye eden Bülbül, 'Hiçbir zaman insan ümitsiz değildir, çaresiz değildir. Sanata yönelip, bir şeylerin ucundan tutarak içinizdeki enerjiyi dışarı vurun. Eğitim her zaman insanı alıp bir yerlere götürür, sonsuz bir şey. Sanat bulaşıcı bir şey.' ifadesini kullandı.
Kaynak: AA