Eğitim-Bir-Sen'den 'Üretim Reform Paketi' Açıklaması

Genel Başkan Vekili Selvi: 'YÖK'e 'üniversitelerin ihtisaslaşmasını temin görevi' verilmek istenmektedir. Bir başka ifadeyle, YÖK'ün yetkililerinin azaltılmasından ziyade, YÖK'e yeni yetkilerin verilmesi söz konusudur' 'Üniversitelerin ihtisaslaşması konusunda YÖK'e yeni yetkilerin verilmesi, Türkiye'de zaten kısıtlı olan üniversite özerkliğini daha da kısıtlama riskine sahiptir'

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, 'YÖK'e 'üniversitelerin ihtisaslaşmasını temin görevi' verilmek istenmektedir. Bir başka ifadeyle, YÖK'ün yetkililerinin azaltılmasından ziyade, YÖK'e yeni yetkilerin verilmesi söz konusudur.' görüşünü savundu.

Selvi, yaptığı açıklamada, TBMM'ye sunulan Üretim Reform Paketi'nde yer alan ve YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın basın toplantısı ile açıkladığı yükseköğretimle ilgili 10 maddelik düzenlemelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mevcut yükseköğretim sisteminin toplumsal ve ekonomik taleplere yeterince cevap üretemediğini ve ilgili tarafları memnun etmediğini ifade eden Selvi, sendika olarak Türkiye'de yükseköğretim sisteminde kapsamlı bir reform gerektiğini yıllardan beri savunduklarını anımsattı.

Yükseköğretim yönetiminin anayasal bir konu olmaktan çıkarılması gerektiğini savunan Selvi, konuyu 2015'te 'Yükseköğretim Kanunu'na İlişkin Öneriler' başlıklı raporda gündeme getirdiklerini aktardı.

Selvi, 'Büyüyen bir yükseköğretim alanına sahip ülkemizde, yükseköğretim alanında koordinatör bir kuruma ihtiyaç vardır. Bu itibarla yükseköğretimin üst kuruluşu olarak değil koordinatör kuruluşu olarak merkezi bir kurumun yeniden yapılandırılması ihtiyacı bulunmaktadır. Yükseköğretimin, denetim ve koordinasyon süreçlerinin daha esnek, dinamik, işlevsel bir biçimde icra edilebilmesine imkan tanıyan yeni bir yasal altyapının oluşturulması gereklidir.' ifadesini kullandı.

YÖK'ün yetkilerinin azaltılmasını ve üniversitelerin özerkliklerinin artırılmasını savunduklarını belirten Selvi, nitelikli araştırma ve öğretim süreçlerinin yürütülebilmesi için akademik özgürlük ortamının sağlanmasının önemini vurguladı.

Türkiye yükseköğretim sisteminde kalite süreçlerini değerlendirmeye yönelik yeni mekanizmaların kurulmaya çalışılmasının, ihtiyaç duyulan ve doğru bir adım olduğuna işaret eden Selvi, 'Özerk bir Kalite Kurulu oluşturulması olumlu bir adımdır ancak söz konusu kurulun somut olarak hangi yetkileri kullanacağı konusunda bir belirsizlik vardır. Kurulun, yükseköğretim kurumlarını kısıtlayan yeni bir bürokratik aygıt olmasına izin verilmemeli ve sadece yükseköğretim kurumlarının kalitesini artırmaya odaklanılmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.

Düzenlemenin 'YÖK'ün yetkileri azaltılıyor' şeklinde sunulduğunu ifade eden Selvi şunları kaydetti:

'YÖK'e 'üniversitelerin ihtisaslaşmasını temin görevi' verilmek istenmektedir. Bir başka ifadeyle, YÖK'ün yetkililerinin azaltılmasından ziyade, YÖK'e yeni yetkilerin verilmesi söz konusudur. Üniversitelerin ihtisaslaşması konusunda YÖK'e yeni yetkilerin verilmesi, Türkiye'de zaten kısıtlı olan üniversite özerkliğini daha da kısıtlama riskine sahiptir.'

Selvi, düzenlemede yer alan 'Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu'nun, tıp ve eğitim gibi alanlardaki insan gücü planlamasına katkı sunacağını belirterek, 'Böyle bir kurul, Türkiye’de aşırı merkeziyetçi yapıyı ve katı planlamacı anlayışı daha da muhkemleştirme riski taşımaktadır. 21. yüzyılda toplumsal, ekonomik, bilimsel ve teknolojik dinamiklerin sürekli ve hızla değiştiği dikkate alınarak katılımcılığı esas alan daha esnek, demokratik ve kapsayıcı bir yönetişim anlayışı esas alınmalıdır. Üniversitelerin kendi akademik organları ile yerel paydaşlarının müdahil olduğu bir kontenjan belirleme süreci önem arz etmektedir.' görüşünü savundu.

Bilimsel araştırma projelerinde görevlendirilecek öğrencilerin bursiyer olarak desteklenmesi, ücretli araştırma izni ve doktora sonrası araştırmacı istihdamına olanak tanıyacak düzenlemeleri olumlu bulduklarını ifade eden Selvi, mesleki eğitimin iyileştirilmesi için iş yeri odaklı eğitim yapılması gerektiğini, aksi takdirde mezunların istihdam süreçlerinde yaşadıkları güçlüklerin devam edeceğini belirtti.

Selvi, şunları kaydetti:

'Üniversitelerin idari ve mali özerkliği genişletilmeden, yükseköğretim kurumlarını halka karşı hesap verebilir kılmadan ve halen aşırı derecede merkezde toplanan yetkiler her düzeyde dengeli bir şekilde dağıtılmadan atılacak adımların yükseköğretim sistemini demokratikleştirme ve etkinleştirme potansiyeli sınırlı kalacaktır. İlk on ekonomiden biri olmaya çalışan Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi ve dünyayla rahat bir şekilde rekabet edebilmesi için akademik özgürlüğü ve üniversite özerkliğini destekleyen, daha ademimerkeziyetçi bir yükseköğretim sisteminin kurulmasına ihtiyaç vardır.'

Kaynak: AA