Aşı Korkusuna Önlem Alınmazsa Daha Büyük Sorunlara Yol Açabilir

Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Figen Türk Düdükcü, çocuklarda aşı korkusunun yenilmesi noktasında sağlık kuruluşlarında hemşirelere, evde ailelere, çocukların yaşadıkları bu ağrının azaltılmasında önemli rollerin düştüğünü söyledi.

Aşı Korkusuna Önlem Alınmazsa Daha Büyük Sorunlara Yol Açabilir
Dünyada başta çocuklar olmak üzere, insanoğlu aşı ve iğne ile karşılaştığında çoğu zaman korku haline bürünmektedir. İnsan hayatını olumsuz yönde etkileyen bu korkuyu yenmek için yapılabilecek basit önerilerde bulunan KTO Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Figen Türk Düdükçü, tedbiri alınmayan aşı korkusunun ileride daha büyük sorunlara yol açabileceğini belirtti.

Düdükcü, aşının, enjeksiyon, kan alma gibi tanı ve tedavi işlemleri çocukların ağrı ve korku yaşamalarına neden olacağını da belirterek, “Bu duygular tedavinin reddedilmesine ya da tedavinin gecikmesine, aile ve çocuğun endişelerinin artmasına dahi yol açabilmektedir. Üstelik çocuğun yaşadığı ağrı ne yazık ki daha önceki deneyimlerinden de etkilenme özelliğine sahiptir. Diğer bir deyişle ağrı, anımsanan, biriken bir deneyimdir. Tam bu noktada ağrı, her çocukta görülme özelliğine de sahiptir. Sık sık tekrarlayan ağrılı işlemler çocukta, uzun vadede olumsuz anıların ve bazı korkuların gelişmesine yol açabilmektedir” dedi.



"Korkunun azaltılmasında çevreye önemli görevler düşüyor"

Düdükcü, özellikle çocuklarda aşı korkusunun yenilmesi noktasında çevreye önemli görevler düştüğünü de ifade ederek, bu noktada tavsiyelerde bulundu. Sağlık kuruluşlarında hemşirelere, evde ailelere, çocukların yaşadıkları bu ağrının azaltılmasında önemli rollerin düştüğünü dile getiren Düdükcü, “Bu amaçla kullanılabilecek yöntemler çocukların derya deniz olan hayal güçlerini ve kısacık olan dikkat sürelerinin etkin kullanımı ile ilgilidir. Yapılan birçok araştırma çocukların bu özelliklerinden yararlanarak ağrının azaltılabileceğini ortaya koymaktadır. Örneğin, yeni doğan bebeklerde, dikkati dağıtma yöntemi olarak, kanguru bakımı, işlem sırasında emzirme, müzik dinletme, çevresel gürültüyü azaltma, masaj yapma, kulağa seslenme gibi uygulamalar ağrının azaltılmasında kullanılabilecek yöntemlerdir. Çocuklarda ağrılı işlem sırasında, çocuğun gelişim düzeyine uygun, sevdiği bir oyuncağını kucağına vererek, sevdiği bir çocuk şarkısını dinleterek, hoşlandığı bir çizgi filmi izleterek, resimli bir kitaba baktırarak, hareket eden oyuncaklara dikkat çekerek ağrı kontrolü sağlanabilir. Uygulaması kolay ve pratik olan bu yöntemler, aşı gibi küçük işlemlerde tek başına etkili olabilmektedir. Henüz yaşamlarının başında olan, çoğu zaman yapılan işlemlere anlam veremeyen bebek ve çocukların ağrılarının azaltılması onların en doğal hakkı olduğu gibi sağlık personeli ve ailenin de sorumluluğudur” diye konuştu.

Kaynak: İHA