Koruyucu Babasının Böbreğiyle Yeni Bir Hayata Başlayacak

Adana'da, koruyucu babasından alınan böbreğin nakledildiği 12 yaşındaki Kader Yılmaz, önündeki yıllara umutla bakıyor Kader Yılmaz: 'Denize gireceğim, havuza gireceğim. Karda oynamak, kardan adamla oynamak, çocuk olmak istiyorum' Koruyucu baba Boyraz: 'Her şeyden önce bir baba, bir insan olarak çok mutluyum. Umarım başka çocukların hayatına da dokunabiliriz, başka çocuklar da kurtulur. Hiçbir çocuğun gözünde yaş olmasını asla istemeyiz'

İBRAHİM ERİKAN-ÖMER FANSA - Koruyucu babasından alınan böbreğin nakledilmesiyle sağlığına kavuşan diyaliz hastası 12 yaşındaki Kader Yılmaz, normal çocuklar gibi koşup oynayabileceği günlere hazırlanıyor.

Bir çocuk sahibi Azize ve Mustafa Boyraz çifti, 4 yıl önce İçel'de Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvurarak Kader Yılmaz'ın koruyucu aileliğini üstlendi.

Son iki yıldır böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren Yılmaz, hayalini kurduğu yaşama, koruyucu babası Mustafa Boyraz'dan alınan böbreğin nakledilmesi sayesinde kavuştu.

Adana'daki özel bir hastanede 10 Mayıs'ta Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın başkanlığındaki, Prof. Dr. Kenan Çalışkan, Doç. Dr. Hakan Yabanoğlu, Yrd. Doç. İlker Murat Arer ve uzman doktor Murat Kuş'tan oluşan ekip tarafından böbrek nakli yapılan çocuk, yoğun bakımdan çıktı.

Hastanede kontrolleri süren Kader Yılmaz, çok mutlu olduğunu belirterek koruyucu babası Boyraz'a teşekkür etti.

Sağlığına kavuşacak olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Yılmaz, 'Yeni bir hayata başlayacağım için çok mutluyum. Denize gireceğim, havuza gireceğim. Karda oynamak, kardan adamla oynamak, çocuk olmak istiyorum.' diye konuştu.

- 'Bir baba olarak çok mutluyum'

Mustafa Boyraz da bir süre önce Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde nakil işlemine karar verildiğini ancak o dönem trafik kazası geçirdiğini dile getirdi.

O kazadan sağ kurtulduğunu anlatan Boyraz, 'Rabbimin, kızımın yüzü suyu hürmetine kurtardığını düşünerek ikiletmeden dedim ki ben böbreğimi vereceğim. Tetkiklerde hiçbir sorun çıkmadı çok şükür. Bu süre zarfında iki sene mücadele verdik, prosedür çok farklı. Kızımızın da bazı değerlerinde değişiklikler olduğu için iş uzadı ama en son geldik ve mübarek günde de bu işi başardık.' şeklinde konuştu.

Boyraz, çocuk sevgisinin çok farklı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

'Her evde, ailelerin kendi nüfusları haricinde bence bir çocuğa yer vardır. Lütfen hiçbir çocuğumuz yuvalarda kalmasın, yurtlarda kalmasın. Sofraya bir tabak fazla koyacaklar, başka bir şey değil. Onun mutluluğu ve hazzı dünyanın en tatlı şeyi. Her şeyden önce bir baba, bir insan olarak çok mutluyum. Umarım başka çocukların hayatına da dokunabiliriz, başka çocuklar da kurtulur. Hiçbir çocuğun gözünde yaş olmasını asla istemeyiz. Çocuklarımız yaşasınlar ve kurtulsunlar, onlar bizim geleceğimiz.'

- 'Kan bağının değil can bağının önemini anladık'

Koruyucu anne Azize Boyraz da yaşadıkları mutluluğu dile getirerek, 'Yaşananları anlatmaya kelimeler zayıf kalır. Çok mücadele verdik çünkü kızımızın büyük bir sağlık sorunu vardı. Sonucun böyle olmasından çok mutluyuz.' diye konuştu.

Çocukların yuvalarda kalmamasını hedeflediklerini belirten Boyraz, şunları kaydetti:

'Organ bağışı konusunda insanlara bir nebze emsal olalım. Ne kadar çok çocuğun hayatına dokunabilirsek, ben insan olarak kendimi o kadar çok başarılı hissedebilirim. Çok şükür kızımın durumu da gayet iyi, her şey normal. Çocuğum bu hastalığın pençesine düştüğünden beridir okuluna gidemiyor, eğlenip oynayamıyor. Kader hiçbir zaman çocuk olamadı, bundan sonra çocuk olacak. Geride kalan yaşayamadıklarını yaşayacak.'

Kader'i hiç tanımadan koruyucu aileliğini üstlendiklerini vurgulayan Boyraz, duygularını şu sözlerle dile getirdi:

'Benim annem de 15 yıldır diyaliz hastası. Kader'in 'lupus' adında bir hastalığı var, bunu da tanıdığımız için 'bu çocuğu almak istiyorum' dedim. Hatta kurum başta bunun gerçek olamayacağını falan düşündü ama biz eşimle beraber karar verdik ve aldık. Öz anne ve babadan olan kardeşler olsalar oğlumla bu kadar iyi anlaşamazlar. Anne-baba-oğul olarak hayatımızda verdiğimiz en güzel karar. O zaman 8 yaşında olan bir çocuk eşime ve bana, kan bağının o kadar çok önemli olmadığını ama can bağının ne kadar önemli olduğunu öğretti. Evlat sahibi olmamıza rağmen bize yeniden anne-baba olmayı, yeniden sevmeyi öğretti. Sevgi olmasa eşim de canından bir parça veremezdi. Kader bize yeniden koşulsuz sevmeyi de öğretti.'

Kaynak: AA