Yrd. Doç. Dr. Erenel Açıklaması 'ABD İsrail'in Güvenliği İçin Silah Yardımı Yapıyor'

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, YPG’ye ağır silahlar temin ederek destek veren ABD için vekâleten İsrail’in güvenliği için bunu yaptığını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Erenel Açıklaması 'ABD İsrail'in Güvenliği İçin Silah Yardımı Yapıyor'
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBÜ) Öğretim Üyesi ve Terör Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) YPG’ye sağladığı silah desteği ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.Erenel, ABD’nin gelecek planları doğrultusunda sağladığını düşündüğü silah desteğini şu şekilde yorumladı; "ABD Vekâleten İsrail’in güvenliği için bunu yapıyor. Türkiye ile İran arasına hat çekmek çabasının birinci önceliğin nedeni İsrail’in güvenliği" dedi.

“Amerika bir terör örgütüne karşı diğer bir örgütünü kullanmayı tercih etmiştir”

YPG’nin uslu bir çocuk gibi Amerika’yı dinlediğini ama zamanı geldiğinde mutlaka karşılığını isteyeceğini ve Amerika’nın YPG’ yi maşa olarak kullandığını belirten Erenel, “Türkiye’nin önceki ABD Başkanı Obama döneminde Suriye politikası konusunda Amerika’dan uzak kalması, onun istekleri doğrultusunda hareket etmemiş olması ve son dönemde özellikle Soçi ve Astana zirveleriyle yapılan çatışmasızlık bölgeleri ile ilgili anlaşmalar Amerika’nın hoşuna gitmedi. Dolayısıyla masa üstünde bir koz olarak duran böyle bir belgeyi Trump imzaladı. Amerika maalesef bir terör örgütüne karşı diğer bir örgütünü kullanmayı tercih etmiştir. Amerika her ne kadar bunun resmi ismi Suriye Demokratik Güçleri dese de bizim gözümüzde Öcalan’ın posterlerini taşıyan bu kitle, her şeyiyle PKK’ dır. İçindeki teröristlerin büyük bir kısmı PKK dağ kadrosundan gelmektedir ve onların yetiştirdiği kişilerdir. İşin ilginci Amerika kendi senatosunda yapılan bir konuşmada devlet olarak YPG’yi terörist bir grup olarak ilan etmiş, ancak PKK’yı listeye almış, YPG’yi listeye almamıştır. Dolayısıyla listede olmadığı için gayri resmi terör örgütü dediği bir grubu terörist kabul ettiği diğer bir gruba karşı kullanıyor. Kendi yetiştiği iki terör örgütünü birbirine karşı kullanacak Suriye’de. Yani Amerika YPG’yi maşa olarak kullanacak. YPG bundan bir avantaj sağlıyor. İsrail Amerika’nın yaramaz çocuğu kabul ediliyor, her yere saldırıyor ve kimse ses çıkarmıyor. YPG de uslu çocuk rolü oynuyor ve her denilene tamam diyor, ses çıkarmıyor, Amerika ne derse sesini çıkarmıyor. Temel amacı burada ilerdeki siyasi çözüm olacak süreçte Suriye’nin yeniden yapılanmasında Amerika’nın desteğini alabilmek. Ben sen ne istersen yaptım, şimdi sıra sende diyecek. Bu YPG açısından ciddi bir kazanım olacaktır” şeklinde konuştu.

Türkiye El-Bab’ı elinde tutmalıdır”

Yaşanan gelişmelerin ardından gerilen ilişkilere ve Türkiye’nin El-Bab’daki başarısına sahip çıkması gerektiğine dikkat çeken Terör Uzmanı Fahri Erenel; “Yeni adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP) dediğimiz bu projeye ileride Trump’ın yaklaşımı merak konusu. Trump’ın şu anda politikaları netleşmedi. Trump’ın şu andaki politikası çok inişli çıkışlı. O nedenle YPG’nin Trump’ın politikasına güvenerek hareket etmemesi gerekiyor ama sanırım bu anlamda YPG’ye gelecek ile ilgili garantiler veriliyor. Verilen vaat ikinci bir İsrail’in Türkiye sınırında oluşturması olacaktır. Amerika Türkiye’yi Suriye’de bir dahaki yeni yapılanmada kesinlikle söz sahibi etmeyecek bir konuma getirmeyi hedefliyor. Burada Rusya’nın da etkisi var. Bilindiği gibi Rusya da YPG’ye sıcak bakıyor. Türkiye Rusya’nın Moskova’daki PYD bürosunun kapatılması gerektiğini ifade etti ancak kapatılmadığı gibi Rus askeri Afrin’de YPG askerleri birlikte hareket etmekten çekinmedi. Rusya YPG’ye terör örgütü gözüyle değil Suriye içerisinde fazla etkili olmayan bir azınlık grup gibi baktığını ifade etmişti. Bunlar Menbiç’de de Türkiye’nin karşısına çıktılar. Orada tarihte ilk kez Rus ve Amerikan askerleri Türkiye’ye karşı cephe aldılar. Dolayısıyla burada Türkiye bir taraftan Rusya’ya yakınlaşırken diğer taraftan Amerika buna karşı tepkisel olarak hareket ediyor. Sonuç burada El-Bab’a kadar dayanıyor. Çok şükür ki önceden El-Bab’a girilmiş ve 2000 kilometrelik alan kontrol altına alınmış. Bu Türkiye’nin en büyük kazanımıdır. Türkiye Rakka’dan önce El-Bab’ı elinde tutmalıdır ve bu kazanıma asla sırt çevirmemelidir. Belli ki bunlar ne yaparsak yapalım bizi Rakka’ya dahil etmeyecekler. YPG’nin hafif silahlardan oluşan gücü artık yavaş yavaş sözde bir devletin silahlı bir gücü haline gelmeye başlıyor" dedi.

"Trump istese Rakka’yı çok önce temizlerdi"

Trump’ın hedeflerinin göründüğü gibi olmadığını ve uzun vadede İsrail hükümetinin güvenliği için hamleler gerçekleştirildiğini söyleyen Erenel; "Trump’un güvenlik politikası tam anlamıyla oturmadı. Astana Zirvesine de son anda bir üst düzey temsilci gönderdi. Trump şu an kendi iç politikaları ile de uğraşıyor. Bu sorunlara karşı dışarıda düşman oluşturma gayreti içerisinde. Amerika Birleşik Devletleri buradaki hedefi esasen Rakka’yı temizlemek falan değil. Rakka’yı temizlemek istese Amerika orayı çok daha önce temizlerdi. Ben tahminen Rakka’daki birçok DAEŞ unsurlarının oradan kaçırıldığını da düşünüyorum. Amerika yetiştirdiği, geliştirdiği hiçbir gücü bu şekilde bırakmaz. Başka bir yerde mutlaka kullanacak ve bu kadar uzun bir süre bekletilen bir gücün elinden Rakka alınacaktır. İsrail’in en çok korktuğu ülke İran’dır. İran Hizbullah vasıtasıyla burada gün geçtikçe daha fazla etkili oldu ve olmaya devam ediyor. Bu bölgede Amerika Birleşik Devletleri’nin esas hedefinin Türkiye’nin olmadığını düşünüyorum. Esas hedefi İran’dır. Çünkü İran’ın uzun menzilli füzeleri ve nükleer silah yapabilme kapasitesi ile oluşturulacak sözde ikinci İsrail devletine ve ikinci aşama da İsrail’in Suriye’ye doğru genişlemesine engel olacak en önemli tehdidin Türkiye’den gelmeyeceği düşünülerek hamlelere yapılıyor. Oraya en büyük tehdidin İran’dan geleceğini öngörüyorlar. Türkiye ile ilişkiler bu aşamada bilinçli gerginleştiriliyor ve temel amacın Türkiye’yi hamle yapamaz hale getirebilmek olduğunu değerlendiriyorum. Trump’un hedefinde İran var. Diğer tarafta da Kuzey Kore var. Nihai hedefin o olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da çelişkiler içinde hareket ediyor bence. Bir bakıyorsunuz Esad’la hareket ettiklerini söylüyorlar bir bakıyorsunuz Esad’la yollarını ayırdıklarını duyuruyorlar. Bu da politikalarının oturmadığının göstergesidir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"Amerika silah verdiği hiçbir gücü gözden çıkarmaz"

Söz konusu desteğin ve hamlelerin devam edeceğini ifade eden Erenel, "İsrail gerçek anlamda bölgede hâkim olana kadar, etrafındaki sorunları çözene kadar Amerika bu kadar silah verdiği hiçbir gücü gözden çıkarmaz. ‘Verdiğimiz silahları hedefe uygun şekilde veriyoruz’ iddiasında bulunuyorlar. Amerika’nın Rakka’yı temizlemesi için kara gücüne ihtiyacı yok hâlbuki. İstese kara gücüne ihtiyaç duymadan havadan etkili harekat düzenleyerek sorunu çözebilir. Dünyanın hiçbir yerinde ’hedefe uygun silah veriyoruz’un bir karşılığı yoktur. Söylenen ifade insan aklıyla dalga geçmektir. Hedefe uygun verdiğimiz silahları geri almayacağız diyorlar. Söyledikleri tüm ifadelerde çelişkiler var. YPG, Amerika taşeronu bir örgüttür, kurulacak sözde Kürt devleti de taşeron olacaktır. Vekâleten İsrail’in güvenliği için bunu yapıyor. Türkiye ile İran arasına hat çekmekteki birinci önceliğin nedeni İsrail’in güvenliği" şeklinde konuştu.

"Türk toplumu tamamen hükümetin arkasında"

Cumhurbaşkanının ve Trump’ın görüşmesiyle süreçlerin farklı bir boyuta taşınacağını ve Türk halkının bu bölge ile kararlarda Türk hükümetinin arkasında olduğunu ifade eden Erenel sözlerini şu şekilde sona erdirdi:

"Türkiye hiçbir politika değişikliğine gitmeden ısrarcı olmalıdır. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanının Trump ile yapacağı değerlendirmeler elbette bu gelişmeler üzerine farklı bir boyut arz edecektir. Türkiye El-Bab’ daki kazanımını kesinlikle kaybetmemeli Karaçor’a ve Sincar’ a yaptığı harekat benzeri bir harekatı mutlaka yapmalıdır. Amerikan bayrağı olmuş olsa bile başka bir güce meydan vermemelidir. Amerika’nın elindeki en önemli koz İncirlik’tir şu an. İncirlik Amerika’nın bu bölgedeki hâkimiyetinin en önemli noktasıdır. Bunun alternatifi başka bir yer oluşturulana kadar Türkiye’ye kesinlikle mahkûmdur. Amerika YPG üzerinden bölgede böyle bir güç oluşturma sürecini tamamladıktan ve emin olduktan sonra ancak Türkiye’yi dışlayabilir. Ama bunu yaptığı zaman da Türkiye’yi tamamen Rusya’nın yanına atmış olur. Fakat ABD ile Türkiye’nin aynı istikamette yürümedikleri kesin. Türk toplumu tamamen hükümetin arkasında, Türkiye’nin yapması gereken elde ettiğimiz kazanımları milli güvenliğimizi sağlamak adına sonuna kadar sürdürebilmek. Türkiye’nin müdahil olduğu yerlere bir bakın. Orada hayat farklı yaşanıyor. Eskiye döndü büyük oranda. Öbür tarafta kan gövdeyi götürüyor. Eğer Türkiye’nin bu yaptığı harekâtın benzeri, zamanında yapılmış olsaydı zaten çoktan Suriye sorunu çözümlenmiş olurdu".
Kaynak: İHA