'Katılım Bankaları Yerli Kalmalı'

Vakıf Katılım Genel Müdürü Göktaş: 'Biz uzun süre milli kalmak istiyoruz. Bankacılık sektöründe yabancılaşma oranının yüksek olduğunu düşünüyorum. Katılım bankacılığının büyük ortakları yabancı. Kamunun kurduğu katılım bankalarının yerli kalması lazım' 'Şu anda 42 şubemiz var ve yıl sonunda 75 şubeye ulaşmak istiyoruz' '5 yıl içinde 81 ilde olacağız. Katılım bankacılığına teveccühü yüksek olan yerlerde ikinci, üçüncü şubelerimizi açmak istiyoruz'

MURAT BİRİNCİ - Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş, 'Biz uzun süre milli kalmak istiyoruz. Bankacılık sektöründe yabancılaşma oranının yüksek olduğunu düşünüyorum. Katılım bankacılığının büyük ortakları yabancı. Kamunun kurduğu katılım bankalarının yerli kalması lazım.' dedi.

AA muhabirine katılım bankacılığı ve Vakıf Katılım'ın geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Göktaş, katılım bankacılığına hem çalışan hem de müşteri anlamında talep olduğunu ifade etti.

Katılım bankacılığının hala kendini anlatmaya çalıştığını belirten Göktaş, Vakıf Katılım'a 130 binin üzerinde iş başvurusu yapıldığını, bunun 100 binini üniversiteden yeni mezun gençler oluşturduğunu söyledi. Göktaş, en az 30 bininin ise başka bir işte çalışan kişilerin olduğunu ve bu manada çalışan açısından ciddi teveccühle karşılaştıklarını dile getirdi.

Müşteri açısından bakıldığında; kamu bankalarına büyük bir güven söz konusu olduğuna işaret eden Göktaş, 'İnsanlar parasını vadesiz mevduatta kamu bankalarında tutuyor. Böyle bir durum da var. Algı anlamında gidilecek çok yer var. Katılım bankaları olarak büyüklüğümüzü hızla bütün teveccühü karşılayacak seviyeye çıkaracağız.' dedi.

- '81 ilde olacağız'

Vakıflar Genel Müdürlüğünün VakıfBank'taki hisselerinin Vakıf Katılım'a devrinde son duruma ilişkin bilgi veren Göktaş, 'Bunun için Bakanlar Kurulu kararı çıkarılacak. Bugünlerde bekliyoruz. Değerlemeler yapılıyor. Burada üç taraf var. VakıfBank, Hazine ve Vakıflar Genel Müdürlüğü. Hazine, Vakıfların hissesini alacak. Değerlemeleri üç ayrı firma yapıyor. Geçmişte 11 milyar liralar konuşulmuştu. Şimdi ne olur bilemiyoruz. Bizim için çok kıymetli değer.' ifadelerini kullandı.

Göktaş, şu anda 42 şubelerinin olduğunu ve yıl sonunda 75 şubeye ulaşmak istediklerini söyledi.

Çalışan sayısının da buna paralel bine çıkabileceğini belirten Göktaş, 'Beş yıl içinde 81 ilde olacağız. Katılım bankacılığına teveccühü yüksek olan yerlerde 2., 3. şubelerimizi açmak istiyoruz.' dedi.

'Yurt dışından ortaklık olur mu?' sorusu üzerine Göktaş, şunları kaydetti:

'Elbette olur ama biz uzun süre milli kalmak istiyoruz. Bankacılık sektöründe yabancılaşma oranının yüksek olduğunu düşünüyorum. Katılım bankacılığının büyük ortakları yabancı. Kamunun kurduğu katılım bankalarının yerli kalması lazım. Yurt dışından sermaye getirilir. Bunların illa ortaklık olmasına gerek yok. Halka arz da uzun soluklu bir proje. Büyüyüp, yaygınlaştıkça bunlar mutlaka gündeme gelir.'

- 'Sektörü büyütmek için sermaye şart'

İkram Göktaş, 'Sektöre yeni katılım bankaları gelecek mi?' sorusu üzerine Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası'nın katılım bankacılığı şeklinde yeniden faaliyete başlayacağı yönünde haberler okuduğunu söyledi.

Bankanın lisansının katılım bankacılığı lisansı olmadığını böyle bir durum olması durumunda yeni lisansın BDDK tarafından verileceğini belirten Göktaş, 'Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki (Sayın) Bey, katılım bankası açma arzusunu özel sohbetlerde dile getiriyor. Adabank da yurt dışı yatırımcılara satılabilir. Bunlar Katar, Bahreyn olabilir. Buradan da katılım bankası gelmesi ihtimal dahilindedir. Dediğim gibi bunların hepsi ihtimal. Resmi açıklanmış bir şey yok.' ifadelerini kullandı.

Göktaş, kamunun katılım sektörüne girmesinin aslında sermaye ihtiyacından ortaya çıktığını, kamu bankaları öncesinde oyuncuların hepsinin özel bankalardan oluştuğunu dile getirdi.

Suudiler, Bahreynliler ve Kuveytlilerin hakim ortak konumunda bulunduğunu belirten Göktaş, 'Bankacılık sermayesiz olmuyor. Sadece kar sermayeye eklenerek bir noktaya kadar geliniyor. İlave sermaye ihtiyacı her zaman var. Sektörü büyütmek lazım. Özel sektörde böyle bir irade olmayınca kamu devreye girdi. Devamını bekliyoruz. Halkbank hep gündemde. Yasal düzenlemeler gerekiyor.' dedi.

- ' Ürün çeşitliliğine gitmek zaruri'

Vakıf Katılım Genel Müdürü Göktaş, katılım bankacılığının sektördeki payının yüzde 5'in üzerinde olduğunu ancak bu oranın çok az olduğunu söyledi. Katılım bankalarının mevcut haliyle çok öteye gitmesinin güç olduğunu belirten Göktaş, bazı şeylerin değiştirilmesi ve sermayenin çok güçlü olması gerektiğini vurguladı.

Göktaş, klasik ürünlerle konvansiyonel bankalarla yarışmanın zorluğunu anlattı ve ürün çeşitliliğine gitmenin zaruri olduğunu ifade etti.

Katılım tarafında en önemli problemin farkındalık sorunu olduğuna işaret eden Göktaş, faizle ilgili hassasiyet ve farkındalığın zayıf olduğuna dikkati çekti. Göktaş, faizin haram olduğu konusunun da çok iyi anlatılması gerektiğini belirtti.

'Domuz eti haramdır, yer misiniz?' denildiğini herkesin 'yemem' cevabı verdiğini, ancak 'faiz haramdır' denildiğinde insanların kendilerince gerekçeler bulabildiğini dile getiren Göktaş, faizin toplumun tamamını zehirlediğinin altını çizdi.

Göktaş, sözlerini şöyle tamamladı:

'İnsanlarda şöyle bir inanış var; 'konvansiyonel bankalarla katılım bankaları aynı oranı veriyor. İkisi de aynı.' Biz bir fiyat hesaplıyoruz. Buna faiz ya da kar payı diyebilirsin hiç fark etmez. Fiyatın içindeki değişkenler aynı. Ben de enflasyon, emtia fiyatları, piyasa verilerini değişken olarak alıyorum. Aynı değişkenlerden farklı sonuç çıkar mı? Bir şeyin faiz olduğunu belirleyen asla miktar değildir. 1 kuruş bile faiz olabilir. Milyonlarca lira faiz olmayabilir. Miktardan faize gidemezsiniz. Bunu caiz yapan arkadaki muameledir.

Örneğin iki arkadaş bir fındık bahçesinden geçiyor. Birisi mal sahibine sormadan bir avuç fındık alıyor, diğeri de mal sahibinin rızası ile aynı miktarda fındık alıyor. Fiil olarak ikisi de bir avuç fındık almak. Ama birisi hırsız, diğeri hırlı. Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Ben işin içine alışverişi kattığım zaman o caiz oluyor.

Sakarya'da şube açılışında Hocanın biri 'Biz Müslümanlar doğduğumuz zaman bembeyaz elbiselere sarılırız. Zamanla elbiseler kirlenir ama o elbiseler sürekli temizlenir. Bir süre sonra elbise öyle kirlenir ki temizlemeye gerek duyulmaz. Faiz, temizlemeye gerek duyulmayan kir haline geldi.' dedi. Ben de dedim ki faiz, desen haline geldi. Desen, insanı rahatsız etmez. İşte bu tehlikeli bir durum.'

Kaynak: AA