2. Dünya Teknoloji, İnovasyon Ve Girişimcilik Konferansı

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: 'Dünyada yeni bir döneme giriyoruz. Bilginin, bilgiyi üretken hale getirmenin, bilgiden yeni teknolojiler, yeni yöntemler ve yeni adımlar atabilecek buluşları ortaya koyabilmenin çok daha anlamlı, çok daha verimli olduğu bir dönemdeyiz. Ümit ediyoruz ki Türkiye, bu güzel ülke, birçok alanda dünyada rekabeti ciddi şekilde sürdürdüğü gibi bu alanda da sürdürecek. Türkiye, artık eski Türkiye değildir. Türkiye, içine kapalı bir şekilde sadece kendisine gösterilen alanda hareket edebilecek bir ülke değildir' 'Bir taraftan bilgi teknolojilerinde ileri gideceğiz, bir taraftan inovasyonlarımızı gerçekleştireceğiz, bir taraftan üniversitelerimizi çok daha aktif hale getireceğiz, teknoparklarımız çok daha iyi bir şekilde çalışacak. Allah'a çok şükür dünyada ne kadar akıllı adam, akıllı kadın varsa, bizde de en az o kadar akıllı adam, akıllı kadın var. Bu ülkenin üstündeki bu karanlık odakların operasyonlarını kenara atıyoruz. Artık milletçe hep beraber daha güçlü bir şekilde yola devam etmenin zamanıdır. Siyaset üzerine düşeni yapacak. Siyaset, Türkiye'de yenilik, teknoloji, üniversitede bilgi üretme alanındaki kolaylıkları gerçekleştirmek için gayret sarf edecek'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Dünyada yeni bir döneme giriyoruz. Bilginin, bilgiyi üretken hale getirmenin, bilgiden yeni teknolojiler, yeni yöntemler ve yeni adımlar atabilecek buluşları ortaya koyabilmenin çok daha anlamlı, çok daha verimli olduğu bir dönemdeyiz. Ümit ediyoruz ki Türkiye, bu güzel ülke, birçok alanda dünyada rekabeti ciddi şekilde sürdürdüğü gibi bu alanda da sürdürecek. Türkiye, artık eski Türkiye değildir. Türkiye, içine kapalı bir şekilde sadece kendisine gösterilen alanda hareket edebilecek bir ülke değildir.' dedi.

Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi tarafından İstanbul Kongre Merkezi'nde 'Entelektüel Ekonomi ve Yenilikçi Girişimcilik İçin Reformlar' başlığıyla düzenlenen '2. Dünya Teknoloji, İnovasyon ve Girişimcilik Konferansı'ndaki konuşmasında, 1. Sanayi Devrimi'nin önceliğinin bol miktarda ve ucuz hammaddeye sahip olanların güçlü olduğu bir anlayışla geliştiğini dile getirerek, Afrika'da, Asya'da doğal kaynakları sömürenlerin, sömürdükleri doğal kaynakları ve hatta bedava insan gücü üzerinde büyük bir teknoloji kuranların, 1. Sanayi Devrimi'yle ekonomide önemli bir gelişmenin çığırını açtığını ve bu düzenin uzun yıllar, asırlar boyunca devam ettiğini anlattı.

2. Sanayi Devrimi ile on yıllarca süren otomasyonun, makine gücünün esas alındığı bir düzene geçildiğini kaydeden Kurtulmuş, bu düzenin de teknoloji transferi adı altında üst sınıflar ve alt sınıflar ayrımını ortaya çıkardığını ve dünyada yeni bir sömürü düzeni kurduğunu söyledi.

Kurtulmuş, 1970'lerden sonra dünya ekonomisinin yeni bir döneme girdiğini, küreselleşme süreçlerinin alabildiğince ilerlemesi, yüksek teknolojilerin güçlü şekilde gelişmeye başlaması, özellikle yüksek teknoloji alanında haberleşme ve bilgi teknolojilerinin yeni dünya ekonomilerine damga vurması sonucu yeni bir ekonomik yapı geliştiğini belirtti.

Baş döndürücü hızla gelişen teknoloji ve küresel rekabet düzeninin, o zamana kadar dünyadaki ekonomik sistemin gelişmiş ve gelişmemiş bütün ülkeleri tarafından yeni bir düzenin takip edilmesini zorunlu kıldığını ifade eden Kurtulmuş, '1970'li yıllardan itibaren biliyorduk ki yeni bir ekonomik düzenle karşı karşıyayız. Bu düzen, önümüzdeki on yıllara, hatta yüz yıllara damgasını kuracak ve dünyada yeni bir ekonomik düzeni ortaya çıkaracak. Bu düzen halen kurulabilmiş değildir. Onun için inovasyonun, rekabetçiliğin, teknolojideki yeniliğin hem hızının arttığı hem uluslararası rekabete vurduğu damganın çok daha güçlü hale geldiği dönemdeyiz. Gelişmelerin nasıl seyredeceği konusunda herhangi bir garantimiz yok ama şunu biliyoruz ki dünya ekonomisi çok daha devingen, rekabetçi ve ekonomide kalkan sınırlar esas itibarıyla teknoloji, inovasyon ve yenilik alanında dünya ekonomisini zorlamaktadır.' diye konuştu.

Kurtulmuş, yeni ekonomik düzenin ekonominin ve üretimin yanı sıra dünya siyasetini, eğitimi, haberleşmeyi ve dünyadaki savaşları dahi değiştirdiğine işaret ederek, gelecek yılların bilginin rekabet edebilir olma bakımından en önemli avantaj haline geldiğini vurguladı. Kurtulmuş, 'Artık sadece çok sermayesi olanlar, çok fazla ve ucuz doğal kaynakları olanlar, dünya ekonomisindeki siyasal güçlerinden kaynaklanan sömürü güçleri fazla olanlar değil, bilgiye sahip olan, bilgiyi üretebilen, bilgiden istifade edebilen ülkeler de bu mücadelenin içinde yer alacak.' ifadelerini kullandı.

- 'Finans kapitalizminin hegemonyasını kıracak yeni adımlar gündeme gelecek'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'nin bilim, siyaset ve ekonomi dünyasının ıskalamaması gereken alanları, 'inovasyon', 'teknolojik yenilik' ve 'rekabetçilik' şeklinde sıralayarak, 'Ne yazık ki 1. Sanayi Devrimi'nin dalgasının altında kaldık. 2. Sanayi Devrimi'nin sonralarına yetişir gibi olduk. 3. Sanayi Devrimi'nde fena değildik. Ama şimdi uluslararası alanda rekabet edebileceğimiz ve öne geçebileceğimiz bir alan olarak 4. Sanayi Devrimi ya da günümüzdeki küresel rekabet ortamı önümüzde duruyor. Daha çok bilgi üreteceğiz, daha çok yenilikler yapacağız ve dünyada ekonomik gücü elinde bulunduran ülkelere çok daha güçlü bir şekilde karşı ayakta duracağız. Bunun kestirmeden en kolay ve en doğru yolu ekonomi ile üniversitenin, araştırma birimlerinin, siyasetin el ele, kol kola vermesidir. Bu çerçevede siyasetin gücü, girişimciliğin önündeki engelleri kaldırmaktan, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin gücü, yenilikçi fikirleri ekonomik değer haline dönüştürmekten, iş dünyasının gücü ise korkusuz ama rasyonel bir rekabetçilikle küresel rekabette yer almaktan geçiyor. Bunun için bu 3 alanın bir arada olması kaçınılmazdır' değerlendirmesini yaptı.

Üniversite, sanayi ve iş dünyası ile bilim dünyası işbirliklerinin birçok ülkenin, ekonominin önünü açtığına değinen Kurtulmuş, 'World Wide Web (www)', Netscape, Linux, Google, Apple, Facebook, mikro kredi projesi ve Airbnb'yi örnek verdi.

Kurtulmuş, yeni finansman yöntemlerine değinirken, 'Finans kapitalizmi vasıtasıyla dünyanın büyük ülkelerinin de kuşatma altına alındığı bir dünyada insanlar, yeni finansman yöntemleriyle küçük girişimcilere destek verebilecek çabaların ve çalışmaların içerisine giriyor. Sizi temin ederim ki bu anlamda önümüzdeki 10 yıllarda yeni finansman metotları dünyada finansman alanında, özellikle finans kapitalizminin hegemonyasını kıracak yeni adımlar olarak gündeme gelecektir.' dedi.

- 'Türkiye'nin nice engellerle karşı karşıya kaldığını herkes biliyor'

Kurtulmuş, çok büyük ekonomik güçlere, ucuz hammadde kaynaklarına sahip olmanın tek başına yeterli olmadığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Dünyada yeni bir döneme giriyoruz. Bilginin, bilgiyi üretken hale getirmenin, bilgiden yeni teknolojiler, yeni yöntemler ve yeni adımlar atabilecek buluşları ortaya koyabilmenin çok daha anlamlı, çok daha verimli olduğu bir dönemdeyiz. Ümit ediyoruz ki Türkiye, bu güzel ülke, birçok alanda dünyada rekabeti ciddi şekilde sürdürdüğü gibi bu alanda da sürdürecek. Türkiye, artık eski Türkiye değildir. Türkiye, içine kapalı bir şekilde sadece kendisine gösterilen alanda hareket edebilecek bir ülke değildir. Türkiye'nin 1. ve 2. Sanayi Devrimi'ni niye ıskaladığını çok iyi biliyoruz. Türkiye, bilgisi eksik olduğu için, -affedersiniz- insanları ahmak olduğu için 1. ve 2. Sanayi Devrimi'ni ıskalamadı. Türkiye'nin bağımsızlığının en önemli öğelerinden birisi, güçlü bir sanayiye sahip bir Türkiye olduğunu bilen bir takım iç ve dış odaklar vasıtasıyla Türkiye'nin sanayileşmesi önlendiği için geri kaldı. 1. Sanayi Devrimi'ni içerideki yapısal sorunlar ve dışarıdan gelen bir takım baskılarla kaybettik. 2. Sanayi Devrimi'nde de Türkiye'nin nice engellerle karşı karşıya kaldığını herkes biliyor.'

TUSAŞ'ın 1978'de İtalyan firmasıyla yapacağı anlaşmanın gerçekleştirilemediğini anlatan Kurtulmuş, 'Eğer 1978'de Türkiye o anlaşmayı yapmış olsaydı, bugün çoktan Türkiye'nin bir uçak sanayisi olacak, yüzde 100 yerli harp sanayisi ve harp uçakları olacaktı. Ancak Allah'a çok şükür üstümüzdeki bu baskıları kaldırdıkça, şimdi Türkiye kendi harp sanayisini kurabilecek bir noktaya gelmiştir.' dedi.

Kurtulmuş, şunları söyledi:

'Bir taraftan bilgi teknolojilerinde ileri gideceğiz, bir taraftan inovasyonlarımızı gerçekleştireceğiz, bir taraftan üniversitelerimizi çok daha aktif hale getireceğiz, teknoparklarımız çok daha iyi bir şekilde çalışacak. Allah'a çok şükür dünyada ne kadar akıllı adam, akıllı kadın varsa, bizde de en az o kadar akıllı adam, akıllı kadın var. Bu ülkenin üstündeki bu karanlık odakların operasyonlarını kenara atıyoruz. Artık milletçe hep beraber daha güçlü bir şekilde yola devam etmenin zamanıdır. Siyaset üzerine düşeni yapacak. Siyaset, Türkiye'de yenilik, teknoloji, üniversitede bilgi üretme alanındaki kolaylıkları gerçekleştirmek için gayret sarf edecek. Türkiye'nin işadamları, sanayicileri, tüccarları, nerede yenilik varsa bunları ortaya koyacak, Allah'ın izniyle çok kısa bir sürede katma değeri yüksek, yüksek teknoloji ürünleriyle dünyada rekabet edebilecek. Üniversitelerimiz de bir kenarda tabeladan ibaret kurumlar olarak kalmayacak. Türkiye'de hayatın içerisinde olmayan üniversitelerimiz kalmayacak. Sadece araştırma merkezleri, teknoparklar değil, sanayi siteleri, çarşısı, pazarı, kahvesi, sokakları, her yeri üniversite ile yan yana, iç içe yürüyecek. Eğer bunu sağlarsak, son 1,5-2 asırdır teknolojideki geri kalmışlığımızı çok kısa bir süre içerisinde inşallah tamamlar, öne geçeriz. Bu üç alanda işbirliğini eksiksiz şekilde ortaya koyarsak, geçtiğimiz on yıllar içerisinde bu memleketin başına bela olan ihanet sarmalını bir kenara bırakır, Allah'ın izniyle yolumuza devam ederiz. Şimdiye kadar hep genel geçer kurallarla ve dünyada bize müsaade edilen kadarıyla bu alanlarda söz söyledik, adım atmaya gayret ettik. Açıkçası biraz da öz güven eksikliği içerisinde hareket ettik. Artık bu öz güven eksikliğimizi de hızla tamamlıyoruz.'

Konuşmasının ardından İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a bir plaket sundu.

- 'Desteklediğimiz 710 projenin 248'i inovasyon ve Ar-Ge'yle ilgili projelerdi'

İstanbul Valisi Vasip Şahin de 'inovasyon' ve 'yenilikçilik' kelimelerinin dünyada en fazla kullanılan iki kelime olduğunu dile getirerek, 'Türkiye de bunu ıskalamak ve bundan istifade etmeden bu süreyi geçirmek gibi bir lükse sahip değil. Dolayısıyla Türkiye, bütün kurumlarıyla Endüstri 4.0 devrimine inşallah elinden geldiği gayretle hazırlanmaktadır.' dedi.

İstanbul Kalkınma Ajansının 2 yıl önce strateji belirleyerek, Ar-Ge ve inovasyon alanlarında, bilgi teknolojilerinin üretilmesinde ve onların kurumsallaşmasında desteğini yoğunlaştırdığını anlatan Şahin, 'Şu ana kadar desteklediğimiz 710 projenin 248'i inovasyon ve Ar-Ge'yle ilgili projelerdi. Gerek teknoparkları gerek kuluçka merkezlerini gerekse bilimin ticarileştirilmesiyle ilgili merkezleri sonuna kadar desteklemeye çalışıyoruz ve bundan sonra da buna devam edeceğiz. Bu süre içerisinde yaklaşık 200 milyon liralık da katkıda bulunduk.' diye konuştu.
Kaynak: AA