Tıp Fakülteleri Dekanlar Konseyi Toplantısı

YÖK Başkanı Saraç: 'Eğitimde kaliteden hiç ödün vermemek, yeni YÖK olarak önümüze koyduğumuz birinci hedeftir. Tıp fakültelerimiz, eğitim alanında hem ülkemizin hem de dünya biliminin gelişmelerini yakından takip etmekte, programlarını güncellemekte, program yeterliliklerini ciddiyetle takip etmekte ve kalite çalışmalarında özenleriyle öne çıkmaktadır' 'Yetiştirdiğimiz genç hekimlerden, hizmet sunmak için gayret içinde olmalarını, karar verici olmalarını, tüm dünyayı ama özellikle hizmet verdikleri toplumu iyi tanımalarını bekliyoruz'

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, eğitimde kaliteden ödün vermemenin yeni YÖK'ün birinci hedefi olduğunu belirterek, 'Tıp fakültelerimiz, eğitim alanında hem ülkemizin hem de dünya biliminin gelişmelerini yakından takip etmekte, programlarını güncellemekte, program yeterliliklerini ciddiyetle takip etmekte ve kalite çalışmalarında özenleriyle öne çıkmaktadır.' dedi.

Saraç, YÖK'te ilk kez düzenlenen 'Tıp Fakülteleri Dekanlar Konseyi' toplantısının açılış konuşmasında, üniversite hastanelerinin 3. basamak sağlık hizmetinin yanı sıra en önemli işlevinin eğitime ve araştırmaya yönelik akademik mükemmeliyeti desteklemek olduğunu söyledi.

Dünyada, 2015 verilerine göre 2 bin 420 civarında tıp fakültesi bulunduğunu kaydeden Saraç, Çin, Hindistan, ABD, Brezilya ve diğer bazı ülkelerde tıp fakültesi sayılarının 150'nin üzerinde olduğunu bildirdi.

Saraç, dünyanın 7 milyar nüfusuna oranla, 2 bin 420 tıp fakültesinden yılda ortalama 389 bin hekimin mezun olduğunu dile getirdi.

Diğer taraftan ise 2015'te 36 ülkede halen hiç tıp fakültesinin bulunmadığını belirten Saraç, şöyle devam etti:

'Sahra Afrikası'nda 26 ülkede bir veya 2 tıp fakültesi bulunduğu da bir gerçek. Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu, bütün ülkelerde bütün tıp hekimlerinin ve de sağlık çalışanlarının, güçlü mobilize bilgiyle donatılmış bir çekirdek eğitim programıyla eğitilmelerini, eleştirel düşünce anlayışına sahip olmalarını ve de en önemlisi etik değerler ve kavramları iyi öğrenmelerini önermektedir.'

Saraç, 21. yüzyılda, 3. nesil tıp eğitiminin ve sağlık hizmetlerinin, profesyonel yetkinlik ile global bilgiye dayalı performans temelli yaklaşımla yürütüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:

'Eğitime yönelik verimli eğitim reformlarını takip ederken, hedefimiz, insana verdiğimiz değeri merkeze alarak bireyin ve toplumun sağlığını koruyan, hastasına iyi bakan, memleketini iyi tanıyan ve insan sevgisi ile dolu yetenekli hekimler yetiştirmektir. Yetiştirdiğimiz genç hekimlerden hizmet sunmak için gayret içinde olmalarını, karar verici olmalarını, tüm dünyayı ama özellikle hizmet verdikleri toplumu iyi tanımalarını bekliyoruz. Hekimlerimiz eğitimlerini tamamladıklarında Türkiye'nin sağlık sorunlarını bilmelidirler ve mezun olduktan hemen sonra bu sorunların üstesinden gelebilecek bilgi, beceri ve tutumlarla donanmış olmalıdırlar.'

Saraç, genç hekimlerin yetiştirilirken 'eğitim-araştırma' ve 'eğitim-hizmet' dengelerinin korunması gerektiğini vurguladı.

Tıp fakültelerinin kaliteli eğitimin verildiği yerler olduğunu, bu nedenle bu kurumlardan 'hizmet' ve 'yüksek düzeyde araştırmalar' beklendiğini anlatan Saraç, üniversitelerin bunları yapabilecek birikimi bulunduğunu söyledi.

'Sıkıntıların farkındayız, özellikle eğitimde kaliteden hiç ödün vermemek, yeni YÖK olarak önümüze koyduğumuz birinci hedeftir. Tıp fakültelerimiz eğitim alanında hem ülkemizin hem de dünya biliminin gelişmelerini yakından takip etmekte, programlarını güncellemekte, program yeterliliklerini ciddiyetle takip etmekte ve kalite çalışmalarında özenleriyle öne çıkmaktadır.' diyen Saraç, eğitim, araştırma ve hizmet üçlüsünü merkeze alarak hekimlerin nasıl yetiştirileceği konusunun özenle çalışması gerektiğini belirtti.

Eğitim, araştırma ve hizmet üçlüsünün sağlıklı işleyebilmesi amacıyla tıp fakültesine girişte ilk 40 binde yer alma şartını koyduklarını hatırlatan Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Tıp fakültelerinin araştırma merkezlerinin verimli çalışmadığını söylemek durumundayız. Ülkemizde yürütülen klinik araştırmaların verimliliğini ve etkinliğini artırmak konusunda gayret içinde olmalıdır. Yetiştirdiğimiz hekimlerin tümünün, hasta sağlığına doğrudan hasta bakarak katkıda bulunması önlerindeki tek kariyer planı değildir. Bugün ülkemizde ve yurt dışında yetişmiş, gurur duyduğumuz birçok hekim kökenli araştırmacılar bulunmaktadır. Bu nedenle fakültelerimiz kadrolarının enstitülerde yürüttüğü çalışmalar ve programları da ayrıca önemsiyoruz.'

Ar-Ge alanında, üniversitelerin diğer araştırma birimleriyle yaptığı interdisipliner çalışmaları önemsediklerini bildiren Saraç, sığınmacılara yönelik klinik araştırmaların, sosyal bilimler ile ortaklıklara kapı açabileceğini, çevre çalışmalarının ise tüm bilim alanlarının beraber çalışabileceği bir zemin olduğunu dile getirdi.

- 'Dünyada en iyi olduğu alanlardan biri'

Türkiye'de devlet üniversitelerinde 73, vakıf üniversitelerinde 27 olmak üzere toplam 100 tıp fakültesi bulunduğunu belirten Saraç, bunlardan 84'ünün aktif olduğunu, diğerlerinin ise kurulduğunu ama henüz eğitime başlamadığını ifade etti.

Saraç, şunları kaydetti:

'Bu fakültelerdeki öğrenci sayımız 75 bin, öğretim üyesi sayımız 13 bin civarındadır. Bu fakültelerin yeni açılanlarında sıkıntılı süreçler yaşandığını bilmekteyiz. Gelişmiş üniversitelerimizin özellikle temel bilimler alanlarında doktora programlarını ciddiyetle gözden geçirmeleri gerekmektedir. Bu süreçte biz gereken desteği vermeye hazırız.Tıp eğitimi Türkiye'mizin dünyada en iyi olduğu alanlardan biridir. Araştırmalarımız, dünyanın en iyi dergilerinde yer almakta, tıp fakültesi olan üniversitelerimiz, fakültelerinin yayın sayısı ve niteliğiyle gurur duymaktadır. Bunu hatırlayarak, gelişmekte olan alanlarda da gene hepimizin gayretiyle büyük adımlar atılabileceğini düşünmekteyim.'

Saraç, tıp fakültelerindeki öğrenci ve öğretim üyesi sayısının son 12, 13 yılda arttığını ve bunun Türkiye için bir sıçrama olduğunu söyledi.

Yekta Saraç ayrıca YÖK'ün son yıllarda yaptığı çalışmalara yönelik slayt eşliğinde bilgiler aktardı.
Kaynak: AA