'Vefatının 30. Yılında Cahit Zarifoğlu'

Doç. Dr. Fedai: 'Zarifoğlu'nu ve şiirini; Müslüman, adanmış, sahici ve tedirgin olarak tanımlayabiliriz. İşte bu yüzden gençler tarafından çok sevildi' Yrd. Doç. Danış: 'Kendisi eleştirmen olduğunu söylemese de yaptığı şey, iyi bir eleştirmenlikti. Genç şairlerin, titiz bir değerlendirmeden geçmeyen şiirleri, kaybolup gider maalesef'

Şair ve yazar Abdurrahman Cahit Zarifoğlu, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesince (FSMVÜ) düzenlenen etkinlikte anıldı.

'Vefatının 30. Yılında Cahit Zarifoğlu' isimli panel, üniversitenin Üsküdar'daki yerleşkesinde gerçekleştirildi.

Oturum başkanlığını Sakarya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu'nun yaptığı etkinlikte konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Fedai, Zarifoğlu'nun daha çok gençler tarafından takip edildiğini söyledi.

Fedai, Zarifoğlu'nun şiirlerini büyük bir şuurla kaleme aldığına dikkati çekerek, 'Onun ilk döneminde daha saf şiir yazdığı, sonraki devrelerde biraz daha ideolojik yazdığı söylenir. Ben tam tersini iddia ediyorum. Her zaman aynı saflıkla, samimiyetle yazdığını düşünüyorum. Zarifoğlu'nu ve şiirini; Müslüman, adanmış, sahici ve tedirgin olarak tanımlayabiliriz. İşte bu yüzden gençler tarafından çok sevildi.' diye konuştu.

Zarifoğlu'nun, davasına bilinçli bir adanmışlık gösterdiğini aktaran Fedai, şunları kaydetti:

'Kapalı ve imge ağırlıklı, fertten yola çıkan şiirler yazdı. Hayatın tam içinde, bütün zorlukların tam ortasında, titiz ve ayrıntıcı biriydi. Şiirlerini, estetik formdan hiçbir şekilde ödün vermeden üretti. Ömrü boyunca oldukça önemli bir sorumluluk yüklenmiş, büyük bir yüreklilikle içe yönelmiş, 'Ben dünyada niye varım?' sorusunu kendisine sorup şiirlerinde bunun cevaplarını aramıştır. Bunları yaparken de samimi bir İslami duyarlılıkla yapmıştır. İlk şiirinden son şiirine kadar böyle olmuştur.'

- 'Eleştiriyi çok önemserdi'

FSMVÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Zeynep Kevser Şerefoğlu Danış ise Zarifoğlu'nun da aralarında bulunduğu bir grup arkadaş tarafından hazırlanan 'Mavera' dergisinin çıkış hikayesini anlattı.

Danış, işin başında Rasim Özdenören ve Cahit Zarifoğlu'nun bulunduğuna vurgu yaparak, arkadaşların profesyonel, yazarlarına telif verilen bir dergi çıkarma isteğiyle yola çıktıklarını dile getirdi.

Özellikle Zarifoğlu'nun dergi için çok heyecanlandığına işaret eden Danış, 'Cahit Zarifoğlu, dergiye gelen bütün mektuplara hiç üşenmeden cevap verirdi ve şiir, sanat, ideoloji veya Müslüman dünyasıyla ilgili öğütlerde bulunurdu. Sırtına çantasını alıp gidebilen bir insan, saatlerini dergi için geçirebiliyordu. Eleştiriyi çok önemserdi. Kendisi eleştirmen olduğunu söylemese de yaptığı şey, iyi bir eleştirmenlikti. Bizim en çok ihtiyacımız olan şey budur. Genç şairlerin, titiz bir değerlendirmeden geçmeyen şiirleri, kaybolup gider maalesef.' diye konuştu.

Danış, kendi imkanlarıyla çıkan ve maddi sıkıntılar yaşayan 'Mavera' dergisinin büyük bir okul görevi gördüğünü belirterek, Zarifoğlu'nun da detaycı olduğunu ve dergiye gelen şiirleri açık sözlülükle eleştirdiğini aktardı.

- 'Müslüman şairi sınırlayan şeyler vardır'

Şair Dr. Celal Fedai de 'Mavera' dergisinin, o dönemdeki sol dergilerin iktidarına karşı bir duruş sergilediği yorumunu yaptı.

Zarifoğlu'nun kendisini çok eleştirdiğinin altını çizen Fedai, 'İslami tefekkür içinde olduğunu ve Müslümanca imgelemeleri bulunduğunu düşünecek olursak, işi çok zordu. Müslüman şairi sınırlayan şeyler vardır. Kalemini, kendi nefsine bağlayarak idare edemiyor. Çünkü ortaya çıkacak olan sanat eserinden sorumlu olacağını biliyor. Yenilik, ilginçlik, şaşırtıcılık gibi şeyler, Müslüman bir şairin eleğinden kolay geçmiyor. İlginç ya da şaşırtıcı olmak için ürün veremez, Müslüman şair. Sorumlulukları buna engel olur. Zarifoğlu da bu şairlerin en önde olanlarındandı.' şeklinde konuştu.
Kaynak: AA