Uzman Çavuş TRT baskınını anlattı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı personeline ilişkin hazırladığı iddianamenin şüphelilerinden Uzman Çavuş Ömer Kurt, TRT baskınında yaşananları anlattı.

Uzman Çavuş TRT baskınını anlattı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı personeline ilişkin hazırladığı iddianamenin şüphelilerinden Uzman Çavuş Ömer Kurt, TRT baskınında yaşananları anlattı.

Kurt, iddianamede yer alan ifadesinde, 2007'den beri Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda manga komutanı olarak görev yaptığını, 15 Temmuz akşamı tatbikat bahanesiyle alaya çağrıldıklarını söyledi.

Bölük koğuşuna çıkıp hücum yeleğini giydiğini, silahlık katından MP5 aldığını, ardından alayda 'iki bina arası' diye tabir edilen yere geçtiğini anlatan Kurt, burada askere mühimmat dağıtıldığını, uzman çavuşlara 3 adet dolu MP5 şarjörü verdiklerini söyledi.

Bu sırada söz konusu yere gelen Tabur Komutanı Binbaşı Fedakar Akça'nın 'Prosedürü bırakın. Bir an önce hazırlanın' talimatı verdiğini aktaran Kurt, 'Bu emir üzerine imza karşılığı mühimmat işi bırakıldı ve imzasız mühimmat dağıtıldı.' dedi.

Alaydan iki otobüsle TRT binasına geçtiklerini anlatan Kurt, şöyle devam etti:

'TRT'ye bahçe kapısından girdik. Otobüslerden indiğimizde Anıl Binbaşı oradaydı. Ayrıca Üsteğmen Coşkun ve Bölük Komutanımız Recep Yüzbaşı da yanımızdaydı. O saate kadar biz TRT'ye gideceğimizi bilmiyorduk. Anıl Binbaşı bize 'Şarjör tak' komutu verdi ve biz şarjör taktık. Bahçede bulunan yol üzerinde yokuş yukarı yürümeye başladık. Bu sırada uçak ve helikopterler uçuyordu. Binanın köşesinde resmi özel harekat polisleriyle karşılaştık. Polisler bize 'Arkadaşlar şu an darbe yapıyorsunuz, çoluğumuz çocuğumuz var, yaptığınız şey yanlış, burayı terk edin' gibi şeyler söylediler. Bu sırada polislerden biri havaya ateş açtı.

Polisler bize 'Dışarı çıkın, burayı terk edin' dedi. Biz de durumu bilmediğimiz için 'Buraya tatbikat için geldik. Siz dışarı çıkın' dedik. Bu sırada bir yıl önce alay komutanımız olan ve Kosova'da görev yaptığını bildiğim Piyade Kurmay Albay Muhammet Tanju Poshor, Alay Komutan Yardımcısı Piyade Yarbay Ekrem Işık ve Uzman Çavuş Fatih Gazel askeri araçla yanımıza geldiler. Yurt dışında görev yaptığını bildiğim bir subayı o esnada olay yerinde askeri elbise ile görmek benim garibime gitti.'

'BİRİ KADIN 2 KİŞİ BİZE YARDIM ETTİ'

Askeri elbise giyen, başında yeşil veya mavi bere bulunan Poshor'un buradaki tüm rütbelilere komuta ettiğini anlatan Ömer Kurt, 'Polislerle münakaşa etmeye başladılar. Piyade Uzman Çavuş Fatih Gazel, (Eski alay komutanı Albay Muhsin Kutsi Barış'ın postası) bizi galeyana getirmeye çalıştı ve bize hitaben polisler için 'Vurun bunları, öldürün' diye bağırmaya başladı. Biz polislerle kesinlikle bir münakaşa ve tartışmaya girmedik.' diye konuştu.

Kurt, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Polislerle beraber oturmaya başladık. Polisler cep telefonlarından bize darbe olduğunu gösterdiler. Bu sırada helikopter, TRT binasının aşağı tarafına ateş etmeye başladı. Helikopter birkaç kez dönerek ateş etmeye devam etti. Durum biraz yatışınca bölük komutanımız bizi topladı, 55 kişi olarak nizamiyeden ayrıldık. Eymir Gölü'ne doğru yürümeye başladık. Tel çitlerin arasından Simpaş konutlarının önünden yürürken biri kadın 2 kişi yanımıza gelerek 'Biz size yardım edelim. Yukarı çıkmayın halk size zarar verebilir' dediler. Bölük komutanımız ve kadın şahıs bir araca binerek ileri doğru gidip orayı kontrol ettiler. Araç beyaz renkli cip türü bir araçtı. Geri döndüklerinde yolun güvenli olduğunu söylediler. ORAN'da Milli Savunma Bakanlığı lojmanlarına girdik. Bayan şahıs bize lojmanlara kadar refakat etti. Belinde silah vardı. Orada iki sivil otobüs vardı. 10-15 dakika sonra otobüslerle alaya gittik. Saat 05.00 gibi alaya 2 nolu nizamiyeden girdik. Silah ve mühimmatlarımızı teslim ettik.'
Kaynak: AA