'Edebiyat Penceresinden Hayata Bakış'

Yazar İnanç: 'Şiir edebiyatın temelidir. Hatta insanlığın, medeniyetlerin temelidir. Edebiyatın olmadığı yerde şiir var mıydı? Vardı. Şaman döneminde falan şiirler vardı. Yazı icat edilmeden önce de şiirler vardı'

Gazeteci, yazar ve senarist Üstün İnanç, Türk Edebiyatı Vakfı tarafından düzenlenen 'Çarşamba Sohbetleri'nin konuğu oldu.

Vakfın Sultanahmet Şubesinde 'Edebiyat Penceresinden Hayata Bakış' konulu bir konuşma yapan İnanç, edebiyatın kendisi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirterek, 'Edebiyatın vazgeçilmez faktörü yazıdır. Yazı olmadan edebiyat olmaz. Yazısız edebiyat istisnadır. Doğaçlama tarzında olanlar çok azdır.' dedi.

Edebiyatın insanlığın var oluşuyla başladığına işaret eden İnanç, 'İnsanlık yazıyı bulduktan sonra edebiyat ve sanat başlamış. Daha sonra gelişmiştir. İnsanoğlu yazıyı nerede buldu? Onu tam bilmiyoruz ama bize çok yakın yörelerde Mezopotamya yöresinde. Mezopotamya medeniyetinde en önemli unsur Yunan kültürüdür. Bugün en önemli edebiyat akımlarından biri tiyatro edebiyatıdır, tragedya gibi.' diye konuştu.

İnanç, 'dram' kavramının da Yunan kültüründe doğduğuna dikkati çekerek, 'Olanla, olması gereken arasındaki farkı bize gösterir. Dramsız sanat olmaz. Şiir de buna dahildir.' ifadelerini kullandı.

- 'Roman, edebiyatın zirvesindedir'

Romanın ise Fransa'da ortaya çıktığının altını çizen İnanç, 'Bizde de örnekleri var. Dramın olduğu her yerde roman vardır. Örneğin Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin tam bir roman değildir. Romanın da dışında sayılmaz. Roman Batı'da başlıyor ve İspanya'da Cervantes'in Don Kişot romanıyla başlıyor. İlk klasik ansiklopediler de buna hem fikir. İlk klasik roman olarak Don Kişot diyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.

Üstün İnanç, Rus edebiyatına da değinerek, şu bilgileri verdi:

'Dostoyevski diye bir adam çıkıyor ve insan ruhunu mıncıklıyor. Sebep ve neticeleri araştırıyor. Romanı biraz da kendi alanım gibi düşünüyorum. Roman edebiyatın çok yüksek bir mevkisindedir, önemlidir. Fakat o önemi idrak ettirecek romanlara bakmak lazım. Tolstoy, 'Savaş ve Barış' eserinde bir dönemi avucunun içine almış ve bize sunmuştur. Tartışılmaz büyüklükte bir eserdir. 'Hacı Murat' diye de bir eseri vardır. Bu romanda hem Şeyh Şamil'i hem Müslümanları hem de Türkleri metheden yazılar vardır. Tolstoy bu eseri yazdıktan sonra başka bir şey yazamayacağını anlatarak evinden kaçmış ve kaybolmuştur.'

Şiirin de edebiyatın zirvesindeki sanat dallarından olduğunu sözlerine ekleyen İnanç, '(Şiir) Doruk noktasındadır. Bir şair rastgele duygularını, hislerini kaleme alır ve bitirir ama roman öyle değil ki. Roman yazarı araştırır, sorar, öğrenir. Şiir edebiyatın temelidir. Hatta insanlığın, medeniyetlerin temelidir. Edebiyatın olmadığı yerde şiir var mıydı? Vardı. Şaman döneminde falan şiirler vardı. Yazı icat edilmeden önce de şiirler vardı.' dedi.
Kaynak: AA