Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisi Oluşturuldu
Diyanet İşleri Başkanı Görmez: 'Avrasya İslam Şurası'nın son toplantısında, yaşadığımız fetva kargaşasını önlemek için Din İşleri Yüksek Kurulunun öncülüğünde Avrasya ülkelerindeki bütün dini müesseselerin fetva heyetleriyle bir araya gelerek bir ortak Fetva Meclisi oluşturulması yönünde bir ortak karar çıktı. Bugün bu ortak kararın gereği olarak Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisini oluşturdu' 'Asırlar önce üretilmiş çözümler, bize ışık tutmakla birlikte bugünü dikkate almadan, çağı dikkate almadan, 510 asırlık mesafeyi dikkate almadan aynen bugüne taşımanın fetva olamayacağı sözlük manasından dahi çok açık ve net olarak anlaşılmaktadır' 'İçtihattaki cet ve gayret ile fetvadaki feta, güç ve kuvvet birleştiği zaman ancak biz bugünün sorunlarına cevap verebiliriz. Bugünün sorunlarını Kur'an ve sünnet ölçeğinde çözme imkanına sahip olabiliriz'
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 'Avrasya İslam Şurası'nın son toplantısında, yaşadığımız fetva kargaşasını önlemek için Din İşleri Yüksek Kurulunun öncülüğünde Avrasya ülkelerindeki bütün dini müesseselerin fetva heyetleriyle bir araya gelerek bir ortak Fetva Meclisi oluşturulması yönünde bir ortak karar çıktı. Bugün bu ortak kararın gereği olarak Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisini oluşturdu.' diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisi kuruluş toplantısına katıldı. Avrasya İslam Şurası üyesi 32 ülkeden katılımcıların hazır bulunduğu toplantı, Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Fikret Gül'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Aynı zamanda Avrasya İslam Şurası Başkanlığını da yürüten Görmez, 'Avrasya İslam Şurası'nın son toplantısında, yaşadığımız fetva kargaşasını önlemek için Din İşleri Yüksek Kurulu'nun öncülüğünde Avrasya ülkelerindeki bütün dini müesseselerin fetva heyetleriyle bir araya gelerek bir ortak Fetva Meclisi oluşturulması yönünde bir ortak karar çıktı. Bugün bu ortak kararın gereği olarak Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisini oluşturdu.' dedi.
- 'Alimler topluluğunun, üç vazifeyi eda konusunda eksiklikleri var'
Bütün alimlerin üç büyük vazifesi olduğunu ifade eden Görmez, bunların İslam ilim mirasını kendi çağına ve gelecek kuşaklara aktarmak, asrın İslam'a yönelik bütün meydan okumalarına ilim ve hikmetle karşı koyarak engellemek, bu asırda ortaya çıkan bütün yeni problemlerin Kur'an ve sünnet süzgecinden geçirilerek çözüme kavuşturulması olduğunu söyledi.
Bu çağda alimler topluluğunun, bu üç vazifeyi yerine getirme konusunda eksiklikleri olduğunu dile getiren Görmez, şöyle devam etti:
'Hem ilim hem fetva hem içtihat mirasımızı, Kur'an ve sünnet mirasını güncelleyerek bugüne taşıma konusunda zaafa düştük. Çağın meydan okumalarına karşılık verme noktasında büyük problemler yaşadık. Bu problemleri yaşarken, hepimizi çok daha büyük problemler kuşattı. Yeni ortaya çıkan meseleleri de İslam'ın usulüne uygun olarak çözüme kavuşturulması noktasında zayıf kaldık.'
Bir fetva kargaşası ortaya çıktığına işaret eden Görmez, fetvaya ehil olmayan bütün insanların sosyal medya marifetiyle insanları dalalete sevk etmeye başladığını aktardı. Görmez, 'Kişisel fetvaların bir değer kazanmayacağı yönünde kanaatler ortaya çıktı. Bütün bunlar, alimlerin bir araya gelerek ilimlerini, hikmetlerini birleştirerek fetva meclisleri oluşturmasını farklı branşlardan farklı ilim adamlarının bir araya gelerek meseleleri birlikte müzakere etmelerini adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. İşte Avrasya İslam Şurası bu sebeple bu meclisin oluşmasına karar vermiştir.' değerlendirmesini yaptı.
- 'En büyük kargaşa usul ve usulsüzlük'
Görmez, şu görüşleri dile getirdi:
'Asırlar önce üretilmiş çözümler, bize ışık tutmakla birlikte bugünü dikkate almadan, çağı dikkate almadan, 5-10 asırlık mesafeyi dikkate almadan aynen bugüne taşımanın fetva olamayacağı sözlük manasından dahi çok açık ve net olarak anlaşılmaktadır. İçtihattaki cet ve gayret ile fetvadaki feta, güç ve kuvvet birleştiği zaman ancak biz bugünün sorunlarına cevap verebiliriz. Bugünün sorunlarını Kur'an ve sünnet ölçeğinde çözme imkanına sahip olabiliriz.'
Fetva konusunda yaşanan sıkıntıyı, sorunların çözümünde tıbba başvurmak yerine eczaneye gidilip rastgele ilaç seçmeye benzeten ve o ilacın tedavi etmeyeceğini vurgulayan Görmez, şunları söyledi:
'Herhangi birisinin, hadis mirası içinde bir hadisi seçerek fetvasını o hadis üzerine bina etmesi, Kur'an'ın, sünnetin bütünlüğünü yok sayarak Kur'an'la sünnet, İslam'la hayat, akılla vahiy arasındaki ilişkiyi yok sayarak fetva vermesi bugün alemi İslam'ın içine düştüğü sebeplerden bir tanesidir. Bunun farkında olmalıyız. Usul çerçevesinde hadis ve fıkıh mirasımızı birlikte ele alarak meseleleri ele alma mecburiyetimiz var.'
Müslümanların azınlık olarak yaşadığı ülkelerde çok daha büyük sıkıntılar olduğunu hatırlatan Görmez, 'Biz her ülkeyi biricik kabul ederek, her ülkenin yaşadıklarını dikkate alarak vermek zorundayız. Fetva verilirken müstefidin yaşadığı ülkesi, şehri sorulmadan fetva verilemeyeceği yönünde bir görüş vardır.' dedi.
Görmez, katılımcılardan, kuruluş toplantısında Fetva Meclisi'nin kaç ayda bir toplanacağı, hangi ilke ve esaslar çerçevesinde müzakerelerini yapacağı, fetva dili ve üslubunun ne olacağı konusunda ortak bir karara varılmasını istedi.
- 'Bize düşen rahmet dinini doğru şekilde anlatmak'
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş, atılan bu adımın son derece mütevazi olduğunun farkında olduklarını ifade ederek İslam'ı doğru şekilde anlatmak için yardımlaşmak ve dayanışmak için karar verecekleri bir gün olduğunu söyledi.
İslam dünyasının zor bir süreçten geçtiğini anlatan Keleş, bu zor süreçte kendilerine düşenin İslam'ı bir çatışma unsuru haline getirmek isteyenlere fırsat vermeden, rahmet dinini doğru şekilde anlatmak için yardımlaşmak olduğunu dile getirdi.
Keleş, Fetva Meclisi'nin Sahabe-i Kiram'ın ve müctehid imamların izlediği yolu takip ederek şeri meselelerde hükme ulaşabilmek için birbirine destek olarak ve istişarelerde bulunarak cevaplar üretmeye çalışacağını bildirdi.
Hırvatistan İslam Birliği Başkanı Aziz Efendi Hasanoviç, Fetva Meclisi'nin önemine dikkati çekerek Diyanet İşleri Başkanı Görmez'e teşekkür etti. Hasanoviç, kurulan bu yeni meclisin ümmet için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Ahmet Yaman, Avrasya İslam Şurası'nın dokuzuncu toplantısında üye ülkelerin tamamının ittifakıyla Fetva Meclisi'nin kurulmasına karar verildiğini belirterek şunları kaydetti:
'Belli bir usule göre üretilmesi gereken ve belli bir disipline sahip olması vacip olan fetva işlemi, maalesef siyasi, dini, meşrebi birtakım dünyevi maksatların gerçekleştirilebilmesi için İslam dünyasında araçsallaştırılmaya başlanmıştır. Buna bir de aslına layık olmadığı halde üstlendiği bazı dini vasıfların arkasına da sığınarak kendi dünyalarında olanı fetva olarak insanlara vermeye çalışan bazı bahtsızların yaptığı faaliyetleri de ekleyince önümüzde aşılması gereken büyük bir fetva krizinin olduğu görülecektir.'
Kaynak: AA
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisi kuruluş toplantısına katıldı. Avrasya İslam Şurası üyesi 32 ülkeden katılımcıların hazır bulunduğu toplantı, Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Fikret Gül'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Aynı zamanda Avrasya İslam Şurası Başkanlığını da yürüten Görmez, 'Avrasya İslam Şurası'nın son toplantısında, yaşadığımız fetva kargaşasını önlemek için Din İşleri Yüksek Kurulu'nun öncülüğünde Avrasya ülkelerindeki bütün dini müesseselerin fetva heyetleriyle bir araya gelerek bir ortak Fetva Meclisi oluşturulması yönünde bir ortak karar çıktı. Bugün bu ortak kararın gereği olarak Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Avrasya İslam Şurası Fetva Meclisini oluşturdu.' dedi.
- 'Alimler topluluğunun, üç vazifeyi eda konusunda eksiklikleri var'
Bütün alimlerin üç büyük vazifesi olduğunu ifade eden Görmez, bunların İslam ilim mirasını kendi çağına ve gelecek kuşaklara aktarmak, asrın İslam'a yönelik bütün meydan okumalarına ilim ve hikmetle karşı koyarak engellemek, bu asırda ortaya çıkan bütün yeni problemlerin Kur'an ve sünnet süzgecinden geçirilerek çözüme kavuşturulması olduğunu söyledi.
Bu çağda alimler topluluğunun, bu üç vazifeyi yerine getirme konusunda eksiklikleri olduğunu dile getiren Görmez, şöyle devam etti:
'Hem ilim hem fetva hem içtihat mirasımızı, Kur'an ve sünnet mirasını güncelleyerek bugüne taşıma konusunda zaafa düştük. Çağın meydan okumalarına karşılık verme noktasında büyük problemler yaşadık. Bu problemleri yaşarken, hepimizi çok daha büyük problemler kuşattı. Yeni ortaya çıkan meseleleri de İslam'ın usulüne uygun olarak çözüme kavuşturulması noktasında zayıf kaldık.'
Bir fetva kargaşası ortaya çıktığına işaret eden Görmez, fetvaya ehil olmayan bütün insanların sosyal medya marifetiyle insanları dalalete sevk etmeye başladığını aktardı. Görmez, 'Kişisel fetvaların bir değer kazanmayacağı yönünde kanaatler ortaya çıktı. Bütün bunlar, alimlerin bir araya gelerek ilimlerini, hikmetlerini birleştirerek fetva meclisleri oluşturmasını farklı branşlardan farklı ilim adamlarının bir araya gelerek meseleleri birlikte müzakere etmelerini adeta bir zorunluluk haline getirmiştir. İşte Avrasya İslam Şurası bu sebeple bu meclisin oluşmasına karar vermiştir.' değerlendirmesini yaptı.
- 'En büyük kargaşa usul ve usulsüzlük'
Görmez, şu görüşleri dile getirdi:
'Asırlar önce üretilmiş çözümler, bize ışık tutmakla birlikte bugünü dikkate almadan, çağı dikkate almadan, 5-10 asırlık mesafeyi dikkate almadan aynen bugüne taşımanın fetva olamayacağı sözlük manasından dahi çok açık ve net olarak anlaşılmaktadır. İçtihattaki cet ve gayret ile fetvadaki feta, güç ve kuvvet birleştiği zaman ancak biz bugünün sorunlarına cevap verebiliriz. Bugünün sorunlarını Kur'an ve sünnet ölçeğinde çözme imkanına sahip olabiliriz.'
Fetva konusunda yaşanan sıkıntıyı, sorunların çözümünde tıbba başvurmak yerine eczaneye gidilip rastgele ilaç seçmeye benzeten ve o ilacın tedavi etmeyeceğini vurgulayan Görmez, şunları söyledi:
'Herhangi birisinin, hadis mirası içinde bir hadisi seçerek fetvasını o hadis üzerine bina etmesi, Kur'an'ın, sünnetin bütünlüğünü yok sayarak Kur'an'la sünnet, İslam'la hayat, akılla vahiy arasındaki ilişkiyi yok sayarak fetva vermesi bugün alemi İslam'ın içine düştüğü sebeplerden bir tanesidir. Bunun farkında olmalıyız. Usul çerçevesinde hadis ve fıkıh mirasımızı birlikte ele alarak meseleleri ele alma mecburiyetimiz var.'
Müslümanların azınlık olarak yaşadığı ülkelerde çok daha büyük sıkıntılar olduğunu hatırlatan Görmez, 'Biz her ülkeyi biricik kabul ederek, her ülkenin yaşadıklarını dikkate alarak vermek zorundayız. Fetva verilirken müstefidin yaşadığı ülkesi, şehri sorulmadan fetva verilemeyeceği yönünde bir görüş vardır.' dedi.
Görmez, katılımcılardan, kuruluş toplantısında Fetva Meclisi'nin kaç ayda bir toplanacağı, hangi ilke ve esaslar çerçevesinde müzakerelerini yapacağı, fetva dili ve üslubunun ne olacağı konusunda ortak bir karara varılmasını istedi.
- 'Bize düşen rahmet dinini doğru şekilde anlatmak'
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş, atılan bu adımın son derece mütevazi olduğunun farkında olduklarını ifade ederek İslam'ı doğru şekilde anlatmak için yardımlaşmak ve dayanışmak için karar verecekleri bir gün olduğunu söyledi.
İslam dünyasının zor bir süreçten geçtiğini anlatan Keleş, bu zor süreçte kendilerine düşenin İslam'ı bir çatışma unsuru haline getirmek isteyenlere fırsat vermeden, rahmet dinini doğru şekilde anlatmak için yardımlaşmak olduğunu dile getirdi.
Keleş, Fetva Meclisi'nin Sahabe-i Kiram'ın ve müctehid imamların izlediği yolu takip ederek şeri meselelerde hükme ulaşabilmek için birbirine destek olarak ve istişarelerde bulunarak cevaplar üretmeye çalışacağını bildirdi.
Hırvatistan İslam Birliği Başkanı Aziz Efendi Hasanoviç, Fetva Meclisi'nin önemine dikkati çekerek Diyanet İşleri Başkanı Görmez'e teşekkür etti. Hasanoviç, kurulan bu yeni meclisin ümmet için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Ahmet Yaman, Avrasya İslam Şurası'nın dokuzuncu toplantısında üye ülkelerin tamamının ittifakıyla Fetva Meclisi'nin kurulmasına karar verildiğini belirterek şunları kaydetti:
'Belli bir usule göre üretilmesi gereken ve belli bir disipline sahip olması vacip olan fetva işlemi, maalesef siyasi, dini, meşrebi birtakım dünyevi maksatların gerçekleştirilebilmesi için İslam dünyasında araçsallaştırılmaya başlanmıştır. Buna bir de aslına layık olmadığı halde üstlendiği bazı dini vasıfların arkasına da sığınarak kendi dünyalarında olanı fetva olarak insanlara vermeye çalışan bazı bahtsızların yaptığı faaliyetleri de ekleyince önümüzde aşılması gereken büyük bir fetva krizinin olduğu görülecektir.'