'Aydede Yüzü', 'Cushing'in Habercisi Olabilir
Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Kadıoğlu: 'Kiloda aşırı ve kontrolsüz artışın yanı sıra, tıpta 'aydede yüzü' olarak tanımlanan yuvarlak bir yüz şeklinin oluşması, adet düzensizliği, deride ezik ve kanama gibi durumlar Cushing hastalığının belirtileri arasındadır' 'Hastalığa klinik ve laboratuvar testleriyle tanı konulabilmektedir. Bedende ani ve gözle görülür boyutta değişimlerin gözlenmesi durumunda hastalıktan şüphelenmek gerekmektedir' 'Bu hastalıkta da tedavisinin en önemli adımını erken tanı oluşturuyor. Tanının geciktiği durumlarda ölüm riskini de beraberinde getiren hastalığın sonuçlarından, düzenli kontrol ve disiplinler arası çalışan bir ekip yardımıyla korunulabilir'
HATİCE ŞENSES - İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji-Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Pınar Kadıoğlu, kiloda aşırı ve kontrolsüz artışın yanı sıra, tıpta 'aydede yüzü' olarak tanımlanan yuvarlak bir yüz şeklinin oluşmasıyla, adet düzensizliği, deride ezik ve kanama gibi durumların Cushing hastalığının belirtileri arasında yer aldığını bildirdi.
Kadıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bedeninde ve kan şekerinde ani değişimler gözlemleyen herkesin endokrinoloji uzmanına görünmesi gerektiğini söyledi.
İhmal edilmesi durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen Cushing hastalığına dair farkındalığın artırılması amacıyla tüm dünyada 8 Nisan'ın 'Dünya Cushing Hastalığı Farkındalık Günü' olarak kabul edildiğini dile getiren Kadıoğlu, sorunun böbreküstü bezleri tarafından salgılanan kortizol hormonunun normalden fazla seviyede ve kontrolsüz salgılanması sonucunda ortaya çıktığını söyledi.
Prof. Dr. Kadıoğlu, 'Her yıl milyonda 2 veya 3 kişiyi etkileyen ve tedavisinin geciktiği durumlarda başta hipertansiyon, kısırlık ve kemik erimesi olmak üzere farklı ve ciddi sağlık sorunlarına yol açan hastalık, ilerleyen vakalarda ise ölüme yol açabiliyor.' dedi.
Cushing hastalığıyla, Cushing sendromunun birbirine karıştırılmaması gerektiğine işaret eden Kadıoğlu, 'Cushing hastalığı hipofiz bezindeki tümörden kaynaklanır. Cushing sendromu ise kortizolün yüksek olduğu tüm sebepleri ifade eder. Tedavi amaçlı dışarıdan kortizon kullanımı, Cushing sendromunun en sık sebebidir.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Cushing'in risk grubu orta yaş'
Prof. Dr. Kadıoğlu, hastalığın belirtilerine de değinerek, şunları kaydetti:
'Kiloda aşırı ve kontrolsüz artışın yanı sıra, tıpta 'aydede yüzü' olarak tanımlanan yuvarlak bir yüz şeklinin oluşması, adet düzensizliği, deride ezik ve kanama gibi durumlar Cushing hastalığının belirtileri arasındadır. Hastalığa klinik ve laboratuvar testleriyle tanı konulabilmektedir. Bedende ani ve gözle görülür boyutta değişimlerin gözlenmesi durumunda hastalıktan şüphelenmek gerekmektedir. Boynun altında oluşan yağ kitlesi, kan şekerinde yükseliş gibi belirtilerle karşılaşanlar mutlaka bir endokrinoloji uzmanına başvurmalıdır. Öte yandan hastalığın risk grubuna girenler arasında daha çok orta yaş grubundaki insanlar yer alıyor.'
Ayrıca, sorunun tedavisi mümkün olan bir hastalık olduğuna dikkati çeken Kadıoğlu, son yıllarda gündeme gelen 'tükürük kortizolu' yönteminin, tanıda etkili bir yöntem olarak öne çıktığını aktardı.
Kadıoğlu, iyi huylu olan hipofiz tümörünün klinik testler sonucunda tespit edilmesi durumunda, cerrahi operasyonla alınması gerektiğinin altını çizerek, aşırı kortizol salımının cerrahiyle durdurulamadığı durumlarda, salımı önleyecek başka tedaviler uygulanması gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Pınar Kadıoğlu, 'Cerrahi bazen sonuç vermeyebilir. Bu durumda söz konusu tümörleri etkisiz hale getiren ilaç tedavisi veya radyoterapi, tedaviye eklenebilir. Bu hastalıkta da tedavisinin en önemli adımını erken tanı oluşturuyor. Tanının geciktiği durumlarda ölüm riskini de beraberinde getiren hastalığın sonuçlarından, düzenli kontrol ve disiplinler arası çalışan bir ekip yardımıyla korunulabilir.' diyerek, sözlerini tamamladı.
Kaynak: AA
Kadıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bedeninde ve kan şekerinde ani değişimler gözlemleyen herkesin endokrinoloji uzmanına görünmesi gerektiğini söyledi.
İhmal edilmesi durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen Cushing hastalığına dair farkındalığın artırılması amacıyla tüm dünyada 8 Nisan'ın 'Dünya Cushing Hastalığı Farkındalık Günü' olarak kabul edildiğini dile getiren Kadıoğlu, sorunun böbreküstü bezleri tarafından salgılanan kortizol hormonunun normalden fazla seviyede ve kontrolsüz salgılanması sonucunda ortaya çıktığını söyledi.
Prof. Dr. Kadıoğlu, 'Her yıl milyonda 2 veya 3 kişiyi etkileyen ve tedavisinin geciktiği durumlarda başta hipertansiyon, kısırlık ve kemik erimesi olmak üzere farklı ve ciddi sağlık sorunlarına yol açan hastalık, ilerleyen vakalarda ise ölüme yol açabiliyor.' dedi.
Cushing hastalığıyla, Cushing sendromunun birbirine karıştırılmaması gerektiğine işaret eden Kadıoğlu, 'Cushing hastalığı hipofiz bezindeki tümörden kaynaklanır. Cushing sendromu ise kortizolün yüksek olduğu tüm sebepleri ifade eder. Tedavi amaçlı dışarıdan kortizon kullanımı, Cushing sendromunun en sık sebebidir.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Cushing'in risk grubu orta yaş'
Prof. Dr. Kadıoğlu, hastalığın belirtilerine de değinerek, şunları kaydetti:
'Kiloda aşırı ve kontrolsüz artışın yanı sıra, tıpta 'aydede yüzü' olarak tanımlanan yuvarlak bir yüz şeklinin oluşması, adet düzensizliği, deride ezik ve kanama gibi durumlar Cushing hastalığının belirtileri arasındadır. Hastalığa klinik ve laboratuvar testleriyle tanı konulabilmektedir. Bedende ani ve gözle görülür boyutta değişimlerin gözlenmesi durumunda hastalıktan şüphelenmek gerekmektedir. Boynun altında oluşan yağ kitlesi, kan şekerinde yükseliş gibi belirtilerle karşılaşanlar mutlaka bir endokrinoloji uzmanına başvurmalıdır. Öte yandan hastalığın risk grubuna girenler arasında daha çok orta yaş grubundaki insanlar yer alıyor.'
Ayrıca, sorunun tedavisi mümkün olan bir hastalık olduğuna dikkati çeken Kadıoğlu, son yıllarda gündeme gelen 'tükürük kortizolu' yönteminin, tanıda etkili bir yöntem olarak öne çıktığını aktardı.
Kadıoğlu, iyi huylu olan hipofiz tümörünün klinik testler sonucunda tespit edilmesi durumunda, cerrahi operasyonla alınması gerektiğinin altını çizerek, aşırı kortizol salımının cerrahiyle durdurulamadığı durumlarda, salımı önleyecek başka tedaviler uygulanması gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Pınar Kadıoğlu, 'Cerrahi bazen sonuç vermeyebilir. Bu durumda söz konusu tümörleri etkisiz hale getiren ilaç tedavisi veya radyoterapi, tedaviye eklenebilir. Bu hastalıkta da tedavisinin en önemli adımını erken tanı oluşturuyor. Tanının geciktiği durumlarda ölüm riskini de beraberinde getiren hastalığın sonuçlarından, düzenli kontrol ve disiplinler arası çalışan bir ekip yardımıyla korunulabilir.' diyerek, sözlerini tamamladı.