AA'nın Kurulduğu Tarihi Mekana Yılda 10 Bin Ziyaretçi

Anadolu Ajansının 97 yıl önce faaliyete geçtiği, o dönemde Mustafa Kemal Paşa'nın karargah olarak kullandığı, bugünkü Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünde bulunan 'Atatürk Odası'nı her yıl yaklaşık 10 bin kişi ziyaret ediyor Meteoroloji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Aydın: 'AA'nın faaliyete geçtiği, Misakı Milli'nin belirlenmesi, o dönemdeki isyanların bastırılması gibi tarihi kararların alındığı binayı, halen Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak kullanıyoruz' 'Binanın ikinci katında bulunan, Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışmak için kullandığı odada, Atatürk'ün masası, yeşil perdeler, yöresel halı ve soba, o döneme ait orijinal eşyalar bulunuyor. Atatürk'ün anısına bu oda muhafaza edilerek halka açık tutuluyor'

YASEMİN KALYONCUOĞLU/ZEHRA AYDIN - Anadolu Ajansının faaliyete geçtiği, Kurtuluş Savaşı sürecinde birçok önemli kararın alındığı Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğündeki 'Atatürk Odası'na her yıl yaklaşık 10 bin kişi ziyarette bulunuyor.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Meteoroloji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Erol Aydın, AA muhabirine, müdürlüklerinde bulunan, Anadolu Ajansının kuruluş çalışmalarının yapıldığı ve Kurtuluş Savaşı'nın yol haritasının çizildiği, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışma odasına ilişkin bilgi verdi.

AA'nın kuruluşunun 97. yıl dönümünü kutlayan Aydın, 'AA'nın kuruluş çalışmalarının yapıldığı mekan, 1952'den beri 'Atatürk Odası' ismiyle müze olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda bu odanın bulunduğu mekan, 1907-1908'de kullanılmaya başlanmış ve Milli Mücadele'nin yönetildiği mekan haline getirilmiştir.' şeklinde konuştu.

Milli Mücadele ile ilgili temel eserlerde, savaş döneminde odanın ve binanın kullanımına ilişkin bilgilere eriştiklerini ifade eden Aydın, Sivas Kongresi'nden sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ziraat Mektebi olarak kullanılan iki katlı taş binada çalıştığını anlattı.

Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

'AA'nın faaliyete geçtiği, Misak-ı Milli'nin belirlenmesi, o dönemdeki isyanların bastırılması gibi tarihi kararların alındığı binayı halen Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak kullanıyoruz. Binanın ikinci katında bulunan, Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışmak için kullandığı odada, Atatürk'ün masası, yeşil perdeler, yöresel halı ve soba, o döneme ait orijinal eşyalar bulunuyor. Atatürk'ün anısına bu oda muhafaza edilerek, halka açık tutuluyor. Odaya yoğun ilgi gösteriliyor. Her yıl yaklaşık 8-10 bin kişi burayı ziyaret ediyor.'

- Binanın tarihçesi

Sivas Kongresi'nden sonra kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi Ankara'ya gitmeye karar verir. Heyet-i Temsiliyenin, çalışmalarını Ankara'da sürdüreceği haberi üzerine, bunun için, Keçiören tepelerinin yamacında, Çubuk Çayı'na bakan iki katlı taş bina olarak inşa edilen eski Ziraat Mektebi seçilir.

Ankara'ya 27 Aralık 1919'da gelen Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, Hükümet Konağı'nda bir süre dinlendikten sonra, kendileri için hazırlanan bu binaya yerleşir ve 5 aya yakın süre burada kalarak tüm çalışmalarını yürütür.

Bu dönemde, Mustafa Kemal Paşa'nın hem karargahı hem de ikametgahı olan eski Ziraat Mektebi (bugünkü Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü binası) tüm ülkenin ve Milli Mücadele'nin yönetildiği yer ve yeni Türkiye'nin kalbi olur.

- Halide Edip'in anılarında Anadolu Ajansı

Anadolu Ajansının kurucularından Halide Edip Adıvar'ın 'Türk'ün Ateşle İmtihanı' eserinde, karargah olarak kullanılan ve AA'nın kuruluş çalışmalarının yürütüldüğü mekanla ilgili bilgiler yer alıyor.

AA'nın kuruluş aşamasında, Mustafa Kemal Atatürk ile karargah olarak kullanılan Ziraat Mektebi'nde görüştüklerini belirten Adıvar, eserinde şu ayrıntıları aktarıyor:

'Öğleden sonra beni karargaha götürmek için bir araba geldi. İşte bu yer, yeni bir hükümeti ve yeni cumhuriyeti yaratacak binaydı. Bu bina Ankara'nın kuzeyinde bir sürü sırtlardan birinin tepesinde yapılmış bir taş binaydı. Bunu vaktiyle ittihatçılar Ankara'da Ziraat Okulu olarak kurmuşlardı. Sol yanındaki vadide de Numune Çiftliğini ve ona gereken binaları yaptırmışlardı. Şimdi, okul kullanılmadığı için çiftlikte kalan öğrenci yoktu. Ve bize orada yer vereceklerdi.

Araba güçlükle sırtın tepesine tırmandı. Binanın önünde iki asker nöbet bekliyordu. Loş antreye açılan koridorlar vardı. Beni yukarıya bir çavuş çıkardı. Geniş ve aydınlık bir odaya girdim. Kapıyı açınca, Mustafa Kemal Paşa ve diğer birkaç kişinin tarihsel bir rol oynayacakları sahneye girdim gibi geldi. Mustafa Kemal Paşa, Adnan ve Cami Bey ile görüşüyordu. Kapının önüne kadar geldi, elimi öptükten sonra, sedire karşılıklı oturduk.

Konuşmaya, yoldaki izlenimlerimi sormakla başladı. Ben gerek yoldaki, gerek o sabah kadınlarla konuşmamı hatırlayarak hemen Yunus Nadi Bey ile yolda konuştuğumuz ajans sorununu açtım. Ne dış dünya ne memleketin içi milli hareketin manasını anlamamışlardı. Çünkü bu hususta haber almıyorlardı. Buna Yunus Nadi Bey ile Anadolu Ajansı olarak başlamayı konuştuğumuzu anlattım. İsteklerimiz, bu ajans haberlerini telgrafhanesi olan her yere göndermek ve olmayan yerlerde de camilere ilan halinde yapıştırmaktı. Bundan başka da dünyanın ne düşündüğünü anlamak için İngilizce ve Fransızca gazetelerin en mühimlerini zamanında getirtmekti.'

Kaynak: AA