20. Araştırma Zirvesi

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik: “Türkiye'nin küresel ölçekte rekabet eden, bölgesinde ve dünyada refah toplumu olarak referans niteliği taşıyan bir ülke olması için çalışmaya, üretmeye, yatırım yapmaya, istihdam yaratmaya devam edeceğiz” 'Kurumları başarılı kılan, kültürel mirasa sahip çıkıp onu yeni değerlerle besleyebilme becerisidir'.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, 'Türkiye'nin küresel ölçekte rekabet eden, bölgesinde ve dünyada refah toplumu olarak referans niteliği taşıyan bir ülke olması için çalışmaya, üretmeye, yatırım yapmaya, istihdam yaratmaya devam edeceğiz.' dedi.

Bilecik, Türkiye Araştırmacılar Derneğinin (TÜAD) '20/20 Araştırma ile Keskin Görüş' temasıyla düzenlediği 20. Araştırma Zirvesinin açılışındaki konuşmasında, bu yılki temanın keskin bakışın iş dünyasıyla son derece iç içe olduğunu zarif bir şekilde işaret ettiğini söyledi.

Araştırmaların kusursuz analizlere ışık tuttuğunu ve değişimlerin öncüsü olduğunu kaydeden Bilecik, kültürel miras ve başarıya ilişkin, 'Mirasın da başarının da odağında insan faktörü var. Kültürümüz, isimlerimiz, cinsiyetimiz, inancımız ne kadar farklı olursa olsun hepimizin ortak noktası insan olmamız. İki insan bir araya geldiğinde, karşılaşan, tanışan başlangıçta fiziksel özellikler olsa da, biraz zaman geçtiğinde karakterler devreye girer. Deneyimler, fikirler, zeka çarpışmaya başlar. Biz, isimlerimizden bağımsız olarak genetik özelliklerimizin, ailemizin bize aşıladığı değerlerin, aldığımız eğitimlerin ve yaşadığımız deneyimlerin birer toplamıyız. Aldığımız tüm kararlarda, söylediğimiz tüm sözlerde bu unsurların birkaçının ya da tamamının, bizim irademizin arka planında adeta bağımsız birer saat gibi çalıştığını görebiliyoruz. Ben bunu kültürel miras olarak ifade ediyorum.' diye konuştu.

Bilecik, kültürel mirası, insanı tanımlayan temel özelliklerden biri olarak gördüğünü, tıpkı insanlarda olduğu gibi, kurumları kurum yapanın da sicil gazetelerine yazılan cümleler, fiziksel bir mekan, kağıda dökülmüş değerlerden çok daha fazlası olan kültürel miras olduğunu ifade etti.

Kurum ömrünün insan ömründen çok daha fazla olması sebebiyle kültürel mirasın daha fazla hissedildiğini dile getiren Bilecik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Her kurum, kurulduğu tarihten bu yana edindiği deneyimlerin, geçirdiği süreçlerin, DNA’sına işlenen kültür kodlarının birer toplamıdır. Kurumları başarılı kılan, kültürel mirasa sahip çıkıp onu yeni değerlerle besleyebilme becerisidir. Kültürel mirasın en önemli unsuru olarak gördüğüm kurumsal hafızayı bu yönden kurumların bilinçaltı olarak tanımlayabiliriz. Bu hafıza anında bilgiye dönüştürülebilen veriler, anında harekete dönüşebilen deneyimlerle ne kadar iyi beslenirse ve ne kadar iyi işlenirse bir kurum da o kadar dinamik, o kadar kalıcıdır. Kültürel mirasımızın, bu yönüyle bizim hazinemiz ve en değerli varlığımız olduğunu samimiyet ve inançla söyleyebilirim.'

- 'Kurumları geleceğe taşıyan kültürel miraslarıdır'

Erol Bilecik, içinde bulunulan küreselleşme çağında, bağımsız ve izole bir kültürel mirastan bahsedilemeyeceğini, kültürel mirasın evrensel hale geldiğini, insanlığın ortak mirası olduğunu kaydetti.

Kültürel mirasın yaşamdan beslendiği, yaşamı da beslediğini belirten Bilecik, 'Yaşayan ve yaşatan birikimlerimizdendir. Sahip çıktığımız ve hatta üzerine sürekli koymaya devam ettiğimiz kültürel mirasımız sosyal kalkınmaya da destek olacak, geleceğimizi doğru ve sağlam kurmamızı sağlayacaktır. Hepimiz ülkemiz kalkınsın, gelişsin istiyoruz. Daha müreffeh, her açıdan en ileri gelen ülkelerden biri olmayı hepimiz arzu ediyoruz. Bunun için potansiyelimiz de fazlasıyla mevcut. Bu potansiyelimizin en önemli dayanaklarından birisi tabii ki kültürel mirasımızdır.' değerlendirmesinde bulundu.

Bilecik, kurumları ayakta tutan ve geleceğe taşıyanın kültürel mirasları olduğunu, kültürel mirasın ana kaynaklarının da bilgi ve veri olduğunu bildirdi.

Günümüzde her şeyin yüksek bir hızda aktığına dikkati çeken Bilecik, 'Yenilikleri ucundan tutamayan yok oluyor. İnovasyon ve girişimcilik hızla yol alıyor. Şu anda insanların sahip olduğu mesleklerin bir bölümünün aynı şekliyle gelecekte var olmayacağından bahsediliyor. Kültürel mirasımıza sahip çıkarken, aynı zamanda evrensel kabul edilen tüm değerleri dahil etmeliyiz. Bu mirasımızı sahiplenip, kazandıklarımızla oluşturduklarımızı özümseyip, gitmemiz gereken yönü doğru şekilde tasarlayarak yola çıkmalıyız. Geçmişten geleceğe bir bağ kurmalı, kurumsallaşmalı, süreklilik sağlamalıyız. Sürekliliğin anahtarı da kültürel bir sermaye, bir miras oluşturmakta ve bunu profesyonelce yönetmektedir.' ifadelerini kullandı.

Bilecik, bir kurumda kültürel mirası konuşurken hem kurumun vizyonu ve misyonu, hem kuruluş değerleri ve hedefleri, hem de işleyiş olarak geniş açıdan bakmak gerektiğine belirtti.

TÜSİAD’ın kurumsal kültürel mirasının her zaman savunduğu değerler olduğunu vurgulayan Bilecik, şunları kaydetti:

'600 bireysel üyemiz ve onların temsil ettiği ve kamu dışı katma değerin yarısını oluşturan yaklaşık 4000 şirketimiz ile ülkemiz için sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Türkiye'nin küresel ölçekte rekabet eden, bölgesinde ve dünyada refah toplumu olarak referans niteliği taşıyan bir ülke olması için çalışmaya, üretmeye, yatırım yapmaya, istihdam yaratmaya devam edeceğiz. Hiç şüphem yok ki, TÜSİAD kurumsallaşmış sağlam bir kültürel mirasın önemi ve etkisi konusunda iyi bir örnek olma çabasını hep sürdürecektir.'

Araştırma sektörünü paydaşlarıyla İstanbul’da buluşturan zirve, TRT Yayın Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, TRT Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurulu Başkanı Ahmet Akçakaya ve Arçelik Pazarlama Direktörü Mehmet Tüfekçi gibi isimlerin katılımıyla yarın da devam edecek.

Kaynak: AA