Maliye Bakanı Naci Ağbal 16 Nisan Referandumu İle İlgili Olarak Açıklaması

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 16 Nisanda yapılacak olan “anayasa değişiklik referandumu”nun önemine değinerek, “Bu adımı hep beraber atacak olursak, ondan sonra gerçekten Türkiye hak ettiği noktalara çok daha rahat gelecektir. İnşallah hep beraber barış içinde, kardeşlik içinde, birlik ve beraberlik içinde bir halk oylaması olur” dedi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal 16 Nisan Referandumu İle İlgili Olarak Açıklaması
Maliye Bakanı Navi Ağbal, çeşitli temaslar bulunmak üzere geldiği Afyonkarahisar’da, Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser’i ziyaret etti. Ardından ATSO’da gerçekleştirilen toplantıda iş adamları ve sanayicileri ile bir araya geldi. Bakan Ağbal’a burada Afyonkarahisar Aziz Yıldırım, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Başkan Serteser, ATSO Meclis Başkanı Mehmet Sıtkı Merdivenci eşlik etti. Toplantının açılışında konuşan Bakan Ağbal, konuşmasına Afyon’un Türkiye ekonomideki yerinden bahsederek başlayarak, kentin önemli sektörlerde doğru yatırımlar yaptığını vurguladı. Bakan Ağbal, “Afyon özellikle son 14 yıldır hem ekonomik olarak hem de sektörel anlamda kaydettiği gelişme gerçekten çarpıcı büyüyen gelişen Türkiye ekonomisi içerisinde afyon fırsatlarını çok iyi kullanmış şehrin avantajların fırsata dönüştürmüş. Afyon en takdir edilmesi gereken yönü özellikle seçtiği sektörleri çok doğru bir tercih ile seçmiş olması ve paydaşların uyum içerisinde çalışabilmesi de ayrıca çok önemli bir oldu” diye konuştu.

“Krizlerin ekonomik olarak ortaya çıkmasına rağmen altını kaldırdığımızda bunların arkasında siyasi krizleri görüyoruz”

Konuşmasında Türkiye’nin daha önceki dönemlerde yaşadığı ekonomik krizlere değinen Bakan Ağbal, ayrıca ülkede yaşanan reformların da krizlerinde ardından yaşandığını da işaret etti. Bakan Ağbal konuşmasına şöyle devam etti:

“Ekonomide büyüme ve büyümenin kalitesi artsın istiyoruz. Büyüme ile birlikte hem eğitim, hem temel alt yapı, hem de inavasyonda daha fazla geleceğe yatırım yapmak istiyoruz. Bunu da yapabilmenin yolu her bakımdan ülkede siyasi istikrarın, ekonomik istikrarın yakalanması. 1990’lı yıllarla dönüp baktığımız 12 yıllık bir süreç var. 94’te bir kriz yaşanmış, 96’da ikinci bir kriz, 98’de bir kriz, 2001’de bir kriz arka arkaya krizler. Bu krizlerin ekonomik olarak ortaya çıkmasına rağmen altını kaldırdığımızda bunların arkasında siyasi krizleri görüyoruz. Zayıf siyaset, kırılgan siyaset, düşük hükümet süreleri ne yapıyor tüm bunlar içerisinde adeta reformlar bekliyor. Biz ne zaman reformlara başladık? Artık iflasın eşiğine geldiğimiz zaman başladık. 2001 ekonomik krizi Türkiye’de bir çok reformun yapılmasına da öncülük etti. Ama bu ülkede reformların yapılması için illa ekonomik krizleri üretecek siyasi bir atmosferi de taşımak zorunda değil. Onun için siyasi istikrar ve siyasetin işleri daha iyi gitmesi ekonomik büyümeye gerçekten önemli katkılar sağlıyor. Bir ülkede büyümeyi belirleyen faktörlerden birisi o ülkede yapılan özel sektör yatırımları ve o ülkeye gelen sermaye tutarı. 1990’lı yıllara bakıldığında ülkeye gelen yıllık yabancı sermaye tutarı ortalama 1 milyar dolar. Bugün yerine göre tek bir yatırım ile Türkiye’ye 1 milyar dolar yatırım çekebiliyoruz. Son 14 yılda Türkiye’ye gelen yıllık ortalama yabancı sermaye tutarı 13-14 milyar dolar. Neden? İstikrara var, Türkiye’nin dışa açılan bir politikası var, Türkiye’nin bu bölge içerisinde oluşturduğu bir çekim merkezi olma özelliği var. Dolayısı ile biz işimizi doğru ve sağlam yaparsak iyi işler yaparsak her bakımdan ülkenin önü açık gelişebilir. Onun için diyoruz ki gelin ekonomide son 14 yılda yaşanan olumlu gelişmeyi, grafiği geleceğe taşıyalım.”

“Yaşanacak referandum futbol maçına benzer”

Bakan Ağbal, referandum ile halkın yüzde 50’sinden fazlasının desteğini alanın iktidara geleceğini 5 yıl boyunca kesintisiz hizmet üretme şansının olacağını dile getirdi. Yaşanacak referandumu bir futbol maçına benzeten Bakan Ağbal, “kim iyi oynarsa o kazanacak” dedi.

Ağbal, yeni sistemle siyasetin daha geniş kitlelere ulaşacağını kaydederek, “Yeni sistem Türkiye’nin ileriye dönük reformlarının yapılabilmesinin önünü açacak. Yüzyıllardır geçmişi de biliyorum. Hükümetlerin ömrü kısaysa, kısa ömürlü ülkeler hükümetler memleketim temel sorunlarına değinemiyor. Onlara ulaşamıyor. Yani biz 2008 de sosyal güvenlik reformunu yaptık son derece önemli bir reform. Ama o zaman ileriye dönük çok ciddi bir özgürlük vardı. Kamu reformu yönünde yatırımlar yaptık. İşgücü piyasası reformları yaptık. Kamu maliyesi alanında hiç daha önce konuşulamayan konularda reformlar yaptık. Bugünkü sistemden çok daha güçlü bir siyasi anlayış taşıyacak bir sistemi getiriyoruz. O zaman ne olacak artık sorunlar halının altına süpürmek olmayacak. Nasıl olsa iki sene sonra ben giderim bunu gelen halletsin denilemeyecek. 5 yıl boyunca seçim yok. Yüzde 50’den fazla halk desteği var. Böyle bir hükümete sorarlar daha ne istiyorsun diye. Senin önünde 5 yıl var, 5 yıl boyunca yüzde 50’den fazla doğrudan milletten vekalet almışsın, o zaman memleketi sorunlarını çöz” şeklinde konuştu.

“Dünya Ekonomi Ligi’nin, Süper Ligine çıkacağız”

Referandum ile önemli bir eşiğin aşılacağını anımsatan Bakan Ağbal, “Yani bugün Türkiye 2002 yılında 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara geldi 3 kat artık 14 yılda kişi başına milli düşen gelir. Türkiye’nin gelebileceği son nokta 11 bin dolar değil, biz onun için önümüzde bir hedef koyduk. Dedik ki Türkiye’nin aslında orta vade de gelmesi gereken nokta 250 bin dolar kişi başı milli gelir. Bu önemli bir eşik önemli bir sıçrama şu an da biz 11 bin 12 bin dolar civarındayız. 12 bin 400 doları geçersek üst gelir grubu ülkeler arasında gireceğiz. Dünya Ekonomi Ligi’nin, Süper Ligine çıkacağız. Tam eşikteyiz. Gelin hep beraber bu işi yapalım. 16 Nisan’da bu referandumda evet çıkarsa, evet olması zaten bizzat kısa vadede ekonomi ile ilgili bütün tahminleri ve beklentileri olumlu etkileyecek. Referandumdan ‘evet’ çıkarsa Türkiye’nin siyasi iktidar istikrarı noktasında son derece orta ve uzun vadede yepyeni bir öngörülebilirlik sağlanacak” dedi.

“16’sı önemli bir adım”

Referandumun Türkiye için önemli bir sıçrama tahtası olacağını ve referandumun gözlerde büyütülmesi gerektiğini ifade eden Bakan Ağbal, “2004 yılında AB ile müzakerelerini konuşuyorduk. Bu 16 Nisan referandumu sonucu itibariyle Türkiye’yi bir anda yukarılara çıkacağız Onun için inşallah Türkiye ekonomisinde yakaladığımız bu başarıyı 14 yıllık büyüme hikayesi ne Türkiye’nin her alanında kaydettiği gelişmeleri önümüzdeki döneme çok da hızlandırarak gireceğiz. 16 Nisan’ı gerçekten gözümüzde büyütelim. 16’sı önemli bir adım. Bu adımı hep beraber atacak olursak, ondan sonra gerçekten Türkiye hak ettiği noktalara çok daha rahat gelecektir. İnşallah hep beraber barış içinde, kardeşlik içinde, birlik ve beraberlik içinde bir halk oylaması olur. Neticesinin olumlu olması ülkemin önümüzü açacak bunda hiçbir tereddüt yok. Ondan sonra ekonomi gündemi gündemin ilk sırasına gelecek. Son bir kaç yıldır ister istemez arka arkaya gelen siyasi gelişmeler, siyaseti gündemin birinci sırasına oturttu. Halbuki bizim ülke olarak ihtiyacımız olan aslında ekonomi gündemi 1 sırasına oturmak. Bunu şuradan da ölçü olarak vereyim son bir yıldır meclisten olağanüstü yasalar geçirdik. Reform sayılmayacak bir çok kanun geçirdik. Fakat gündem siyasetle o kadar dolu ki, yapmış olduğumuz düzenlemeler çok fazla ön plana gelmedi. Son yıllarda reformlar bakımından son bir buçuk yıldır en güçlü yıllar oldu. Ama siyaset o kadar baskın kaldı ki, ekonomideki bu yaptıklarımız biraz arka planda kaldı. Gelin 16 nisanda siyasette çok önemli bir atılım yapalım. Ondan sonra ekonomi çok daha fazla öne çıkacak” diye konuştu.

Bakan Ağbal buradaki toplantının ardından programına Afyonkarahisar Ticaret Borsası’na geçti.
Kaynak: İHA