TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Yeneroğlu Brüksel'de

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Brüksel’e geldi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Brüksel’de basın mensuplarıyla buluştu. Yeneroğlu, Belçika da dahil olmak üzere Avrupa’nın birçok yerinde cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik hayır kampanyasına soyunulduğunu ancak evetçilere baskı ve sindirme politikaları uygulandığını ifade etti.

Türkiye’nin şu anda ortaya koyduğu politikalarda çok daha güçlü bir biçimde etno kültürel kimliği muhafaza eden çabaların var olduğunu ifade eden Yeneroğlu, “Bunu Batı Avrupa ülkeleri de yapıyor. Fransa’nın diaspora politikaları, Almanya’nın, Hollanda’nın diaspora politikaları Türkiye’nin çok çok daha ilerisinde. Dolayısıyla örneğin bir Alman siyasetçi, söz konusu Almanya’daki Türkler olunca onların daha iyi Alman olmasını bekler ve söz konusu Türkiye’de Kürt uyruklu vatandaşlarımız olunca onların sonuçta politize olmuş Kürt olmaları için çabasını ortaya koyar. Söz konusu Romanya’da Almanlar olunca onların Alman olarak kalmalarını ve etno kültürel kimliklerini muhafaza etmeleri için özel bir çaba sarf eder. Bu Batı Avrupa ülkelerinde devamlı ortaya konmuş” dedi.



“Türk toplumu huzura ve refaha hizmet etti”

Avrupa basınının özgürlükçü ve çoğulcu bir görüntü vermediğini ifade eden Yeneroğlu, bu durumun tersinin yaşandığını açıkladı.

Yeneroğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Başka ülkeler de bunu iddia ediyor. Fikri çoğulculuk aradığımız zaman bugün Batı basınında bunu göremiyoruz. Gelin şu Türkiye’deki meseleleri bir de biz anlatalım ve hatta o kadar insana makale veriyorsunuz, bu konularla ilgili biz de yazalım dediğimiz zaman ’kusura bakmayın’ diyorlar. Bugün Almanya’nın Rusya’da Alman azınlığın siyasal bilincinin gelişmesi için ortaya koyduğu mücadele, Kazakistan’da, Kırgızistan’da, Türkmenistan’da yaptığı politikaların biz daha uzağından bile geçemedik. Bunu özeleştiri olarak algılayabiliriz. Ama sonuç itibariyle yurt dışındaki Türk toplumu içinde bulunduğu ülkede katılımı artırarak, bu ülkelerdeki toplumun şimdiye kadar nasıl olduysa huzuruna, refahına nasıl 50 yıldan beri hizmet ediyorsa yine aynı şekilde de devam edecek.”

“Türk toplumuna kimsenin söyleyebileceği en ufak bir söz yok”

Türk insanının Avrupa’da kendi menfaatlerini koruma noktasında siyasal bilincini ve siyasal katılımını artırması konusunda çalışmalar yapması gerektiğini kaydeden Yeneroğlu, “Bunu her ortamda dile getiriyoruz. Bunların aynı zamanda sadakatle bir alakası yok. Çünkü sadakatin sonuçta günümüz modern demokratik anlayışa göre kişilere değil, değerlere ve anayasal düzene göre olduğunu ve bu anayasal düzene sadakatin de kişinin hukuka bağlılığıyla ifade edilebilir ancak. Bu noktada Türk toplumuna kimsenin söyleyebileceği en ufak bir söz olmadığını, tam tersi samimiyet olsa Avrupa ülkelerinde Türkiye’nin iç işleyişini buraya taşıyan ve burada tamamen başkalaştırıp topluma takdim edenlere karşı söylenmesi gereken sözlerinin olması gerektiği. Bunlar olmadığı için ortada herhangi bir samimiyetin olmadığını müşahede etmek gerekiyor” diye konuştu.



Türkiye ile Avrupa ilişkileri çok daha iyi bir noktaya gelecek”

Türkiye ile Avrupa ilişkilerinin çok daha iyi bir noktaya geleceğini ifade eden Yeneroğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Bugün seçimlerde Türk toplumun hassasiyetini bir taraftan Avrupa ülkelerinde Türkiye gerçeklerine, Türkiye’nin istikrarına, Türkiye’nin barışına aykırı ortada olan yüzlerce vakaya karşı bir duruş olduğunu görmek gerekiyor. Bu aynı zamanda Türkiye’nin siyaseti ile ilgilenmek değil, aynı zamanda güçlü bir biçimde Avrupa’da var olana cevap vermektir. Avrupa’da var olanlarla ilgili toplumun bir duruş sergilemesidir. Burada siyaset doğru okunursa, örneğin Belçika siyaseti, Hollanda, Almanya siyaseti. O zaman bu demokratik iradeyi dikkate almak lazım. Bunu yaptığı takdirde siyasette temsil ettiği takdirde, o zaman Türkiye-Avrupa ilişkileri çok daha iyi bir noktaya gelecek ve yine Türkiye’den göç etmiş insanlar Avrupa ülkelerinde daha fazla yabancılaşma, yani toplumsak iddialara daha fazla yabancılaşmaya gitmeyecektir” dedi.



"Evetçilere baskı ve sindirme politikaları var"

Yeneroğlu, “Bugün Almanya’nın her yerinde bazı cemiyetler, resmi dini cemaat olarak kabul edilen resmi cemiyetlerde çok yoğun bir biçimde hayır kampanyası yürütülürken ve Almanya’da olsun, birçok Avrupa ülkesinde olsun siyasi partiler ve Türk uyruklu birçok vekil çok yoğun bir biçimde hayır kampanyası yanında yer alırken, bu da basın ve kamu gücüyle ciddi manada teşvik edilirken, diğer tarafta evet diyen insanlara ciddi baskı uyguladığı bir gerçektir. Sindirme politikası uyguladığı bir gerçektir” dedi.

UETD Belçika tarafından düzenlenen toplantıya UETD Genel Başkanı Zafer Sırakaya’nın yanı sıra, UETD Belçika Başkanı Basir Hamarat ile yardımcısı Mehmet Nuri Acar ve AK Parti Belçika Temsilciliği Başkan Yardımcısı Fatih Toprak da katıldı.

Kaynak: İHA