'1. Fikir Tepsisi' Toplantısı Gerçekleştirildi
Anadolu Üniversitesi Turizm Araştırma ve Uygulama Birimi ile Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi tarafından düzenlenen “1. Fikir Tepsisi” toplantısı gerçekleştirildi.
“Safranbolu, örnek alınması gereken bir bölge”
Toplantının açılış konuşmalarından ilkini yapan Anadolu Üniversitesi Turizm Araştırma ve Uygulama Birimi Müdürü Doç. Dr. Erkan Sezgin, toplantının amacının yerleşiklerin turizmden faydalanmalarına ilişkin düşünceler ortaya koymak olduğunu dile getirdi. Eskişehir’in son birkaç yılda iç turizm alanında hızlı bir gelişim gösterdiğini aktaran Doç. Dr. Sezgin, bu anlamda örnek alınması gereken en önemli bölgelerden birinin Safranbolu olduğunu ifade etti.
Karabük’ün küçük bir ilçesi olan, toplam 200 kadar evden oluşan Safranbolu’nun tekrar müşteri sağlama adına sektörde çok başarılı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Sezgin konuşmasını; “Dünyanın her yerinden gelen turistler, bu bölgeyi tekrar tekrar ziyaret ediyorlar. Biz de şehrin tüm dinamiklerini bu anlamda harekete geçirmeliyiz” şeklinde sürdürdü.
Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay Aktaş ise, Eskişehir’in turizminin ancak bütün paydaşların bir arada çalışmasıyla geliştirilebileceğini söyleyerek şunları belirtti:
“Bugünkü toplantımızın konusu, Eskişehir turizminin nasıl geliştirilebileceği olmalıdır. Öncelikle, yerli turiste bir dezavantaj gözüyle bakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Araştırmaların da gösterdiği üzere, yerli turistin katma değeri daha yüksek.”
Turizmin, şehri değiştireceğini ve geliştireceğini vurgulayan Prof. Dr. Aktaş, bu sayede bir mekansal değişim yaşanacağını dile getirdi ve şöyle ekledi: “Biz bu mekânsal değişimi sürdürülebilir şehir turizmini sağlayarak gerçekleştirmeliyiz. Yatak sayısı, konaklama tesisleri gibi fiziksel konular da çok önemli ama müşteri memnuniyeti, turizm için en kritik maddedir. Turizmin gündem maddelerini belirleme ve birlikte hareket edebilme adına bu toplantının çok faydalı olacağını düşünüyorum.”
Açılış konuşmalarının ardından akademisyenler, sektör ve dernek temsilcileri düşüncelerini paylaştı. Turizm sektörü bünyesinde yaşadıkları sıkıntıları anlatan katılımcılar, var olan problemlere yönelik olarak çözüm önerilerini dile getirdiler.
“Turizm, krizlerden çok çabuk etkilenen bir sektör”
Katılımcıların konuşmalarının ardından; ilk kapanış konuşmasını Osmangazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Turizm Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Adnan Konuk gerçekleştirdi. Vekaleten yürüttüğü Turizm Fakültesi Dekanlığı görevi süresince birçok bulgu elde ettiğini kaydeden Prof. Dr. Adnan Konuk, “Bütün katılımcılar yaşadıkları sıkıntıları ve çözüm önerilerini paylaştılar. Kabul etmeliyiz ki, turizm sektörü krizlerden çok çabuk etkilenen, çalkantılar yaşayabilen bir sektör. Ancak, benim şöyle bir düşüncem var; bir şehrin gelişimini önce AVM ve otel yapan insanlar tahmin ediyor. Bence şu an yoğun bir şekilde girişilen bu inşaatlar, Eskişehir’in yakın bir gelecekte nasıl bir ticari ivme kazanacağını gösteriyor. Biz de Eskişehir Osmangazi Üniversitesi olarak bu anlamda bir icraat yaptık ve bir uygulama oteli açtık. Böylece sektörü daha yakından tanıma şansına eriştik. Bu işin ekonomisini yürütmenin ne kadar zor bir iş olduğunu gördük. Söylemeden geçmek istemiyorum. Frig Vadisi’nin canlandırılması bu şehrin turizminin çok ciddi bir şekilde güçlenmesi anlamına gelecektir diye düşünüyorum.” dedi.
“Eskişehir günübirlik gezilecek bir yer olmamalı”
“Bütün katılımcıların görüşlerini dinledik, ben biraz daha geniş bir çerçeveden olaya bakmak istiyorum” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Eskişehir’de turizmi canlandırmak adına, bana göre yapılacak olan en yararlı iş, Eskişehir’in günübirlik gezilecek bir yer olduğu düşüncesinin alt edilmesidir. Bu sebeple, Eskişehir bir bütün olarak görülmeli ve turizm ilçelere yayılmalıdır” şeklinde konuştu.
“Turizmde insanların ilgisini çekmenin en önemli yollarından biri de hikâye oluşturmak. Kopenhag’da deniz kızı hikâyesi var, İngiltere’de herkes Shakespeare’in doğduğu evi merak ediyor“ diyen Prof. Dr. Gündoğan, “Eskişehir’in de bu tarz hikâyeleri olmalı. Biz bunu Havacılık Parkı’nda gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Orada hikâyesi olan uçaklar var. İlgili arkadaşlarımıza, ‘bu uçakları belirleyelim ve hikâyelerini de yazalım dedim.’ Bunları özendirmeliyiz.” dedi.
“Kongre turizmini teşvik ediyoruz”
Eskişehir’de üniversitelerin oluşturacağı kongre turizminin de çok önemli olduğunu ifade eden Rektör Gündoğan, “Bizim üniversitemizden her yıl 2 bin akademisyen yurt dışında kongreye katılıyor; onları gittikleri kongrelerin gelecek yıllardaki organizasyonlarının ev sahipliklerini almaları için teşvik ediyorum. Bu konuda, yurt dışından isteyenlerin rahatlıkla şehirimize gelebilmeleri amacıyla havaalanımızın uluslararası uçuşlara açık olması için de elimizden geleni yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Eskişehir’in faydalanabileceği bir diğer turizm türü de spor turizmidir.” diyen Prof. Dr. Gündoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ”2011 yılında Koç Fest organizasyonunun finalleri üniversitemizde düzenlenmişti. O dönemde, Eskişehir şu anki yatak kapasitesine de sahip değildi. Ülkenin birçok şehrinden gelen takımlar farklı şehirlerde konaklamak zorunda kalmıştı. Bu yıl Anadolu Üniversitesi bünyesindeki üç takımımız liglerini şampiyon olarak tamamladı. Gelecek yıl, rakip takımları evimizde ağırlayacağımız maçlarda gelen kafileler, çok ciddi olmasa da şehrimize yine bir maddi katkı sağlayacak.”
“Fikir tepsisi, fikir kazanına dönüştü”
“Fikir tepsisi olarak başlayan toplantı, fikir kazanına dönüştü. Bu toplantıda çok şey üretildi” sözleriyle konuşmasına başlayan Eskişehir Vali Yardımcısı Aslan Avşarbey, bu toplantının kendileri için çok iyi bir başlangıç olduğunu belirtti.
İlerleyen süreçte daha iyi çalışmalar yapılacağına inandığını dile getiren Avşarbey şöyle konuştu: “Eskişehir’e dışarıdan bakıldığında her şey çok pozitif. Bu şehirde yaşamaya başladığınızda ise bu beklentinin karşılanmasını bekliyorsunuz doğal olarak. Tabii ki problemler ve beraberinde de çözüm yolları mevcut. Bu toplantıda belirtilen her fikir çok kıymetli ancak burada olaya makro düzeyde bakıp genel bir durup değerlendirilmesi yapılmalı ve yol haritası çizilmelidir. Mikro düzeyde de herkes uygulayıcı olarak üstüne düşeni tam olarak yerine getirmelidir.”