Kanser Hastalarında Spor Ve Beslenmenin Önemi

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Naziyet Köse, doğru beslenmenin kanser hastalarının gerek kemoterapi, gerekse kemoterapi sonrası takipleri sürecinde çok büyük önem taşıdığını belirterek, "Tanı koyulur koyulmaz, daha tedaviler başlamadan hastalar ve yakınları daha iyi beslenme için arayışlara girmektedirler. Hekim hasta görüşmelerinde hemen her hasta ve yakını beslenme konusunda sorular sormakta ancak çoğunlukla verilen bilgiler hastayı tatmin edememektedir“ dedi.

Kanser Hastalarında Spor Ve Beslenmenin Önemi
Kanser hastalarının sağlıklı ve enerjik olmaları, vücut ağırlığını dengelemeleri gerektiğini vurgulayan Dr. Naziyet Köse, vücudun temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, tedavinin yan etkilerini daha iyi tolore edebilmesi, enfeksiyon riskinin azaltılması ve iyileşmeyi hızlandırmak için sağlıklı beslenmenin önemli olduğunu ifade etti.

Kemoterapi hastalarında beslenmenin tedavinin sonuçları üzerinde etkili olması nedeniyle göz ardı edilemeyecek bir parametre olduğunun altını çizen Köse, “Kemoterapi alan hastaların çoğu vitamin desteği veya alternatif tıp ürünleri veya daha önce pek de kullanmadıkları (arı poleni, ısırgan otu, keçi boynuzu pekmezi vb.) ürünleri kullanmaya eğilim gösteriyorlar. Kemoterapi alan hastalarda özellikle de kansızlık varsa tedaviden önce vitamin B12, folik asit ve demir düzeylerinin bilinmesi ve varsa eksikliğinin giderilmesi önemlidir. Uygun şekilde beslenen, testlerinde vitamin eksikliği olmayan hastalarda megadoz vitaminler önerilmez“ diye konuştu.

Kemoterapi ile birlikte kanser hastasında beslenme ile ilgili bazı faktörlerin de etkilendiğini ifade eden Köse, “Kabızlık için lifli gıda (kavun, kayısı gibi) alımının artırılması ve bol sıvı tüketimi gereklidir. İshal durumunda muz, patates gibi gıdaların tüketilmesi ve ciddi hipertansiyonu yoksa tuz tüketiminin artırılması faydalı olmaktadır. Gaz ve şişkinlik şikayetleri olan hastaların nohut, kuru fasulye gibi gıdalardan uzak kalması, yemeklerini yavaş yemesi ve hava yutulmasından kaçınması gerekir. Özellikle baş-boyun bölgesine radyoterapi alan hastaların sık sık su içerek ağız kuruluğunu gidermeye çalışması önemlidir“ dedi.

Kemoterapi alan hastaların yaklaşık üçte ikisinde bulantı ve kusma gözlendiğini söyleyen Köse, bulantı-kusma şikayeti olan veya kusturucu etkisi belirgin bir kemoterapi alan hastaların yağlı, sıcak ve tatlı gıdalardan kaçınmaları, bunun tersi hafif tuzlu, soğuk ve yağsız gıdalar tüketmelerini önerdi. Dr. Köse, tedavi öncesindeki bireylere de çeşitli sağlıklı beslenme önerilerinde bulunarak, "Günde en az 5 porsiyon değişik renkte sebze ve meyve tüketin. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine tam tahıl ürünlerini (kepekli) tercih edin. Özellikle işlenmiş ve yağlı et tüketimini azaltın. Protein tüketiminizi artırın. Kemoterapinin zararlı etkilerini en aza indirmek için özellikle tedavi sırasında en az 2 litre su için. Besleyici değeri olmayan yüksek şeker ve yağ içeren yiyeceklerden uzak durun“ şeklinde konuştu.

Kanserli hastada düzenli egzersiz yapmanın hastaların hastalıklara ait şikayetlerinin, yaşam kalitelerinin, egzersiz kapasitelerinin ve kuvvetlerinin olumlu etkilendiği ile ilgili orta düzeyde bilimsel kanıtlar olduğunu belirten Köse, “Bunun yanı sıra kanserli hastaların düzenli egzersiz yapması onların mevcut anksiyetelerini, depresyonlarını ve yorgunluk hislerini de azaltır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, kronik hastalığı olan diğer hastalarda olduğu gibi kanserli hasta için egzersiz programı hazırlanırken çok daha fazla dikkat edilmeli, öneride bulunan kişinin yeterli bilgi ve deneyimi olması gereklidir. Bu egzersiz programında aerobik (kardiyo) egzersizlerin yanı sıra kuvvetlendirme egzersizlerinin de olması gerekir. Ancak bu aşamada unutulmaması gereken bir başka konu, kanser hastalarının tedavisi tamamlanınca genelde fiziksel ve psikolojik olarak çok yorgun olduklarıdır. Bu nedenle egzersize başlarken olabildiğince düşük şiddette başlayıp, kontrollü bir şekilde şiddeti ve süreyi-tekrarı artırmak gerekir. Hastalar yine bu dönemde egzersizleri evde kendilerinin yapmaları yerine gözetim altında yapmaya teşvik edilmelidir“ dedi.

Kanserde hastanede yatan hastaların bile egzersiz programına alınmasının fayda sağladığını söyleyen Köse, “Ama kemoterapi alan hastalarda egzersiz uygulaması ile ilgili bilgiler yetersizdir. Hastaların mevcut durumu, kemoterapi programı standart bir egzersiz programı verilmesini engeller; kemoterapi alan her hasta için özel program yapılmalıdır. Ama özellikle yaşlı hastalarda hareketliliği ve fonksiyonel düzeylerini artırmak çok önemlidir“ diye konuştu.

Köse sözlerine şöyle devam etti:

"Hastanın kemoterapi ya da radyoterapi alırken beyaz küre sayısı 500’ün, hemoglobin düzeyi 10,5 g/dl’in, trombosit düzeyi 200 binin altında, vücut sıcaklığı 38 derecenin üzerinde ise egzersiz programına katılmamalıdır. Kemik metastazı olan hasta yüksek şiddetli egzersiz programına katılmamalıdır. Bunların yanı sıra infeksiyonu olan hastalarda infeksiyon bulguları tamamen geçene kadar programa alınmamalıdır.“
Kaynak: İHA