Başbakan Binali Yıldırım Bilecik'te

Bilecik’te halka seslenen Başbakan Binali Yıldırım, “Bilecik Meydanından söylüyorum. Boşa kürek çekiyorsunuz. Bu millet basiretli bir millet. Bu milleti bildiği yoldan, doğru yoldan çeviremezsiniz”

16 Nisan’da yapılacak referandum çalışmaları kapsamında Bilecik Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşlara seslenen Başbakan Binali Yıldırım’a, eşi Semiha Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli de eşlik etti. Coşkulu kalabalığa seslenen Başbakan Yıldırım, devletler doğuran, medeniyetler merkezi Bilecik’i selamladığı söyledi.

Başbakan Yıldırım, “Erenler ocağı Bilecik’i selamlıyorum. Bir tohumdan bir çınar, bir obadan bir beylik, bir beylikten bir devlet, bir devletten bir medeniyet, bir mizan-ı alem çıkaran Türkmen obalarının Yörük yiğitlerini selamlıyorum. Osmanlı cihan devletinin ilk mimarı Ertuğrul Gazi’ye rahmet olsun. Beylikten devlete yürüyüşün öncüsü Osman Gazi’ye rahmet olsun. Osmanlı’nın ruh mimarından Şeyh Edebali’ye rahmet olsun. Sakarya gibi gür ve bereketli bu erenler diyarına binlerce selam olsun. Bilecik bizim tarihi yürüyüşümüzün önemli merkezlerinden bir tanesidir. Asırları aşan bu büyük yürüyüş bu topraklarda can buldu. Söğüt, büyük medeniyetin çınarımızın kokusudur. Söğüt yeniden dirilişin yeniden yükselişin sembolüdür. 15 Temmuz alçak darbe girişimine Bilecik bu meydanda ‘dur’ dedi dur. Sizler 15 Temmuz gecesi bu meydanı boş bırakmadınız. Allah hepinizden razı olsun. Cumhuriyet Meydanında o gece hainlerin Cumhuriyeti yıkmasına izin vermediniz. Sonunda da bu meydanda 1 ay boyunca demokrasi nöbeti tuttunuz. Her düşünceden vatandaşlarımız bu meydanda ay yıldızlı bayrağımızla bir araya geldi, kenetlendi, milli iradeye sahip çıktı. Hainler o gece, o darbe gecesi Ankara Gölbaşı Polis Özel Harekat Müdürü, Bilecik’in yiğit evladı Zafer Koyuncu’yu şehit ettiler. Zafer kardeşimiz Bilecik’in medar-ı iftiharıdır. Bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla anıyorum” dedi.



"Bu milletin bütün renklerine, tüm farklılıklarına aynı sevdayla, aynı muhabbetle bağlıyız"

Şehitlerin bıraktığı emanete sahip çıkmanın herkesin boynunun borcu olduğunu aktaran Başbakan Binali Yıldırım, Hayme Ana’nın nasihatini hatırlatarak, “Biz her canı aziz bilen, ‘İnsanı yaşat ki dünya yaşayın, devlet yaşasın’ diyen bir ecdadın torunlarıyız. Medeniyetimizi mayalayan Hayme Ana bakın nasıl bir nasihat yapıyor. ‘Boyundan - soyundan olsun olmasın insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki, insanların birliği ve dirliği kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin. Ululuk isteyen töreden ayrılmasın. Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan ancak o zaman iftihar edebilirsin. Yüreğinden imanı, dilinden duayı, davranışından fazileti eksik etme. Bir de sabırlı ol. Ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur. Kökü de kökü mazide olmak işte budur.’ İşte AK Parti iktidarının da istikameti budur. İşte AK Parti iktidarının da istikameti milletin istikametidir. Yürüdüğümüz yol sizin yolunuzdur. Bu milletin bütün renklerine, tüm farklılıklarına aynı sevdayla, aynı muhabbetle bağlıyız. Bir olmanın, birlik olmanın, dirlik içinde yaşamanın derdindeyiz. Beceriksiz, çok parçalı, zayıf yönetimler, kendi menfaatini düşünen siyasetçiler, geçmişte bu güzel ülkeyi felaketin eşiğine getirdiler. Milleti temsil etmek üzere siyaset yapması gerekenler, darbecilerle vesayetçilerle baskı odaklarıyla bir araya geldiler. Sadık olmadıkları tek şey millet oldu. Bu kayıp yılları hep beraber yaşadık. Bu yılların bedelini birlikte ödedik. Bu kötü yönetimlerin Türkiye’ye yaptıklarını unutacak mıyız? O beceriksiz iktidarları İMF’ye nasıl teslim olduğunu unuttuk mu? Unutmadık asla unutmayacağız” ifadelerini kullandı.

“Bu milleti bildiği yoldan, doğru yoldan çeviremezsiniz”

16 Nisan’ın, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak aydınlık yarınların müjdecisi olduğunu vurgulayan Binali Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Geçmişin acı hatıralarına kapıyı sonsuza kadar kapatacağız. Bu milletin iyiliğini istemeyen, bugün de yalanla, dolanla, iftirayla kafaları bulandıran çevreler olduğunu biliyoruz. Bunların siyasetinde tutarlılık yok. Hedef yok, proje yok. Sadece iftira var, tehdit var, karalama var. Buradan, Bilecik Meydanından söylüyorum. Boşa kürek çekiyorsunuz. Bu millet basiretli bir millet. Bu milleti bildiği yoldan, doğru yoldan çeviremezsiniz. Bu millet çalışanı da bilir, boş konuşanı da bilir. 2002’den beri her seçimde bu aziz emaneti bize veriyor. Şu Bilecik’in rampaları dili olsa da anlatsa. Orada ne canlar gitti bu Bilecik derelerinde ne hayatlar söndü. Şimdi Bilecik’in yolları Bozüyük’ten ta İstanbul’a, Eskişehir’e, Kütahya’ya, Afyon’a kadar otoyol oldu mu? Bölünmüş yol oldu mu? AK Parti çalışır, AK Parti yapar onlar konuşur. Bir kez daha ilk gün milletin güvenini boşa çıkarmamaya yemin ettik. Milletle el ele verdik, birlikte yol yürüdük. Birçok işler kazandık. Laf değil, iş yaptık. 2002’de sandıktan çıkan sonuç yeter söz milletin. Ak parti insanımızın yıllardan beri özlemini, hayallerini çektiği umutlarını gerçeğe döndürdüğü bir siyasetin adıdır özgür, adil müreffeh ve güçlü bir Türkiye’nin siyasi adresidir. Her türlü baskıya, her türlü milli iradeye kasteden girişime karşı dimdik duran Recep Tayyip Erdoğan’ın ve arkadaşlarının partisidir. Size Cumhurbaşkanımızın selamını getirdim. Bir milletin değerlerine sahip çıkan siyasal hareketin adıdır. 2002 yılından bu yana gerçekleştirdiği sessiz devrimlerle ülkeye, millete birçok eser kazandırdı. Yaşanan devrimlerde Şeyh Edebali’nin devlet anlayışı bizim ilham kaynağımız oldu. Ne diyor şeyh Edebali; İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Nasihat dün nasılsa bugün de yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Geçmiş 15 yıl bu vizyonun bu birlik beraberliğin esareti olan atılımlarla geçti. Bu başarılar milletin başarısızdır, Türkiye’nin başarısıdır. İflasın eşiğine gelmiş bir ülke bugün ekonomik başarılarıyla dünyanın gıptayla gösterdiği bir sonuca ulaşmıştır. Türkiye sevgisi nedir? Bu ülkeyi seven neler yapar. Ben size anlatayım. Bir ülke savunma sanayinde ne kadar milliyse, ne kadar yerliyse o kadar güçlüdür. Ak parti 2002’de iktidar olmadan önce savunma sanayimizin durumu pek de parlak değildi.”
Kaynak: İHA