'Yüzümdeki Yara İzi İçin Estetik Cerraha Götürdüler'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, FETÖ'nün askeri yargı yapılanmasına yönelik iddianamesinde ifadesi aktarılan eski hakim Aksu: 'Bize askeri okul veya polis akademisi sınavlarına girmemiz yönünde telkinler yapıldı. Polis Akademisi sınavlarına girmeyi kabul ettim' 'Yüzümde çocukluktan kalma bir yara izi vardı. Mülakatta sorun olabileceğini belirttim. Halledebileceklerini söyleyerek beni estetik cerrahına götürdüler. Yara izinin bulunduğu yere bir seans yağ dokusu enjekte edildi' 'Sınavda spor ve sağlık aşamalarını geçtim. Gözlemlediğim kadarıyla bu sınavlarda cemaate yakın adaylardan sınav komisyonu haberdardı. Zira sınava giren diğer kişilere nazaran bize çok sıcak ve farklı davranıyorlardı'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) askeri yargı yapılanmasına yönelik hazırladığı iddianamesine göre eski hakim Mehmet Aksu, örgütün ilk yıllarda Polis Akademisine girmesi için kendisine telkinde bulunduğunu ancak yüzünde, çocukluktan kalma yara izinin mülakatta sorun olabileceğini belirttiğini söyledi. Aksu, örgüt mensuplarının bunun 'halledilebileceğini' söyleyip kendisini estetik cerrahına götürdüklerini anlattı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 33 askeri hakim ve savcı hakkında hazırladığı iddianamede, haklarındaki adli soruşturma devam eden bazı eski hakim ve savcıların beyanları aktarıldı.

Buna göre eski hakim Mehmet Aksu, FETÖ ile temasının 2007-2008 yıllarında üniversiteye hazırlık döneminde başladığını, maddi durumu iyi olmadığı için örgüte ait dershanelere gittiğini, bu dönemde öğretmen Özgür Anıl Kanat'ın yönlendirmesiyle örgütün evlerinde kalmaya başladığını dile getirdi.

Aksu, 'Evi ilk gördüğümde Fetullah Gülen'in kitaplarının bulunmadığı, normal edebiyat eserlerinin yer aldığı kitaplık dikkatimi çekti. Burada üniversiteye hazırlık dönemini geçirdim. Bunlar, genellikle üniversite öğrencisi abinin başında bulunduğu, birkaç üniversite öğrencisinin kaldığı, lise ya da daha alt düzeyde öğrencilerin gerek günübirlik gerekse yatılı kalıp ders çalıştırıldığı bir öğrenci eviydi. Benim kaldığım evin sorumlusu Cüneyt Kılıçarslan, Fatih Üniversitesinde elektrik elektronik mühendisliği okuyordu.' diye konuştu.

Üniversite sınavının ardından örgüt mensuplarının kendisini Beylikdüzü'nde kampa çağırdığını ifade eden Aksu, burada Fetullah Gülen'e ait kitaplar okuduklarını belirterek, şöyle devam etti:

'Daha üst düzeyden abiler eve gelip sohbet toplantısı yapıyordu. Fetullah Gülen'e ait videolar izliyorduk. Okuduğumuz kitapların çetelesi tutuluyordu. Kamp sonunda da başarılı bulunanlara değişik hediyeler veriliyordu. Bu kamp sırasında askeri okul veya polis akademisi sınavlarına girmemiz yönünde telkinler yapıldı. Askeri okullara sıcak bakmıyordum. Mahçup etmemek için Polis Akademisi sınavlarına girmeyi kabul ettim. Yüzümde çocukluktan kalma bir yara izi vardı. Mülakatta sorun olabileceğini belirttim. Halledebileceklerini söyleyerek beni Sema Hastanesinde bir estetik cerrahına götürdüler. Doktor yara izinin yüzünün yapısı ve yara şekli itibarıyla kapatılmasının mümkün olmadığını söyleyince Avcılar'daki bir başka hastaneye götürüldüm. Orada yara izinin bulunduğu yere bir seans yağ dokusu enjekte edildi. Diğer iki seansa gitmedim. Sınavda spor ve sağlık aşamalarını geçtim. Gözlemlediğim kadarıyla bu sınavlarda cemaate yakın adaylardan sınav komisyonu haberdardı. Zira sınava giren diğer kişilere nazaran bize çok sıcak ve farklı davranıyorlardı.'

- 'Mülakat için prova yaptık'

Üniversite sınavını kazanarak hukuk fakültesine devam ettiğini belirten Aksu, fakültede örgüte ait 2 evde kaldığını ancak bu dönemde örgütte herhangi bir sorumluluk veya görev almadığını kaydetti.

Aksu, bu evlerde, sonradan hakim veya savcı olan, Sinan Dağ, Selahattin DüncIar, İbrahim Sonkaya, Kasım Gündüz, Metin Çelik, Arif Çelik, Halit Akyol, Resul Konak, İsmail Sarıca, Cüneyt Fıdır, Bekir Öztürkeri, Adem Paşa, Dilara Yılmaz, Büşra Balcı, Zeliha Mervenur Özdemir ve Melike Yüksel'i tanıdığını söyledi.

Mezun olduktan sonra, örgütün hakim savcı sınavlarıyla ilgili çalışma evleri olduğunu öğrendiğini ifade eden Aksu, sınava girmeyi düşündüğü için 'bölge abisi' Mesut'u arayıp durumu anlattığını ve kendisine Ankara'da bir çalışma evi ayarlandığını anlattı.

Hazırlık döneminin ardından Aralık 2012'de Adli Yargı Hakim adaylığı yazılı sınavına girdiğini ve 85 puan aldığını dile getiren Aksu, ardından mülakata hazırlandıklarını belirterek, 'Mülakat için bir nevi prova mahiyetinde mülakat örneği yapıldı. Hepimiz takım elbise giydik, traş olduk. Mülakata girer gibi 2-3 kişinin olduğu bir heyetin karşısına çıktık. Hukuki bazı sorular soruldu. Neyi yanlış, neyi doğru yaptığımız anlatıldı.' diye konuştu.

Mülakatı da kazanarak İstanbul Adliyesinde staja başladığını kaydeden Aksu, bu dönemde kendini Onur Usta olarak tanıtan kişiyle Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'nda buluştuklarını, Usta'nın örgüt mensubu ve grup sorumlusu olduğunu belirterek, 'Sohbet grubu içerisinde benim de bulunduğumu söyleyip haftada bir toplanacaklarını anlattı. Görüşmemizde ne iş yaptığını söylemedi, ben de sormadım.' dedi.

Aksu, bu sırada 17-25 Aralık sürecinin yaşandığını, bu süreçte sohbet toplantılarına katılmayı bıraktığını ve örgütten koptuğunu aktardı.

- Katalog evlilikler

Örgüt içinde katalog evliliklerin sorulması üzerine fakültedeyken böyle bir birim olduğu ve kataloktan evlilikler gerçekleştirildiğinin söylendiğini belirten Aksu, 'Staja başladıktan sonra hafta sonu sohbetine evlendirme abisinin geleceği söylendi. Nitekim o hafta sonu gelen bir şahıs bizimle ayrı ayrı görüştü. Evlilik kriterlerini sordu. Bu konuya olumlu yaklaşanlardan bilgilerini ve fotoğraflarını aldı. Bir ay kadar sonra bu abi tekrar geldiğinde bu şekilde evlenmeyi düşünen kişilerin kriterlerine uygun evlilik adaylarının fotoğraflarını ve bilgilerini getirip ayrı ayrı gösterdi.' dedi.

Örgütün maaşlarının bir kısmını himmet adı altında istediğini ifade eden Aksu, 'Staja başladıktan sonra istediler. Fakat gönüllülük esasına göre cemaatte bulunduğumu belirterek buna karşı çıktım. Israr ettiler. Bunun üzerine 200-300 lira kadar ödedim. Sonraki aylarda da maaşın yüzde 15'i ya da 20'si kadar para istendi. Hatta Ankara'da henüz cemaatten ayrılmadığım sıralarda bir şahıs gelerek benimle özel olarak görüştü. Her ay ödemem gereken ve eksik kalan miktarların yazılı olduğu bir çizelge çıkarıp borcum olduğunu söyleyince itiraz ettim. 'Size senet mi verdim, ne borcu?' dedim. Hatta biraz tartıştık.' diye konuştu.

- 'Ev abisi denetliyordu'

Eski hakim Fatih Yılmaz da Trabzon Beşikdüzü Anadolu Öğretmen Lisesi mezunu olduğunu, lise 2. ve 3. sınıflarda Vakfıkebir ilçesinde bulunan Zafer Fen isimli dershaneye gittiğini, bu dershanenin FETÖ/PDY bağlantılı olduğunu, 2006'da Konya Selçuk Üniversitesinde Hukuk Fakültesini kazanınca yine dershanedeki bağlantı sebebiyle FETÖ/PDY'ye ait öğrenci evlerinde 2 yıl kaldığını söyledi.

Evde kaldığı dönemde ortaokul öğrencilerine ders vermeleri ve Fetullah Gülen'in kitaplarını okumalarının istendiği, bu işlerin 'ev abisi' tarafından denetlenip çetelesinin tutulduğunu anlatan Yılmaz, okul bittikten sonra yaklaşık 6 ay hakimlik sınavına hazırlanmak için Konya'da bulunan bu yapıya ait evde kaldığını, hakimlik sınavında başarılı olamayınca evden ayrıldığını ve memleketine dönerek ailesinin yanında avukatlık stajına başladığını söyledi.

Yılmaz, savcılar Serkan Temizkan, Bayram Hamurcu, Yasin Arıkan ve Samet Okcanoğlu'nun bu evlerde kaldığını bildiğini anlattı.
Kaynak: AA